Güncel
Göz yaşlarımız aynı / Hayrettin Karaman
![](resimler/detay/155848.jpg?1537805883)
Follow @dusuncemektebi2
Beş iri devletin Güvenlik Konseyi'ni teşkil ettiği ve dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönettiği bir çatı “insanlığın ortak parlamentosu” olamaz. “Dünya beşten büyük” olduğuna göre bu çatının da yeniden kurulması ve orada bütün insanlığın hak, menfaat ve ihtiyaçlarıyla temsil edilmesi insanlık borcu ve dünya ölçüsünde huzurun şartıdır.
Hayrettin Karaman - Yeni Åžafak
CumhurbaÅŸkanımızın BM’de yaptığı konuÅŸmada kullandığı bu ifade levhalık bir güzel sözdür.
Evet, insanlık olarak farklı vasıflarımız ve özelliklerimiz olsa da hepimiz insanız ve gözyaşlarımız farklı değil; hem yapısı farklı değil hem de sebepleri genellikle insanidir.
İşte bu sebeple insanlığın vazifesi yalnızca belli kişiler, gruplar ve bölgelerde değil, bütün dünyada akan kanı ve gözyaşlarını durdurmak, bütün insanların asgari/temel ihtiyaçlarını ortak gayretler ve örgütlerle sağlamak, dünyayı nispeten mutlu ve yüzü gülen insanlarla doldurmaktır.
Peki, bunu kim nasıl yapacak?
CumhurbaÅŸkanımızın konuÅŸmasının sonunda söylediÄŸi bir güzel söz daha var: “BM, insanlığın ortak parlamentosudur.”
Bu cümle olanı deÄŸil de onun ısrarla temenni ve tavsiye ettiÄŸi “olması gerekeni” ifade ediyor.
BeÅŸ iri devletin Güvenlik Konseyi'ni teÅŸkil ettiÄŸi ve dünyayı kendi çıkarları doÄŸrultusunda yönettiÄŸi bir çatı “insanlığın ortak parlamentosu” olamaz. “Dünya beÅŸten büyük” olduÄŸuna göre bu çatının da yeniden kurulması ve orada bütün insanlığın hak, menfaat ve ihtiyaçlarıyla temsil edilmesi insanlık borcu ve dünya ölçüsünde huzurun ÅŸartıdır.
Ä°ri devletlerin dümen suyunda seyretmeye alışmış bazı yaÅŸlı monÅŸerler ara sıra bazı televizyon kanallarına çıkarak, “Bu kadro ve politika ile problemlerimizin çözülmesi mümkün deÄŸildir” mealinde konuÅŸuyorlar. Onlara göre ülke yönetimi iri devletlere danışarak ve onların iradesi doÄŸrultusunda yapılırsa huzur ve barış olur, aksi halde “onların zalim tekerleklerine taÅŸ koyulursa, dünya beÅŸten büyük, Ä°srail zalim, ülkelerin toprak bütünlüğü korunmalı ve iri devletler menfaatleri için bu bütünlüğü bozmamalı, sınır güvenliÄŸimizi korumak için gerekirse savaşırız…” gibi laflar edilirse başımıza belayı satın alırız.
Bunlar bilmiyorlar ki, asıl yıllardır öyle bir politika izledikleri için bizim ve benzer ülkelerin başlarına belalar yağdı ve yağıyor. Modern sömürgeye maruz ülkeler uyanıp birlikte haklarını savunamadıkları için işgal ediliyor, parçalanıyor, vekâlet savaşlarına sürükleniyor, maddi ve manevi değerleri yağmalanıyor.
“AÄŸlamayan çocuÄŸa süt verilmez”, gözyaşı döktürenlere karşı gözyaşı dökenlerin CumhurbaÅŸkanımıza kulak vermeleri ve güçlerini birleÅŸtirerek, seslerini çıkararak, gerektiÄŸinde bedel ödeyerek haklarını almalarından baÅŸka yol yoktur; gözünü ve vicdanını madde hırsı kör etmiÅŸ iri devletlerden adalet beklemek beyhude bir bekleyiÅŸtir.
Cumhurbaşkanımızı sevenlere ve sevmeyenlere bir bakalım; sevenler mazlumlar, sevmeyenler ise zalimlerdir. O, yıllardır mazlumların sesi ve gözyaşı olduğu için seviliyor, ama bu sessiz sevgiye sesleri ve fiilleri de katmak gerekiyor.
Garabet ve çelişkiler saymakla bitmez de yalnızca bir örnek üzerinde duracağım: Nükleer silahlar.
Bu kitle imha silahları zalimlerin elinde olursa meÅŸru, mazlumların eline geçerse endiÅŸe verici ve gayr-i meÅŸru oluyor. Bu yüzden Ä°ran’la uÄŸraşıyor, Pakistan’ın yakasını bırakmıyor, baÅŸkalarına da fırsat vermiyorlar.
Peki, makul ve adil olan nedir?
Öncelikle masumları ve korunması insanlık için gerekli olan deÄŸerleri imha eden bu silahın ve benzerlerinin bütün dünyada ortadan kaldırılmasıdır. EÄŸer bu mümkün olmuyorsa her ülkenin savunma ve caydırıcılık maksadıyla bu silaha sahip olmasıdır. Bu adil çözümü mevcut “iri devletlerin parlamentosu” olan BM’den bekleyemeyiz; ya BM deÄŸiÅŸecek, ya da zalimleri dinlemeden herkes kendi derdinin çaresine bakacak; bunun için de mazlumların iÅŸbirliÄŸi ÅŸarttır.
Henüz yorum yapılmamış.