Kürsü
Yeni kaos teorisi: Metal yorgunluğundan "Metal fırtına"ya...
Barzani yönetiminin "bağımsızlık" referandumu ile Türkiye'nin gündemi Kuzey Irak'a yoğunlaştı.
Ankara'nın IKBY'ne gönderdiği mesajlar her geçen gün sertlik dozunu artırırken, Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu'ndan konuyla ilgili çarpıcı bir yazı geldi.
Türkiye'nin güneyinde ABD-İsrail eliyle "Kürdistan" kurulması planının yıllar öncesine dayandığını belirten Babaoğlu, bu konuda kapsamlı bir strateji geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
"Dünya egemenleri çok sabırlıdır, asla günü birlik davranmazlar. Bizim gibi ülkeleri günlerini kurtarmak zorunda bırakırlarken onlar planlarını çok uzun zaman dilimine yayarak çalışırlar." diye yazan Babaoğlu bir sonraki hamle için gözlerin içeriye çevrilmesi gerektiği uyarısı yaptı.
İşte o köşe yazısı;
- ŞİMDİ İÇERİDE SİYASİ DENGELERİ BOZMAYA ÇALIŞACAKLAR!
Zamanın değerini bilip iyi kullandığımız söylenebilir mi?
Onun büyük bir imkân, hatta bir tür silah olduğunu unutuyoruz.
Barzani, 2015'ten bu yana bağımsızlık konusunu çok ciddi biçimde dillendiriyor.
O tarihlerde dünya egemenlerinin IKBY'yi petrolü bağımsız kanallardan satmaya teşvik etmesinin arka planını görmezden geldik.
Neden? Çünkü çıkarımıza uygundu.
Ancak böyle bir startın finişi de bellidir.
2016 Şubat'ında Barzani açık açık referandumun vaktinin geldiğini söyledi. Hemen hazırlanmaya başlamalıydık ama küçük bir "ihtimal" gözüyle bakıp geçiştirdik.
Zaten çok geçmeden ateş çemberinin içinde bulduk kendimizi. Dikkatimiz dağıldı.
Hatırlayın, 2016 Baharı ve yazı derken...
DEAŞ, YPG saldırıları ve kanlı bir darbe girişimi atlattık.
***
Bu köşede zaman zaman anlatıyorum...
Dünya egemenleri çok sabırlıdır, asla günü birlik davranmazlar.
Bizim gibi ülkeleri günlerini kurtarmak zorunda bırakırlarken onlar planlarını çok uzun zaman dilimine yayarak çalışırlar.
Bugün "birdenbire başımıza gelmiş" gibi konuşup tartıştığımız şey...
1983'te İsrail Başbakanı İzak Şamir'in Brüksel'deyken gazetecilere "Türkiye işgalcidir" demesiyle dikkatlerimizi çeken; "Çekiç Güç"ün Barzani'nin topraklarını daha o günlerden "dokunulmaz" hale getirmesiyle süren; 4 Temmuz 2003'te yaşanan çuval hadisesiyle tehdit boyutu kazanan upuzun ve eski bir sürecin yeni aşamasıdır.
Hiç şüpheniz olmasın ki, bu planları yapanlar Kuzey Irak'tan başlayıp Suriye'nin Akdeniz kıyısında tamamlanan bir koridor oluşturmadan hesaplarını terk etmeyecekler.
***
İster Pentagon ve derin ABD olsun, ister küreselciler...
Hepsi de...
Uzun vadeli stratejiler geliÅŸtirmemizi...
Çıkarlarımızla uyuşmayan gelişmelere karşı çok önceden önlem almamızı...
Ve zamanı iyi kullanmamızı engellemeye çalıştılar.
Bunun için Fetö üzerinden "paralel devlet" ve darbe yollarını denediler. Yenildiler.
Şimdi eski modele dönüp siyasetin demokratik ortamını kullanacak ve içerde müttefikler bularak partilerin dengesini bozmaya çalışacaklar...
Millet sabırla izliyor.
Gözleri ilçe bazındakilerden Ankara'ya kadar siyasetçilerin üzerinde...
Bakalım...
Kimler kararsızlık çekecek?
Kimlerin ufku dar kalacak?
Kimler bu kritik dönemde "ecnebi tutumlar" alacak?
Henüz yorum yapılmamış.