Özel / Analiz Haber
Gannuşi: 'İslam, halkları diktatörlerden azad eder'
Yedi Hilal'in organize ettiği Uluslarüstü İstanbul Konuşmalarının ikincisinde Raşid Gannuşi, İstanbullularla buluştu. İşte konuşmayı sizler için takip eden muhabirimiz Mehmet Mazlum Çelik'in derlediği önemli notlar...
M. Mazlum ÇELİK - Düşünce Mektebi
Raşid Gannuşi'nin, 'Müslüman Gençliğin Modern Dünya ile İmtihanı' konuşmasının tam metni:
'Allah’ın öğrettiÄŸinden baÅŸka bir bilgimiz yoktur. Beni Türkiye’nin yeni nesli ile buluÅŸturan Yedi Hilal’e öncelikle teÅŸekkürlerimi arz etmek isterim. Tunus Halkının ve gençlerinin selamlarını getirdim size. Bugünkü konumuz Ä°slam’ın modern dünya ile iliÅŸkisi hakkında olacak.
'İslam ve İslam Ümmeti iç içedir'
İslam Ümmeti iyi haldeyse İslam da iyi haldedir. İslam ümmeti iyi halde değilse İslam da iyi halde değildir. Bundan dolayı bu asrın problemleri, hastalıklarıyla İslam'ın bu asrın hastalıklarına nasıl çareler ürettiği üzerinde duracağız. İslam bütün coğrafyanın kuşattığı gibi insanoğlunu ilgilendiren bütün problemler ve bütün ilişkileri de kuşatmaktadır. Yaşadığımız dünyada birçok çatışma var. Dünyanın her yerinde çatışma var ama en önemli çatışma insan hak ve hürriyetleri üzerinde yapılan çatışmadır. İslam öyle bir dindir ki insan aklını hurafelerden ve vehimlerden, diktatörlerden, insanları malın köleliliğinden azat eder.
'İslam bütün beşeriyete özgürlük getirmek için gelmiştir'
Tüm beşeriyete şunu demektedir: Sizin adalet ve hakkın dışında üzerinizde emeği olacak hiçbir güç yoktur. Bugün İslam ve bütün dünyada özellikle hürriyet anlamında ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. İslam dini hakim olduğu tüm toplumlarda ister semavi dinler olsun ister diğer dinler olsun tümüne müsahama ile yaklaşmıştır Bugün İslam dünyasında ve bütün dünyada yaşadığımız özellikle insanların hürriyetleri üzerinde kurulan ambargolar İslam dininin, Allah'ın dini ile nasıl problemsiz bir şekilde idare edileceğini bize öğretecek olan dindir.
İslam Dini bir dinin seçilmesinde bir zorlama olmadığını söylemiştir. İslam dini şûrâyı merkezine alan bir din olarak ortaya çıkmış. İslam dini Müslüman toplumlara kendi liderlerini iktidara getirme ve onları iktidardan indirme kudretini vermiştir. Farklı fraksiyonlarla iç içe yaşadığımız sürece onlarla birlikte nasıl yaşayacağımızı veya Garbin ifadesiyle demokrasiyi nasıl tatbik edeceğimizi tartışmak zorundayız. Bazı Müslümanlar demokrasi inancının bir ithal ürün olduğunu, İslam'da yeri olmadığını söylemektedir. Biz isimlere hiç takılmayalım ve bu kelimenin toplumumuzda ifade ettiği anlama bakalım. Demokrasi dediğimiz şey, bütün halkların kardeşliğini ve eşitliğini hedefleyen bir sistemdir; çünkü o ülkede yaşayan insanlar bu demokrasiyle kendi iktidarlarını ve liderlerini özgürce seçebilmektedirler. Onların üzerine baskı kurduklarında, onların yanlışlıkları ortaya çıktığında onları seçen halkın da tabii olarak onları eleştirme hakkı doğacaktır. Bu fraksiyonun içinde bulunan bütün toplumlar kendi parti ve medyalarını kurarak bu yarışın içine dahil olabilirler. Şimdi İslam dininin bu esaslara aykırı bir görüş olduğunu savunabilir miyiz? Hayır. Demokrasinin kelime anlamı içimizde bulunmasa bile İslam dini bu kavrama sahip çıkan bir dindir. İslam dini adaleti emretmiştir. İdare ettiğinizde adaletle hükmedin demiştir. Bir mahkeme sistemine baktığımızda farklı mahkeme sistemleri olduğunu görüyoruz, şimdi sizi bir hakimin yargılaması mı daha evladır, yoksa birden fazla hakimin, heyetin yargılaması mı? Allah bize Şurayı emretmiştir; ama bu şuranın nasıl tecil edeceğini bize bırakmıştır, hükümde bulunmamıştır. Yani hükmün nasıl çıkaracağını bize, insan aklına bırakmıştır. Bizi adaletle hükmetmeye emreden Allah, bu adaletin nasıl tecelli ettirileceği, hangi metodun, hangi iradenin kurulacağı hususunda ciddi bir özgürlük bahşetmiştir. O zaman bugünkü asıl problemimiz şudur: Biz Müslümanlar olarak İslam'ı nasıl anlıyoruz ve Müslümanların güncel problemlerini çözmek için İslam'ı nasıl yorumluyoruz? Bugün bize demokrasinin haram olduğunu savunanlar, aynı zamanda diktatörlüğün helal olduğunu da savunmakta olduklarının farkındalar mı? Gerçek haram olan, zulüm, istibdat ve diktatörlüktür. Şuranı var olduğu, hükmettiği her şey İslam dinindendir.
'150’den fazla ayet Kuran’da hürriyetin önemini vurgular.'
Bugün dünyaya özgürlük için gönderilen Ä°slam’ın aksine hürriyetlere istibdat yoluyla yön vermeye kalkarsak bu cihat anlayışımızın aksine bir davranış olur. Biz cihat ayetlerini okurken hürriyet ayeti ve anlayışları ile yorumlamalıyız. 150’den fazla ayet Kuran’da hürriyetin önemini vurgular. Cihat ayetlerinin diktatörlük ile alakası yoktur, onlar hürriyeti vurgular. En büyük cihat insanın kendi nefsi ile olan mücadeledir. Allah’ın Resulü cihadı tanımlarken Allah için kendi nefsiyle mücadele eden bir kuldan bahsetmektedir. Allah insanın hem iradesinin hem kendisinin özgür olmasını istemektedir. Ä°slam dininde yer alan tüm ibadetler insanın özgür olmasına iÅŸaret eder özellikle oruç tuttuÄŸumuzda gecenin bir vaktinde kalkıp güneÅŸin batışına kadar aç kaldığımızda ezana dakikalar kala soÄŸuk sulardan ÅŸerbetlerden kendimizi Allah’ın izni için kendini sakınması insanoÄŸlunun özgürlüğünün terbiye edilmesinin en büyük örneÄŸidir. Hayvanlar yemek için kimseden izin beklemezler.
Günlerin dadasından uykuya daldığımızda sahur için kalktığımızda sahurumuzu yaptığımızda gözlerimiz uykulu derken ilahi bir ezan duyulup gözlerimizi açık bırakan ezan dahi hürriyetimiz terbiye eden bir nişandır.
Zekat ibadetine baktığımızda fakirin ihtiyacı için yapılan bir ibadet değildir, insanın dünya malının prangalarına dalmasını onu engelleyen bir hürriyet nişanesidir. Elbette kılıçla da cihat vardır. Cihat anlayışımız, bizim başkalarını zorla İslam'a sokmak anlamında değil, vatanımıza, ülkemize işgal için gelen asker postallarını mukaddes topraklarda, Filistin'de, Kudüs'te burunlarımızın dibine kadar sokan insanları def etmek için kullanmalıyız. Cihadın asıl hedefi bütün dünyada adaleti tesis etmek olmalıdır.
'Cihat bir kimseyi zorla Ä°slam’a sokmak deÄŸildir'
Günümüz dünyasında özellikle uluslararası kanunlar, BirleÅŸmiÅŸ Milletler özellikle Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde din ve inanç özgürlüğünü garanti altına almıştır. Ä°slam’da bunu savunmaktadır. Åžu yanlış anlamayı ortadan kaldırmak gerekir; cihat bir kimseyi zorla Ä°slam’a sokmak deÄŸildir, kiÅŸinin dini hürriyetini yaÅŸayabileceÄŸi bir ortam saÄŸlamak gerçek cihattır. Bu maddeden sebeple dün 90'lı yıllarda Bosna'ya müdahale eden BirleÅŸmiÅŸ Milletler ve NATO'nun bugün aynı inançları yüzünden özgürlükleri kısıtlanan, ibadetlerini yerine getirmeyen Myanmar'daki Rohingyalı kardeÅŸlerimiz için de harekete geçmelidir. Dolayısıyla cihat evet haktır ama cihat özellikle ülkesi iÅŸgal edilen, ibadetleri özgürlükleri ellerinden alınan halkların kurtarılması için ÅŸarttır. Ä°slam çeÅŸitliliÄŸe karşı deÄŸildir. Cihat edilecekse iÅŸgale karşı ve din ve vicdan hürriyetine, ibadet hürriyetine karşı yapılmalıdır. Gerçekten cihat etmek istiyorsanız aklınızı kullanın ve aklınızla dünyada Müslümanlar adına cihat edin. Dünyanın en iyi teknolojilerini kullanarak, en iyi muhabirlerini yetiÅŸtirerek, en iyi medyasını kullanarak, Ä°slam ümmetinin sıkıntılarını, Ä°slam ümmetinin problemlerini çözmeye yönelik iÅŸler yapın. Bu vesileyle özellikle El Cezire ve TRT, Müslümanların seslerini dünyaya duyurduÄŸu için teÅŸekkürü hak ediyor. Ä°slam ümmetinin tarihini, ÅŸerefini, izzetini ortaya koyacak yönetmenler, oyuncular yetiÅŸtirmemiz gerekiyor ki Ä°slam ümmetinin ÅŸerefini, ÅŸanını bütün dünyaya ulaÅŸtırabilsin. Bugün bizim ülkemizde en büyük problemimiz, gençlikteki problemimiz tembellik problemidir. Bugün Türk üniversitelerinin bazılarının ilk 100 üniversiteler içerisinde olduÄŸunu gördüğümüzde bizim ilim anlamında doÄŸru yolda ilerlediÄŸimizi görmüş oluyoruz.
'Bizim yine cahiliye ile savaşıp ilmi yükseltmemiz gerekiyor'
Bugün Ä°slam dünyasının öncü isimlerine baktığımızda Hasan el Bennah, Mevdudi, Seyid Kutup, Necmettin Erbakan gibi liderlerin önümüzde ciddi ufuklar açtığını cihadın sadece kılıçla olmayacağını göstermiÅŸlerdir. Bize ilim cihadını öğrettiler. Bugün en önemlli 8 Ä°slam devletini bir araya toplayan D-8 projesinin Mimarı Necmettin Erbakan’dır. Sayın ErdoÄŸan’a da bu projeye sahip çıktığı için de özellikle teÅŸekkür ettim. Bugün birbiriyle savaÅŸan Ä°slam devletlerini göz önüne alınınca bu ve benzeri projeler en büyük cihattır.
İslam dini Arabistan çöllerine geldiğinde o zamanları cahiliye olarak adlandırıyordu, bizim yine cahiliye ile savaşıp ilmi yükseltmemiz gerekiyor. Maalesef İslam dünyasında ilim geleneği unutulmuş oysa başka ülkelerde ilim geleneği zirveye çıkmış durumda.
Bugün benim özellikle gençlere tavsiyem özellikle şu olacak: sizler malumatfuruşlukla sosyal medya üzerinden bilgilenmek ile yetinmeyin. Bu İslam dini öğrenmek ve öğretmek için gönderilmiştir. Dolayısıyla her evin bir kütüphanesi olsun, dininizi hadis, tefsir ve geçmişin tarih kitaplarından öğrenin ki kendi tarihini, ilmini öğrenen bunu başkalarına da öğretebilsin.
Ä°slam dini fakirlikle de mücadele etmek için gelmiÅŸtir. Bu fakirliÄŸi Ä°slam ülkelerinden kaldırmak ciddi bir cihat olacaktır. Burada Tunus’ta Arap Baharını ateÅŸleye Buazzizi kardeÅŸimizi özellikle zikretmek istiyorum. Devrimin üzerinden 7 yıl geçti. BaÅŸta anayasa olmak üzere basın ve fikir özgürlüğü alanında ciddi adımlar atıldı; ama devraldığımız geçmiÅŸ hükümetlerin iktisadi problemlerini çözmek mümkün olmadı. Bu sebeple gençlerimiz ümitsizlik içinde ya gözünü Akdeniz sahillerinde açıp orda hayatlarını kaybediyor ya da uyuÅŸturucu batağına saplanıp kalıyor. Bu gençlerin tek kurtuluÅŸu ilme sarılıp amelle ekmeÄŸini taÅŸtan çıkarmaktan geçmektedir.'
Henüz yorum yapılmamış.