Sosyal Medya

Coğrafyamız

Barzani figüran mı? Sahnedeki oyun bir asırdır aynı

Orta Doğu her zamanki gibi yine sancılı günler yaşıyor. Bölgede yaşananlar geçmişin halledilememiş hesaplarının bakiyesi.



Dünyanın en uzun süreli yayında kalan dizisi olarak ün yapan “Guiding Light” (Yol gösteren ışık) adlı diziyi duymuÅŸsunuzdur. ABD’de yaÅŸayan dört ailenin hayatını konu eden, 72 yıl boyunca ekranlardan her türlü entrikanın çevrildiÄŸi; evlenme, boÅŸanma, ihanet, yalan ve iftiranın konu edildiÄŸi bir diziydi. Sayısız baÅŸaktör, oyuncu, senarist ve seyirci kitlesi deÄŸiÅŸtirdikten sonra veda etti.

Orta DoÄŸu’da yıllardır yaÅŸananlar bu filmin siyasi versiyonu gibi. Senaryosu daha 1900’lü yılların henüz başında yazılan, I. Dünya Savaşı ile birlikte gösterime giren filmde, dünyanın bugüne kadar gördüğü katliam, ayaklanma, darbe, diktatör, mülteci ve yıllarca süren savaÅŸlar dâhil olmak üzere birçok acı gerçeÄŸi seyrettik.
20. yüzyılın başında Batı’nın iÅŸtahını kabartan zengin petrol ve doÄŸalgaz yatakları bugün yaÅŸanan olayların temelinde yatan en büyük faktör. Öyle ki, 1900’lerde henüz isimleri bile olmayan devletler mantar gibi türedi. Ä°ngiltere güdümlü, bağımsızlık sevdalısı görünümlü kitleler Osmanlıya karşı isyan ettirilerek kurulan devletler gün yüzü görmedi. Yemen, Suriye, Mısır, Libya hâlen iç savaÅŸ yaşıyor. Ä°srail-Filistin savaşı kronikleÅŸti. Sadece Irak son 37 yılda 3 büyük savaÅŸ, bir iç savaÅŸ ve bir iÅŸgal yaÅŸadı. Suriye Esad’ın Irak ise Barzani’nin referandum inadı sebebiyle tekrar bölünmenin eÅŸiÄŸinde.

SADDAM’A GAZ VERMÄ°ÅžLER

Bugün Kürt devleti hayaliyle bölgeyi ateÅŸe atan, gerilimi tırmandıran olayların geçmiÅŸi çok derin. 17 Eylül 1980’de, Saddam’ın Ä°ran’la yaptığı 6 Mart 1975 tarihli Åžattülarap AnlaÅŸması’nı feshetmesiyle birlikte 1980-88 yılları arasında Ä°ran’la 8 yıl mesai saatleri içerisinde süren savaÅŸ, Irak’ı bugünlere taşıyan en önemli adım. Saddam’ın Ä°ran ordusunu durdurmak üzere Halepçe’de 1988’de zehirli gaz kullanarak 5 bin Kürt’ü katletmesi, Türkiye’yi de bölgedeki sorunların ortağı hâline getirdi. Katliamın hemen ardından Talabani, PKK ile anlaÅŸma yaptı ve Irak’ta yapılanmasına sebep oldu. Saddam’ın Ä°ran’ı terbiye etmesine karşılık Kürtlerin katledilmesine göz yuman ABD, Irak’ı terör örgütüne destek veren ülkeler listesinden çıkarıp desteklemeye baÅŸladı. Saddam’ın sırtını sıvazlayan ABD ve Avrupa’nın bu olaydaki fonksiyonu ise yıllar sonra ortaya çıktı. Pierre Salinger ve Eric Laurent tarafından kaleme alınan “Körfez Savaşı Gizli Dosya” kitabında; gerek Ä°ran-Irak savaşında, gerekse Saddam’ın Irak kuzeyindeki Kürtlere karşı harekâtında kullanılan silahların büyük bölümünün Batılı ÅŸirketler tarafından saÄŸlandığı belgelendi. 

PKK’YI ÇEKEN GÜÇ!

Görüntüde Batı ve ABD’nin düşmanı, Rusya’nın dostu Saddam, aslında menfaatçilerin Irak’taki eliydi. Ta ki, Ä°ran’la ateÅŸkesin ardından 1990’da Kuveyt’i iÅŸgal edinceye kadar. Osmanlı zamanında Basra’ya baÄŸlı olan Kuveyt’i, Irak’a katmak üzere iÅŸgal etti. Saddam, artık dünya petrol rezervlerinin yüzde 20’sine sahipti. Kuveyt’in ardından Suudi Arabistan’ı tehdit edince petrol piyasasındaki dalgalanmalar Batı’da paniÄŸe yol açtı. BM, müdahale kararı aldı. Saddam’ın ABD’yi engeller diye düşündüğü 1950’den itibaren yakın dostu olan Rusya da bu kararı destekledi. 1991 yılına gelindiÄŸinde o müdahale I. Körfez Savaşı olarak kayıtlara geçti.
Bu müdahale Saddam’a pahalıya mal oldu. Basra’da Åžiiler, Kuzey’de ise Kürtler isyan bayrağı açtı. Kürtler, Musul hariç kuzeyi ele geçirdi. Saddam’dan kaçan 1 milyondan fazla Kürt, Ä°ran ve Türkiye sınırlarına yöneldi. Saddam’a mâni olmak isteyen ABD öncülüğündeki ülkeler Türkiye üzerinden asker sevkiyatı yaparak bölgeye bugün Çekiç Güç olarak bildiÄŸimiz askerleri yönlendirdi. Kürtleri Saddam’dan kurtarmak üzere bölgeye gönderilen Çekiç Güç, Türkiye’yi terör bataklığına sürüklemeye baÅŸladı. Bölgede sayıları bin civarında olan PKK’lı sayısı on bine ulaÅŸtı. Havadan yapılan silah yardımları, istihbarat desteÄŸi de dâhil olmak üzere birçok kirli iliÅŸki PKK’yı palazlandırdı.
2003’te Saddam’ın sonunu getiren ve ABD’nin Freedom Iraq (Özgür Irak) sloganıyla gerçekleÅŸtirdiÄŸi iÅŸgal ile her ÅŸey alt üst oldu. Biz, 1 Mart tezkeresine karşı çıkarken Kürtler bütün unsurlarıyla bu iÅŸgale destek verdi. Irak’ta yeni bir hükûmet kurulurken iÅŸgal sırasında ABD’nin yanında saf tutan Irak’taki Kürtler ödüllerini almakta gecikmedi. Kürt kökenli birçok isim, üst düzey Irak yetkilisi olarak görev aldı. Celâl Talabani CumhurbaÅŸkanı, HoÅŸyar Zebari DışiÅŸleri Bakanı ve Babaker Zibari Genelkurmay BaÅŸkanı oldu. Kuzey Irak ise Barzani ailesine bırakıldı.

1998’de çizilen haritada Suriye ve Irak topraklarında Kürt, Sünni, Åžii ve Alevi olmak üzere 4 ayrı devlet kurulacağı öngörülmüş!

HARİTALAR DEĞİŞİR Mİ?

BaÅŸta Irak ve Suriye olmak üzere Orta DoÄŸu genelinde ÅŸu an ortaya çıkan durumu deÄŸerlendirirken “GeçmiÅŸte yaÅŸananlar sebebiyle bugünlere geldik” tespiti son derece anlamsız. Zira olan biten zaten bu tablonun ortaya çıkması içindi. Kısacası sebepler deÄŸil amaçlar Orta DoÄŸu’yu bugünlere taşıdı. Zira ABD’nin güvenlikten sorumlu danışmanı (eski DışiÅŸleri Bakanı) Condoleezza Rice’ın 7.8.2003 Washington Post gazetesinde yayımlanan “Transforming The Middle East - Orta DoÄŸu’yu Dönüştürmek” yazısı dikkatlice okunduÄŸunda tablo daha iyi anlaşılacaktır. Rice, yazısında Orta DoÄŸu’daki 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının deÄŸiÅŸtirileceÄŸini vurgulamıştır.” Bu ülkelere Türkiye’yi dâhil edenler olsa da bu kuruntudan ibarettir. Zira yazının orijinalinde böyle bir ifade yoktur.
Dahası Columbia Ãœniversitesi, Orta DoÄŸu Enstitüsü bünyesinde kurulan The Gulf 2000 Project (Körfez / 2000 Projesi) 1993 yılından itibaren bölgeyi yakından takip ediyor. Bugün Türkiye, Irak ile Ä°ran’ın ortak tepki ve karşı atağına sebep olan Kürt devleti hayali, daha 1998 yılında çizilen harita ile ortaya konulmuÅŸ. Haritada Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyini de içine alan bir Kürt Devleti, Suriye ve Irak’ın tam ortasında bir Sünni devleti, Irak’ın güneydoÄŸusunda bir Åžii devleti ve Suriye’nin batısında bir Alevi devleti kurulacağı öngörülmüş! Ä°lgili birimin yönetici ve sponsorlarının eski asker, banker ve küresel sermaye olduÄŸu dikkate alınırsa “öngörü “ kelimesinin yetersiz kaldığı söylenebilir.

BM Ä°KÄ°Z YASALARI 

Sevr’de de masadaydı...

Bölgede bir Kürt devleti kurulması fikri Sevr AntlaÅŸması’nda da masadaydı. AntlaÅŸmanın 62. ve 64. maddelerine göre Ä°ngiliz, Fransız ve Ä°talyan temsilcilerinden oluÅŸan bir komisyon Fırat’ın doÄŸusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak, bir yıl sonra Kürtler dilerse BM’ye baÅŸvurup bağımsız bir devlet olma talebinde bulunabileceklerdi. 1918 yılında ABD BaÅŸkanı Wilson’un, o meÅŸhur ilkelerinde Türkiye sınırları içerisinde Ermenistan ve Kürdistan kurulmasına onay verdiÄŸi malum.
Wilson’un bu talebi 1966’da “ikiz yasalar” olarak uluslararası gündeme girdi. Ãœye ülkelerin imzasına açıldı ve 1976’da yürürlüğe girdi.
BM antlaÅŸmalarında yer alan, uluslararası hukukun temel ilkesi kabul edilen “Ulusların Kendi Geleceklerini Belirleme ( Self-Determination) Ä°lkesi” Barzani’nin en önemli argümanı olarak masada duruyor. Çok kısa zamanda Avrupa’da da kendini hissettirecek. Tıpkı Katalan toplumunun referandum isteÄŸi gibi...

HAKKIMIZI Ä°STERÄ°Z

Nitekim Mesrur Barzani, Ä°ngiltere-Kürdistan iliÅŸkileri Grubu (APPG) heyeti ile yaptığı toplantıda BM’yi ikiz yasalara uyma çaÄŸrısında bulunarak Irak’ın 1969 yılında imzaladığı anlaÅŸmadan doÄŸan hakların verilmesini istedi. Barzani’nin bağımsızlık talebi sonuçlanmamışken bu defa PYD sahneye çıktı. Suriye’nin kuzeyinde yerel seçimler yapan PYD 2018 Ocak’ta da bağımsızlık referandumu yapmayı planlıyor. Yani Suriye’deki Kürtler de ayrılıyor. Çok kısa zamanda o haritalarda olduÄŸu gibi Suriye ve Irak’ın ortak topraklarında bir Kürt devleti oluÅŸumu önümüze sürülecek. Daha da tehlikelisi Ä°ran ve Türkiye, Irak ve Suriye’nin parçalanmasına izin verirse bir sonraki plan devreye girecek Ä°ran ve Türkiye’deki Kürtler yeni oyunun parçası olacak!



BARZANÄ° FÄ°GÃœRAN MI?

Sonuç olarak bu filmde kötü adam rolünü Barzani üstlenmiÅŸ olsa da Irak ve Suriye’nin son 100 yılına bakınca referandumun Barzani’nin inadından çok kendisine ihale edilen bir görev olduÄŸu aÅŸikar. Ancak Batının rol verdiÄŸi hiçbir oyuncu sonu gelinceye kadar bunu fark etmiyor, kullananlar ise itiraf edemiyor. Tıpkı Saddam gibi...

Esad niyetine YPG/PYD hürmetine bir DEAŞ verelim

2010 sonu itibarıyla baÅŸlayan Arap (son) Baharı, Kaddafi, Esad, Mübarek, Bin Ali, Ali Salihi gibi yıllarca bir ayağı Batıda olan liderlerin tahtlarını tek tek salladı. Esad hariç hepsi bir bir yıkıldılar. Esad için de Irak’ta El-Kaide tarafından ekilen Suriye’de birileri tarafından genetiÄŸi deÄŸiÅŸtirilen laboratuvar mahsulü DEAÅž sahneye sürüldü. Ä°lk icraat olarak Kobani’yi iÅŸgal eden örgüt burada PKK’nın bölge bayii PYD/YPG’nin kurulmasına vesile oldu. Hem Rusya hem ABD örgütün kuracağı sistemin yapılanması için olaÄŸanüstü çaba gösterdi. Avrupa militan tedarik etti. Sırf YPG rahat etsin (!) diye 3 üs kuruldu, binlerce tır silah sevkiyatı yapıldı. Güya DEAÅž’a karşı kurulan PYD terör örgütü, emin olun DEAÅž’ı herkesten daha az görme utancı içinde.

Sözüm ona bölgedeki Sünni halkın haklarını korumak üzere Hollywood yapımı tanıtım filmleri ile Suriye’de sahneye çıkan DEAÅž, sadece Sünni halkı öldürmekle kalmayıp, Ä°slam’a tarihin gördüğü en büyük zararı verme konusunda ÅŸeytanı bile geride bırakmayı baÅŸardı. Popülaritesinin düştüğü ya da bölgedeki geleceÄŸe yönelik adımlarda aksama olduÄŸu anda Avrupa’da terör eylemleri yaparak “gözünüz bende olsun” mesajı vermeyi ihmal etmedi.

Ä°SRAÄ°L: DEAÅž YENÄ°LMESÄ°N 

Nedense bölgedeki Arap halkların hepsinin ortak düşmanı olan Ä°srail, DEAÅž’ın can dostu olmuÅŸ. Ä°srail, bölgede rahat bir ÅŸekilde varlığını sürdürebilmesi için ‘Büyük Ä°srail’i ve “Arz-ı Mev’ud”u kurma hayalinin peÅŸinde. Dolayısıyla DEAÅž’ın varlığını en çok o arzulamakta! Ä°srail, kendisi için “vadedilen topraklar” olarak kabul ettiÄŸi coÄŸrafyada DEAÅž eylemlerini yıllardır sessiz bir ÅŸekilde izlemekle kalmadı, aynı zamanda onun varlığından duyduÄŸu memnuniyeti her fırsatta dile getirdi;

2016 Haziranında Herzliya Konferansı’nda konuÅŸan Ä°srail askerî istihbarat ÅŸefi Halevi “Ä°srail, Suriye’deki durumun DEAÅž’ın yenilmesiyle sona ermesini istemiyor” dedi. Eski Ä°srail Savunma Bakanı MoÅŸe Ya’alon da Ä°ran karşısında DEAÅž’ı tercih edeceklerini söylemiÅŸti. Ä°srailli haham Nir Ben Artzi’nin “Tanrı bize DEAÅž’ı, El-Kaide’yi, Hamas’ı ve daha birçok kardeÅŸi gönderdi” ifadesi de dikkatlerde kaçmadı.
DEAÅž’ın Irak ve Suriye’de kafa kesme dâhil her türlü kanlı eylemleri terör hassasiyeti bulunan (!) dünya medyası tarafından binlerce defa yayınlandı. Bu örgütle mücadele edilmesi çaÄŸrıları yapıldı. 60’tan fazla ülke bu mücadele içindeydi. Ancak her ne hikmetse DEAÅž’a yardım etmekle itham edilen Türkiye sahadaki mücadelede baÅŸarı elde etti. Peki ya diÄŸerleri? MeÄŸerse onlar Kürt devleti için arsa bakmakla meÅŸgulmüş! 

Osman Sağırlı/Türkiye

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.