Güncel
Barzani düşmanlığı - Hakan Albayrak
IKBY siyasetinin ana damarı olan Barzani çizgisi, Türkiye’nin kaygılarını gözetmeyi ve Türkiye ile karşılıklı menfaat ilişkisini korumayı (da) ifade eden bir çizgi. Bu çizgi kırılırsa, Barzani’nin KDP’si ve onunla beraber hareket eden Yekgirtu (İhvan-ı Müslimin’in IKBY kolunu temsil eden parti) bu süreçte itibarsızlaştırılır ve güçten düşürülürse, IKBY’deki bağımsızlık yanlıları “Türkiye’nin kaygılarını gözetmenin ve Türkiye ile karşılıklı menfaat ilişkisini korumanın hayrını Barzani bile görmediyse hiç kimse görmez” gibi bir düşünceye kapılabilirler. Bütün ümitler İran yahut İsrail’e bağlanabilir.
Hakan Albayrak - KARAR
Zannedersiniz ki düşman kıtlığından mustaribiz. Türkiye’nin en yakın dost ve müttefiklerinden Mesud Barzani’yi azılı düşman ilan etmenin mantığını arıyorum, arıyorum, bulamıyorum. Ne oluyoruz yahu?
Ä°ktidar taraftarı veya muhalifi, neredeyse bütün gazetelerin manÅŸetlerinde kıyasıya topa tutuluyor Barzani. Televizyonlardaki tartışma programlarında tartışmadan ziyade mutabakat var bu konuda; söz alanların neredeyse hepsi Barzani’yi bombalıyor. Yazılı ve sözlü bombalardan sonra gerçek bombaların da patlatılması gündemde. Ordumuzun Habur Sınır Kapısı’ndaki tatbikatını izleyen muhabirler, canlı yayınlarda televizyon stüdyolarına baÄŸlanıp heyecanla bildiriyor: “Namluları Kuzey Irak’a çevrilen Fırtına obüslerinin menzili 40 kilometre. Kuzey Irak’ın Zaho ÅŸehri ise sadece 10 kilometre mesafede…”
Ä°ktidarın söylem ve tavrı gittikçe sertleÅŸiyor. MHP zaten haftalardır savaÅŸ atmosferinde. CHP de -siyasi ve ekonomik tedbirlerin yanı sıra- askerî tedbirlerden bahsetmeye baÅŸladı. CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz geçen gün “Hükümetin Barzani’ye ‘Bu sevdadan vazgeç’ diye 24 saat süre vermesi lazım. EÄŸer bu süre içerisinde geri adım atmıyorsa ve hâlâ hükümetten ve Türkiye’den giden sesleri ayağının altına alıp eziyorsa, çiÄŸniyorsa, o zaman askerî, siyasî ve ekonomik tedbirleri içeren bir paket hazırlaması lazım” diye konuÅŸtu.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, bağımsızlık referandumundan vazgeçilmemesi halinde “Kuzey Irak yerel yönetimi”ne (2013’te “Irak Kürdistan Bölge Yönetimi” demekte beis görmüyordu) yaptırım uygulayacaklarını söylüyor ve “Bunlar tabii sıradan olmayacak” diyor. “Irak topraklarının bütünlüğü”nü korunma gereÄŸini vurgulamayı da ihmal etmiyor. Ä°yi ama IKBY öteden beri bağımsızlık temayülü sergilemiyor mu? Barzani öteden beri bağımsızlık davası gütmüyor mu? Bir gün bağımsız bir devlet olmak istediklerini hiç gizlemediler ki. Daima açıkça söylediler bunu. Ankara ‘lades’ dediyse bile bile dedi. ‘Hep yanında olduÄŸumuz Kuzey Irak yerel yönetimi’ tarafından kandırılmış, iyi niyeti suiistimal edilmiÅŸ gibi davranmasın hiç. Tuhaf kaçıyor.
Bir hayal kırıklığı havası var ama kırılan hayalin ne olduÄŸunu bilemiyoruz. Herhalde ‘Biz bunlara iyi davranırsak bunlar bağımsızlık davasından vazgeçer’ diye hayal edecek kadar naif deÄŸildi devlet büyüklerimiz!
***
Evet, dost ve müttefikimiz Barzani ile birdenbire niye düşman -en azından muarız- olduk? Ankara, IKBY’deki bağımsızlık referandumunu engellemeyi niye ‘varoluÅŸsal’ bir vazife gibi görüyor?
Lafın etrafında dolanmayalım; IKBY’nin bağımsız Kürdistan devletine dönüşmesini hiçbir zaman istemeyen ve ÅŸimdi bu iÅŸ ciddiye binince teyakkuza geçen Ankara’nın derdi, çoÄŸunluÄŸunu Kürtlerin oluÅŸturduÄŸu bazı doÄŸu ve güneydoÄŸu vilayetlerimizin o devlete yönelme ihtimalidir.
Ben Türkiye Kürtlerinin Türkiye’ye baÄŸlılığından şüphe etmiyorum. Ayrılıkçı bir azınlık olursa da gereken yapılır; Türkiye’nin gücünden de şüphe etmiyorum. Vaktiyle Ä°ran, Irak, Suriye devletleri PKK vasıtasıyla Türkiye’yi bölmek için birleÅŸtiler de ne oldu? ABD’si, Ä°srail’i, Avrupa’sı bu projeyi el birliÄŸi ile destekledi de ne oldu? Onların yapamadığını Kuzey Irak’ta kurulacak olan Kürdistan devleti mi yapacak? Bu iÅŸler öyle kolay olsaydı Hatay çoktan Suriye Arap Cumhuriyeti’ne katılmış olurdu.
Barzani ne diyor bu hususlarda? IKBY BaÅŸkanı’nın 9 Eylül’de BBC’ye verdiÄŸi mülakata bakalım: “Türkiye ve Ä°ran gibi komÅŸularınızın büyük Kürt nüfusları var. Onların çoÄŸu yeni kurulacak Kürdistan’a katılmak isteyebilir. Onlara mesajınız nedir?” sorusuna verdiÄŸi cevapta, komÅŸu devletlere itimat telkin etmeye çalıştı Barzani. Dedi ki, “Her bir parçanın kendi özellikleri vardır. Hepsinin kendi toprağı vardır. Bu yüzden kendi ülkelerinin hükümetleriyle barışçıl müzakereler sonucu bir anlaÅŸmaya varmaları gerekir. Onların haklarını destekliyoruz ama sorunlarını merkezi hükümetleriyle çözmeleri gerektiÄŸini düşünüyoruz.” Bunun üzerine BBC muhabiri “Yani Kürdistan’a katılmak isterlerse onları kabul etmeyecek misiniz?” diye sordu. Barzani’nin bu soruya cevabı da ayni minval üzere: “Onların haklarını destekliyoruz. Ama sorunlarını kendi ülkelerinde çözmeliler. EÄŸer bize katılmak isteyebileceklerinden bahsediyorsanız onların Türkiye ve Ä°ran’da misafir olmadıklarını söylemem gerekir. Hepsinin kendi yerleri var ve sorunlarını orada çözmeliler. Onları taleplerinin peÅŸine düşmeye ve haklarını barışçıl yollardan elde etmeye davet ediyoruz.”
IKBY BaÅŸkanı, özetle, Türkiye ve Ä°ran’a sarkmaya niyetlerinin olmadığını söylüyor.
***
“Barzani’nin bu gibi açıklamaları iyidir hoÅŸtur ama IKBY’nin bağımsız Kürdistan devletine dönüşmesi halinde Türkiye’nin bölünmeyeceÄŸini garanti etmez, o riski bertaraf etmez” deyip Barzani’ye haddini bildirmeye, bağımsızlık referandumunu engellemeye yahut bu referandumdan ötürü IKBY’ye can yakıcı yaptırımlar uygulamaya kalkabilir ve o riskleri böylece bertaraf ettiÄŸimize inanıp kendimizi rahatlatabiliriz. Pekiyi, ya bu tavrımızla riski büyütürsek?
IKBY siyasetinin ana damarı olan Barzani çizgisi, Türkiye’nin kaygılarını gözetmeyi ve Türkiye ile karşılıklı menfaat iliÅŸkisini korumayı (da) ifade eden bir çizgi. Bu çizgi kırılırsa, Barzani’nin KDP’si ve onunla beraber hareket eden Yekgirtu (Ä°hvan-ı Müslimin’in IKBY kolunu temsil eden parti) bu süreçte itibarsızlaÅŸtırılır ve güçten düşürülürse, IKBY’deki bağımsızlık yanlıları “Türkiye’nin kaygılarını gözetmenin ve Türkiye ile karşılıklı menfaat iliÅŸkisini korumanın hayrını Barzani bile görmediyse hiç kimse görmez” gibi bir düşünceye kapılabilirler. Bütün ümitler Ä°ran yahut Ä°srail’e baÄŸlanabilir.
Referanduma karşı çıkan (Son tahlilde bağımsızlık istemekle beraber “Bağımsızlığa ŞİMDÄ°LÄ°K hayır” diyen) KYB, Goran Hareketi ve Komel’in Ä°ran’la beraber hareket ettiÄŸini de belirtelim.
Henüz yorum yapılmamış.