Sosyal Medya

Güncel

Ahmet Taşgetiren istifası sonrası ilk kez konuştu

2013 yılından bu yana yazarlığını sürdürdüğü Star gazetesinden istifa eden Ahmet Taşgetiren, istifa sonrası ilk kez konuştu. Düşünce Mektebi editörlerinden Mehmet Mazlum Çelik'in sorularını yanıtlayan Taşgetiren 'İktidara yaslandığını hissettiren birilerinden “Söyletmen urun!” tavrı sergilendiğini gördük, görüyoruz.' dedi



Son günlerde bu kadar üzerinize gelmelerinin nedeni nedir sizce, birilerinin ayağına mı bastınız?

 

Ben yazı geleneğimde, ne dava şuuru, ne ifade tarzı, ne düşünce disiplini noktasında bir değişiklik olduğu kanaatinde değilim. Aşağı yukarı 1970'ten bu yana yazıyorum ve dikkatli okuyanlar, bir 'Ahmet Taşgetiren çizgisi' olduğundan tereddüt etmezler. Ben kişi idealizasyonundan ziyade, ilke idealizasyonuna her zaman özen gösterdim. İnanç-Kültür yapımızın da bunu öngördüğüne inanıyorum. Bunun yanında istişare'nin de, 'emr bil ma'ruf nehy anil münker' disiplininin de bizim kişilik dokumuzun özü olduğuna inanıyorum. Ayrıca bunun, sağlıklı yönetimin gereği olduğunu da, bu sebeple iyi yönetilen kurumlarda “en aykırı”yı söyleyecek insanların istihdam edildiğini biliyorum. Ben “en aykırı”yı söylemeye talip değilim, ancak doğru bildiğini seslendirmenin, öncelikle dostlar için bir vecibe olduğuna inanıyorum. Bir de şu: dava bir kişinin–grubun tekelinde de geriye kalan herkes o kişi-grubu desteklemek zorunda gibi bir anlayışın yazarlıkta bizim ahlak kalitemizi ifade etmediğine inanıyorum. Hep böyle yapmaya çalıştım. Ama kraldan fazla kralcılar gerçeği yanında bizim dönemimizde “Reisten fazla Reisçilik” yapanların bulunduğu aşağı yukarı ortak kanaat durumunda. Onu yapamadığımı, zaman zaman “Şurada bir problem var” diye yazdığımda da o yapının harekete geçip “Reisi savunuyoruz” gerekçesiyle herkese pala salladığını görüyorum. Pek çok insana pala sallandı, biçildi. Etrafta yola çıkılan dostların azalmasının başka sebebi var mı? Herkes ihanet mi etti? Ben kendime baktığımda bende bir değişim görmüyorum, ama bir yerlerde değişim var ve onun doğru yanlış yanlarına ışık tuttuğunuzda ayağına basılmış gibi feveran edenler var. Bu da sıhhat alameti değil.

 

Son yaşanan olaylarda kimseye dargın mısınız, yeteri kadar -yanınızda durması gerekenlerin- yanınızda durup destek verdiğini düşünüyor musunuz?

 

”Bir kere bir statü bulduk, bunun kaybedilmemesi lazım” şeklindeki bir anlayışın her tavrı etkilediğini ve insanların en küçük eleştirel analizi, “Acaba bir şey olur mu?” gibi bir kaygıyla karşıladığını görüyorum. Oysa yazar, gidişi analiz eden ve çıkış önerileri sunan insandır. Ben Refah döneminde de yazdım ve tavrımın “Destek ve Murakabe”yi birlikte içerdiğini ifade ettim. Bugün de öyle düşünüyorum. Destek ama murakabe de. Yararlanılır yararlanılmaz, bize samimi düşüncelerimizi halkımız ve iktidar sahipleri ile paylaşmak düşüyor. İktidara yaslandığını hissettiren birilerinden “Söyletmen urun!” tavrı sergilendiğini gördük, görüyoruz. Yargılayın ve asın mantığı. Sadece ben değil, öteden beri davanın bir yerinde omuz vermiş pek çok insanın bu “söyletmen urun”cu şebekenin hedefi olduğu açık. Ne diyelim bu da bir sınav. Bizim sınavımız ama aynı zamanda sırtlarını kendilerine dayayarak medyacılık yapanları görenlerin de sınavı. Son zamanlarda bir çok yazımı “Allah yardımcımız olsun.” temennisi ile bitirdim. Bunun da bir anlamı var. Yine öyle bitiriyorum Allah yardımcımız olsun.  

 

RÖPORTAJIN DEVAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN

 

Kaynak: dusuncemektebi.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.