Sosyal Medya

Genel

Selahaddin E. Çakırgil: Tarih, beşeriyetin mezarlığıdır da...

Yazık ki, bugün belki de her zamankinden daha büyük bir facia halinde Müslüman ülkeler ve halkla arasındaki münasebetleri, güç dengelerini emperiyalist



Selahaddin E. Çakırgil - SSTAR
 
Geçenlerde, üniversitede tarih okuyan bir gençle sohbet ederken, Salâhaddin Eyyubî’nin Haçlı Ordularıyla savaÅŸlarından önce, Müslümanlarla da çok savaÅŸtığını öğrendiÄŸini, hayal kırıklığı yaÅŸadığını söyledi. DoÄŸru, Salâhaddin, ÅŸiâ’nın ‘7 Ä°mam Mezhebi’ olarak bilinen Ä°smailiye’nin güçlü devleti Mısır’daki Fâtımîler Devleti’ni yenilgiye uÄŸratmadan önce, baÅŸta Halep, Musul, BaÄŸdat ya da bölgedeki diÄŸer birçok sultanlık ve beyliklerle de uzuuuun muharebelere girmiÅŸ ve Kudüs’ü Haçlılar’dan geri almak merhalesine ancak öyle gelebilmiÅŸti. Ve o noktaya gelirken de, o ‘Müslüman’ sultanlık ve beyliklerden her birisi de ayakta kalabilmek için Antakya’daki, Kudüs’teki, Urfa’daki Hristiyan kontluklarından yardımlar almıştı.
 
***
 
Müslüman güçlerin birbirleriyle savaÅŸması, sadece o zamana mahsus kalmayıp, daha sonra da bir gelenek halinde asırlarca sürmüştü. Anadolu Selçuklu Devleti’nin korkunç MoÄŸol Ä°stilası üzerine dağılması sonrasında ortaya çıkan (KaramanoÄŸulları, DulkadiroÄŸulları, ArtukoÄŸulları, MengücekoÄŸulları, RamazanoÄŸulları, CanikoÄŸulları, Ä°sfendiyaroÄŸulları, GermiyanoÄŸulları, AydınoÄŸulları, vs. gibi)  yığınla beyliklerden her birisi de birbirleriyle uzuuun ve çetin muharebeler içinde, ateÅŸle denenerek ayakta kalmaya çalışmadı mı? Ki, Bilecik-Söğüt civarındaki Osmanlı BeyliÄŸi o beyliklerin en küçüklerinden olmasına raÄŸmen sonunda diÄŸerlerini bertaraf etmiÅŸti. Ve o beyliklerin en güçlüsü olan KaramanoÄŸulları Devleti, OsmanoÄŸulları’nın tarih sahnesine çıkmasından 170 sene sonralarda Fatih Sultan Mehmed eliyle ortadan kaldırılabilmiÅŸti. Tarihî bir acı gerçektir ki, KaramanoÄŸulları da ayakta kalabilmek için baÅŸta Papalık olmak üzere Hristiyan güçlerinden yardımlar alıyordu.
 
Fatih’in, ‘Benim ile saltanat lâfın edermiÅŸ ol Karamanî, / Hüda fırsat verse (e)ger, kara yire koram, ânı..’ demesi, ortada sadece bir kararlılığın deÄŸil, nasıl bir hıncın olduÄŸunu da gösterir.
 
***
 
Bunları tarihten umutsuzluk yansıtmak için değil, ders çıkarmak için hatırlamalıyız.
 
Haa, ÅŸunu da söyleyelim.. Bizde bunlar olurken, karşımızdaki dünya yekvücud muydu? Onlar daha da kanlı boÄŸuÅŸmaların içinden geçiyordu. Ki, son yüzyıldaki iki büyük Dünya Savaşı bile, -arada, Ä°slam Milleti, Müslüman halklar ve güçler de yansa bile-  temelde o Hristiyan güçler ve halkların korkunç boÄŸuÅŸması olarak baÅŸlayıp bitmiÅŸti. Onların kalpleri daha bir ÅŸerhâ-ÅŸerhâ idi. Bu durum onlara yakışıyordu ve fıtratlarında vardır, ama Müslümanlar?
 
Yazık ki, bugün belki de her zamankinden daha büyük bir facia halinde Müslüman ülkeler ve halkla arasındaki münasebetleri, güç dengelerini emperiyalist –ÅŸeytanî güçler etkiliyor ve hattâ düzenliyor.
 
***
 
Bugünlerde, yazar (ve ÅŸair) Ali Emre’nin Ekin Yayınları’ndan çıkan ‘Nureddin Zengi’ isimli eserini (yolculuklar esnasında) yeni bitirdim. Tarihî romanları sevenler için, okunmaya deÄŸer bir eser..Zengi, Salâhaddin Eyyubî’nin Müslüman tarihindeki zaferler ve mefahir dolu yerinin alt yapısını oluÅŸturan ve yazık ki çok az bilinen büyük ÅŸahsiyetlerden..
 
***
 
Ali Emre eserinin takdiminde, ‘Haçlı Ä°stilâlarının sadece -bugün-OrtadoÄŸu denen coÄŸrafyayı deÄŸil, Endülüs’ten Kuzey Afrika’ya kadar bütün dünyayı kasıp kavurduÄŸu 12. Yüzyılda yaÅŸayan büyük zorluklarla dolu bir dönemde yaÅŸamasına raÄŸmen, (…) Bugünküne benzeyen tarafları çok fazla olan Müslüman Åžark’ın o dönemde hem kandili, hem kılıcı hem de kalkanı..  (…) Bir ayağını Halep’te tutarak Müslümanları birleÅŸtiren, zillet örtüsünü üstlerinden atan, deÄŸerler bağını yeniden yeÅŸerten mücahid ve muttaki bir önder.. (…) Elliden fazla beldeyi Frenk iÅŸgalinden kurtarmasının yanında, inÅŸa ettiÄŸi medreseler ve diÄŸer kurumlarla sünnî uyanışa can katan bilge bir yönetici. (…)’  diyor.
 
***
 
Tarihin seyrinin ve insanlığın kaderinin nasıl ÅŸekillendiÄŸi üzerinde uzun uzun faraziyeler yürütülebilir. ‘Kaderin üstünde bir kader vardır’. Ama bizim yapmamız gereken, o geçmiÅŸe bakıp hayal kırıklıklarını yeniden yaÅŸamak veya hayalî zafer meydanlarına at sürmek deÄŸil, ibret almak olmalıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.