Sosyal Medya

Düşünce Platformu

Cevdet Said / İttihâd-ı Müslimîn: Müslüman halklar birliği

Avrupalı aydınlar Müslümanların mevcut durumunu görerek şu itirafı yapmaktan geri duramıyor: “Biz Avrupa aydınlanmasına ihanet ettik. Zira İslam ülkelerinde halkları değil diktatörleri destekledik. Kendi çıkarlarımızı korumak için zorbaların yanında durduk ve halkların çıkarlarını görmezden geldik.”



Cevdet Said

Hatırladığım en eski okumalarımdan biri de Türk düşünür Celal Nuri’nin bir kitabıdır. Yaklaşık altmış yıl önce okuduÄŸum bu kitabın Arapça nüshası 1920’de basılmıştı. Ancak eser Osmanlı Türkçesiyle ondan yedi yıl önce “Ä°ttihâd-ı Müslimîn” adıyla basılmıştı. Müellif daha o tarihte, -Osmanlı Hilafeti’nin düşmesinden yıllar önce- Avrupa saldırılarının Ä°slam Hilafeti’ni ve Halife’yi ortadan kaldıracağını bu kitabında yazmıştı.

Celal Nuri, hayatını Müslümanların temel problemini tartışmaya ve bu probleme çözüm bulmaya adamıştı. Bu yüzden kitabını, Müslümanların olması gereken durumlarını gözeterek ve Avrupalılar’ın üstünlük kurmalarının sebeplerini açıklayarak kaleme almıştı. Ancak, insani bilginin alfabesini öğrendiklerinde Müslümanların deÄŸiÅŸeceÄŸini ve Müslümanların önderinin dünyanın en büyük yöneticisiolacağını yazmıştı. Onun bu kitabı, hastalıklarını teÅŸhis ederek ve ihtiyaç duydukları ilacı da göstererek Müslümanların temel problemine iliÅŸkin geniÅŸ bir çerçeve çiziyordu. Eser o dönemde Ä°slam âleminin istifade etmesi gereken önemli ve yeni bir çalışma idi.

Celal Nuri ÅŸunu da ilave ediyordu: “Güney Afrika’dan Kuzey Asya’ya kadar Ä°slam ümmetinin periÅŸan hâlini görüp dururken umut ışığını nerede bulabilirim? Düşünerek ve görüş geliÅŸtirerek buldum cevabı: Gasp edilen hakkım Ã§ocuklarıma ve torunlarıma mutlaka dönecektir, hem de bileÅŸik kârlarla…”

Ben de bu umut ışığını, 2003 yılında Irak’a saldırmak için topraklarından geçme izni isteyen Amerika’nın yüzüne karşı Türkiye Hükümeti’nin “halkımıza danışacağız” dediÄŸinde görmüştüm. Oysa Müslüman bir yönetim halkına danışmayalı ne kadar olmuÅŸtu? Müslüman bir toplum baskı ve zorlama olmadan yöneticisini ve temsilcilerini seçmeyeli ne kadar olmuÅŸtu?

Türkiye’nin bu tavrı, doÄŸruluk ve adalete yönelik yeni bir açılım olmuÅŸtur. Zira sadece Türkiye’nin ve Müslümanların deÄŸil, tüm dünya toplumlarının doÄŸruluk ve adalete ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle de dünya piramidinin en üstünde yer alan ve dünyayı temsil iddiasında olan BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in… Zira BM, doÄŸruluÄŸun ve adaletin bulunmadığı, güce dayanan ve dünya savaÅŸlarından galip çıkmış güçlü ülkelere mutlak otorite bahÅŸeden küresel bir kuruluÅŸtur.

Güce inananlar ve kapısından içeri girmek niyetiyle Kur’an’ı açmayanlar Kur’an’ın ruhunu kavrayamazlar. Nitekim Kur’an insanlar üzerinde baskı kurmaya inanmaz, bilakis insanların üzerinden baskıyı kaldırmaya inanır.

Avrupalı aydınlar Müslümanların mevcut durumunu görerek ÅŸu itirafı yapmaktan geri duramıyor: “Biz Avrupa aydınlanmasına ihanet ettik. Zira Ä°slam ülkelerinde halkları deÄŸil diktatörleri destekledik. Kendi çıkarlarımızı korumak için zorbaların yanında durduk ve halkların çıkarlarını görmezden geldik.” Muhammed Ä°kbal şöyle demiÅŸti: “Ä°brahim bizden uzaklara göç etti/ Siz de Azer’i uzaklaÅŸtırdınız!”* Artık ne güçlü kâfirlerimiz var ne de güçlü Müslümanlarımız…

Åžam’da, Kahire’de, San’a ve Tunus’ta gördüğümüz deÄŸiÅŸim sadece OrtadoÄŸu ile sınırlı bir deÄŸiÅŸim deÄŸildir, bilakis tüm dünya deÄŸiÅŸmektedir.

“… Biz de o topraklarda güçsüzleÅŸtirilenlere iyilikte bulunmak, onları Ã¶nderler yapmak ve bunların yerine geçirmek istiyorduk. Onlar için o topraklarda bir vatan oluÅŸturacak ve Firavun’un, Haman’ın ve bu ikisinin ordusunun korktuklarını baÅŸlarına getirecektik…” (Kasas 28:5-6). ‘Firavun’ bir ÅŸahıs adı olmayıp tüm tiranların ortak adıdır. ‘Firavun’ adı Kur’an-ı Kerim’de yetmiÅŸ kez geçer, Musa aleyhisselamın adı ise yüzden fazla yerde geçmektedir.

Allah’tan, bizi tiranlar döneminden ve firavun çağından çıkarak nebiler dönemine ve tüm insanlar arasında doÄŸruluÄŸun ve adaletin yayıldığı bir çaÄŸa girmeye muvaffak kılmasını niyaz ediyorum.

Çeviri: Fethi Güngör - Diriliş Postası

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.