Güncel
Hakan Albayrak / Referandumdan sonra...
İran ve Irak orduları (en başta “Haşd-i Şaabi”), yetmezse bir de Lübnanlı milisler, IKYB’nin üstüne amansız bir şiddetle giderek, Irak Kürtlerini Saddam’ın en güçlü olduğu dönemdeki pozisyonlarının bile gerisine itmeye çalışabilir.
Hakan Albayrak - KARAR
Son anda iptal edilmezse, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nde (IKBY) bağımsızlık referandumu bugün yapılacak. Allah’tan hayırlısını dileyelim. Geçen yazılarımda, Türkiye’nin bu referanduma ‘prensip olarak’ karşı çıkmasını, Kuzey Irak’ta bağımsız Kürdistan’ın kurulmasını külliyen reddetmesini yanlış bulduÄŸumu ifade ettim ve bunun sebeplerini izah etmeye çalıştım. Referandum kararını benimsemeyen hükümetimizin, IKBY ve dolayısıyla potansiyel bağımsız Kürdistan ile iyi münasebetlerini bozmayacak söylem ve tavırları tercih etmesi gerektiÄŸini savundum.
Ä°lgili yazılarımdaki temel ‘sorunsal’, IKBY’de bağımsızlık referandumunun yapılması veya yapılmaması deÄŸil, IKBY’nin bağımsız Kürdistan’a dönüşmesi veya dönüşmemesi de deÄŸil, Türkiye’nin IKBY ve genel olarak Kürtler nezdinde muteber olması veya olmaması, muteber kalması veya kalmaması idi.
Bugünkü ÅŸartların hükümetimiz için daha ‘ileri’ bir pozisyona elvermediÄŸini gördüğümden, durumu ‘idare etmeyi’ önerdim. Şöyle: “Referandumun yapılacağı varsa yapılır, Ankara bunu yaptıranlardan olmak istemiyorsa olmasın; engelleneceÄŸi varsa da engellenir, Ankara bunu engelleyenlerden de olmasın. Ret cephesinin önde gidenleri arasında yer almasın Ankara. EndiÅŸelerini kırıp dökmeden paylaÅŸsın. Referandum yapılsa da yapılmasa da Erbil’le yüz yüze bakmaya yüzü olsun… Orada bağımsız Kürdistan’ın kurulacağı varsa kurulur, Ankara o devleti kurduranlardan olmak istemiyorsa olmasın; kurulmayacaksa da kurulmaz, Ankara o devleti kurdurmayanlardan da olmasın. Ya ne yapsın? Kuzey Irak’ta er veya geç bağımsız bir Kürdistan devletinin kurulacağını farz ederek o devleti ÅŸimdiden müttefik olarak kazanmaya baksın.”
Bunlar, madalyonun sadece bir yüzüyle alâkalı mülahazalar. Madalyonun öteki yüzünde, bağımsızlığın mevcut ÅŸartlarda ilan edilmesi halinde bölge halklarının birbirine kırdırıldığı yeni bir ÅŸiddet furyasının baÅŸlama ihtimali yer alıyor. Eski CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül “Arap-Kürt savaÅŸları”na karşı uyardı. Kürtlerle Türkmenlerin çatışması da muhtemel. Ä°ran’ın var gücüyle IKBY’ye yüklenme ihtimali de göz ardı edilmemeli.
Suriye üzerindeki kontrolünü Suriye’yi yerle bir etmek pahasına koruma azmini gösteren Ä°ran, aynı azmi Irak’ta da gösteriyor. “Åžii IŞİD” diye anılan HaÅŸd-i Åžaabi’nin Sünni Arap ÅŸehirlerindeki terörü, bu azmin ifadesidir. “Ä°mam-ı Ãœmmet” olma iddiasındaki Ä°ran lideri Ali Hamaney’e yakınlığıyla bilinen Tahran Milletvekili Ali Rıza Zakai, Yemen’deki Ä°rancı milisler baÅŸkent Sana’yı ele geçirirken “Üç Arap ülkesi bugün Ä°ran’ın elinde ve Ä°slam devrimine baÄŸlı. Sana, Ä°ran devrimine katılma yolundaki dördüncü Arap baÅŸkenti oldu” diye bayram ediyordu. DiÄŸer üç ülke ve baÅŸkent: Suriye/Åžam, Lübnan/Beyrut, Irak/BaÄŸdat. Irak’ı kendi toprağı olarak gören Ä°ran, ondan bir parçayı koparma çabasını engellemek için, Irak’ta bugüne kadar sergilediÄŸi vahÅŸeti aratacak derecede vahÅŸileÅŸebilir. Ä°ran ve Irak orduları (en baÅŸta “HaÅŸd-i Åžaabi”), yetmezse bir de Lübnanlı milisler, IKYB’nin üstüne amansız bir ÅŸiddetle giderek, Irak Kürtlerini Saddam’ın en güçlü olduÄŸu dönemdeki pozisyonlarının bile gerisine itmeye çalışabilir. CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın “Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni elindeki imkanlardan da edecek bir süreç” uyarısı, yabana atılır cinsten deÄŸil.
ABD, Ä°srail, hatta Rusya’nın müdahaleleriyle iyice vahimleÅŸecek olan bu felaket senaryosu, bağımsızlık referandumundan çıkması beklenen “evet” sonucunun ÅŸimdilik bir niyet beyanı olarak kalmasını ve bağımsızlığın hem IKBY hem de bölge halkları için olabildiÄŸince hasarsız bir ÅŸekilde gerçekleÅŸmesine yönelik çabaları yoÄŸunlaÅŸtırmayı telkin ediyor.
Nitekim IKBY BaÅŸkanı Mesud Barzani, referandum kampanyasının son mitinginde yaptığı konuÅŸmada, “Referandum sınırların çizilmesi, emrivaki fikirlerin dayatılması deÄŸildir… 25 Eylül’den sonra sınır, petrol, doÄŸalgaz ve tartışmalı bölgeler konusunda görüşmelere açığız” diyerek, buna mütemayil olduÄŸunu ortaya koydu. (Ä°nÅŸaallah bugün Kerkük gibi tartışmalı bölgelerde çatışmaya yol açabilecek davranışların da önüne geçerek referandumun can kaybı olmadan tamamlanmasını temin eder.)
KonuÅŸmasında, BaÄŸdat’la diyalogda “açık görüşlü” olacaklarını özellikle vurguladı Barzani. Barışçıl bir çözüm için bazı tavizler vermeye hazır olduklarını hissettirdi. BaÄŸdat, Tahran ve Ankara da, bir kere ÅŸiÅŸeden çıkmış olan cinin bir daha ÅŸiÅŸeye sokulamayacağını, bu çabanın cini dışarıda rahat bırakmaktan çok daha ağır bedeller isteyeceÄŸini idrak edip, konuya yaklaşımında “açık görüşlü” olmalı.
***
Bu vesile ile bir kere daha belirtmek isterim: Ä°slam ülkeleri arasındaki sınırları yapay bulurum ve “ulus devlet” denilen ÅŸeyden hazzetmem. Suriyeli Kürt yazar dostum Lokman Derki, bir sohbetimizde bağıra bağıra “Kocaman bir Arap-Türk-Kürt devleti istiyorum” demiÅŸti. Ben de bunu ve ötesini istiyorum.
Bu böyle. Böyle olmasına böyle de, ulus devletler 100 senedir maalesef bölgemizin bir gerçeÄŸi iken ve yapay sınırların kaldırılması maalesef gündemde deÄŸil iken, Irak Kürtlerinin tarihsel süreçte devletten ve Arap çoÄŸunluktan dışlanıp kendi baÅŸlarının çaresine bakmaya itildiÄŸi de malum iken, Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra kurulan ve geçmiÅŸteki hataları telafi edeceÄŸi var sayılan federal sistemin iÅŸlemediÄŸi de aÅŸikâr iken, Erbil’deki idarecilerin PYD/PKK gibi Türkiye’yi tehdit etmedikleri -bilakis Türkiye’ye itimat telkin ettikleri- de ortada iken, IKBY’nin bağımsızlık davasına karşı hangi argümanı ileri süreyim?
Kuracakları devletin bir gün Türkiye ve baÅŸka Ä°slam ülkeleriyle beraber Avrupa BirliÄŸi’ne benzer bir çatı altında yer almasını dilemekten ve öyle bir birliÄŸin kurulması için elimden geleni yapmaktan gayrısı bana mantıklı gelmiyor.
Henüz yorum yapılmamış.