Güncel
Sınırları bu kez biz çizeriz - 1926 Ankara anlaşmasına göre...
Barzani’nin referandum kararı ve Suriye’nin kuzeyindeki terör koridoru ile Türkiye güneyden kuşatılıyor. 22 Eylül’deki MGK’nın en önemli gündemi bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Barzani’yi işaret edip "Net olarak görecek" dediği yaptırımların hukuki kaynağının, 1926 Ankara Anlaşması olacağı konuşuluyor. Anlaşma, Irak’ın toprak bütünlüğünün bozulması, sınırların anlamsızlaşması durumunda Türkiye’ye Musul ve Kerkük’e müdahale hakkı veriyor.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, bu ay sonunda toplanması beklenen Milli Güvenlik Kurulu’nu Kuzey Irak’ta yapılacak referandumun önüne çektiklerini açıkladı. ErdoÄŸan, Barzani için “Bu konudaki hassasiyetimizin ne denli ileride olduÄŸunu çok daha net, açık görecektir” dedi. Türkiye, MGK kararıyla, Irak’ta yapılacak referandumun Türkiye’nin milli güvenliÄŸini tehdid eden bir adım olarak kabul edilemez olduÄŸunu net bir ÅŸekilde vurgulayacak. Barzani hükümetini ekonomik olarak izole edebilecek hatta Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını arttırmasını da içerebilecek ciddi tedbirler masada.
TÃœRKÄ°YE’NÄ°N ELÄ° GÜÇLÃœ
MGK, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de yapmaya hazırlandığı referandumdan 3 gün önce toplanacak. Bir hafta erkene çekilen toplantıda Barzani’nin referandum ısrarı tüm yönleriyle deÄŸerlendirilecek. Irak’ın toprak bütünlüğünün bozulmasını milli güvenlik sorunu gören Türkiye’nin güvenlik algılamaları ve caydırıcı önlemler masaya koyulacak. Adımlar arasında ticaret, petrol transferi gibi Kuzey Irak yönetimini ekonomik anlamda çökertecek tedbirlerin yanısıra, Türkiye sınırlarına sıçrayabilecek çatışmalara karşı Ankara AnlaÅŸması’nda da açıkça ifade edilen tedbirleri ve 75 k.m. derinlikte askeri harekat sahası ihtimali bulunuyor. Ankara AnlaÅŸması gereÄŸi sınırlardaki muhtemel deÄŸiÅŸiklik ve Irak hükümetinin verdiÄŸi toprak bütünlüğü vaadini karşılamamasının da 1926’da yapılan sınır anlaÅŸmasının yeniden deÄŸerlendirmesinin yolunu açabileceÄŸi belirtiliyor.
GEREKLÄ° Ä°KAZLARDA BULUNULDU
Bağımsızlık referandumu bölge ülkeleri için de tehdit. Bu tehditlerin başında, referandum sonrası Irak’ta önce etnik, sonra mezhep temelli yeni bir çatışma ortamına girilmesine dair güçlü beklenti geliyor. Halen DEAÅž ile mücadelenin sonuçlanmadığı Irak’ta Barzani’nin referandum yoluyla ayrışma adımı samimi bulunmuyor. Bölgesel dengelerin yeniden kurulması giriÅŸimi olarak görülen referandumun Türkiye’nin sınırları boyunca uzanan terör koridoru planlamalarının bir aÅŸaması olarak yankı bulması da endiÅŸeleri arttırmış durumda. Yine Barzani’nin, baÅŸta Kerkük olmak üzere Türkmenlerin yoÄŸun bulunduÄŸu bölgelerde hukuku çiÄŸneyerek baÅŸlattığı iÅŸgal giriÅŸimi de Türkiye’nin tepkisini çekiyor. Türkiye ve Ä°ran, bölgeye yönelik temaslarını ve istiÅŸarelerini arttırdı. Son olarak geçen hafta MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan Irak’ı ziyaret etmiÅŸ, aynı dönemlerde Ä°ranlı komutan Kasım Süleymani de Irak’ta temaslarda bulunmuÅŸtu. Ä°ki ismin de Irak’ta Barzani yönetimiyle görüştüğü ve gerekli ikazlarda bulunulduÄŸu belirtiliyor. Türkiye bir yandan Barzani yönetimine son ikazlarda bulunurken bir yandan da konuya iliÅŸkin BaÄŸdat hükümeti ve Ä°ran ile temasta. Ä°ran ve Irak hükümeti ile Türkiye’nin bölgesel endiÅŸelerin giderilmesine yönelik istiÅŸarelerinin sürdüğü belirtiliyor.
- İsrail gibi yalnız kalır
- Barzani’nin Ä°srail’in stratejisini güderken Ä°srail gibi yapayalnız kalmasının kaçınılmaz olduÄŸu belirtiliyor. BaÅŸta Türkiye, Irak’ın diÄŸer komÅŸularının alacağı tepki kararlarıyla Irak kuzeyindeki Kürt halkının batının maÅŸası olarak tek başına kalacağı ve hiçbir dost bulamayacağı vurgulanıyor. Bugün bölgede aidiyet meselesi olan Türkiye’nin sadece Türkmenler için deÄŸil Araplar ve Barzani’nin karşısında olan Kürtler için, bütün Irak halkı için, gücü, kuvveti ve sahip olduÄŸu büyük mirasla umut halinde bulunduÄŸu vurgulanırken, “Türkiye kucaklayıcı olmalı, mezhepsel ve etnik kökene bakmadan tüm bölge halkına sahip çıkmalıdır ki bölgedeki ihanet odaklarının emelleri boÅŸa çıksın, deÄŸerlendirmeleri yapılıyor.
Ankara Anlaşması masaya gelir
CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül döneminde OrtadoÄŸu BaÅŸdanışmanlığını yapan Kerkük Vakfı BaÅŸkanı Uluslararası Türk-Arap DiyaloÄŸu BirliÄŸi Genel Sekreteri ErÅŸat Hürmüzlü: “Bugün Barzani’nin referandum kararı karşısında bütün Irak halkları, Türkmenler, Araplar hatta bazı Kürtler de Türkiye’den birtakım caydırıcı icraatlar bekliyor. Bu sadece Türkiye’den de deÄŸil, Ä°ran’dan ve BaÄŸdat Hükümetinden de bekleniyor. Sayın BaÅŸbakanımızın Ä°badi ile görüşmesi ve mutabakat içinde olunduÄŸunun açıklanması önemli bir adım. Bölgedeki bu üç güçlü devletin bir söz ve hareket birliÄŸine varmaları ve bu doÄŸrultuda hareket etmeleri gerekir. En büyük oyuncu Türkiye ve MGK’da da caydırıcı önlemlerinin ortaya koyulması bekleniyor. Bugün Barzani hükümetine Irak kendi kapısını kapattı. Türkiye ve Ä°ran da kapısını kapatırsa, ama bunu halka zarar gelmeyecek ölçüde yaparsa Barzani’nin ekonomisine darbe olur ve büyük caydırıcılığı olur. Türkiye Habur’u kapatıp Ovaköy sınır kapısından Irak ile ticaretini sürdürebilir. Hava trafiÄŸinde Kuzey Irak Türkiye’ye muhtaçtır. Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçebiliyor. Dolayısıyla hava trafiÄŸine iliÅŸkin bir takım önlemler alınabilir. Yine 1926 Ankara AnlaÅŸmasında bazı maddeler var ki Irak hükümetinin buna uymasını öngörüyor. EÄŸer ayrışma olursa Irak anlaÅŸmanın taahhütlerini yerine getirmemiÅŸ olur. MGK’dan 1926 AnlaÅŸmasını masaya getirilmesine iliÅŸkin bir açıklama da gelebilir.”
Türkiye'ye müdahale hakkı veriyor
Türkiye ile Irak arasındaki sınırı belirleyen ve komÅŸuluk iliÅŸkilerini düzenleyen Ankara AntlaÅŸması, 05 Haziran 1926 tarihinde, Türkiye, Irak ve Ä°ngiltere arasında imzalandı. AntlaÅŸmanın 1. Maddesi ile Türk-Irak hududu, Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekim 1924 tarihinde kararlaÅŸtırdığı ÅŸekilde (Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleÅŸti. Kuzey Irak’ta bağımsız bir devlet kurulması halinde 1926 Ankara AntlaÅŸması ile Milletler Cemiyeti’nin 29 Ekim 1924 tarihli kararı ortadan kalkmış olacaktı. Böyle bir durumda statüko ante’ye dönülerek Musul ve Kerkük petrol alanları dahil olmak üzere Kuzey Irak bölgesi yeniden Türk toprağı olacaktı. Ä°ÅŸte anlaÅŸmanın ilk beÅŸ maddesi:
Madde 1. Türkiye ile Irak arasında sınır, Milletler Cemiyetinin 29 Ekim 1924 günlü oturumunda kararlaştırılmış çizgiye uygun olarak, aşağıdaki biçimde kesinlikle belirtilmiştir. (Brüksel Sınır Çizgisinin Tanımı) Bununla birlikte, sözkonusu bu sınır Aşuta ve Alamun güneyinde, bu iki yeri birbirine bağlayan yolun Irak topraklarından geçen kesimini Türk toprakları içinde bırakmak üzere, değiştirilmiştir.
Madde 2. Son Fıkrası saklı kalmak üzere, 1. Madde ile belirlenen sınır çizgisi işbu Andlaşmaya bağlı 1/250.000 ölçeğindeki harita üzerinde gösterilmiştir. Metin ile harita arasında aykırılık görülürse metin geçerli olacaktır.
Madde 3. Birinci Maddede tanımlanan sınır çizgisini toprak üzerinde işaretlemek üzere bir Sınır Komisyonu kurulacaktır. Bu komisyon Türkiye Hükümetince atanacak iki ve Britanya ve Irak Hükümetlerince ortaklaşa atanacak iki yetkili temsilci ile, kendisi kabul ederse, İsviçre Cumhurbaşkanınca İsviçre uyruklu bir başkandan oluşacaktır. Komisyon en kısa sürede ve en geç bu Ândlaşmanın yürürlüğe koyulmasından başlayarak 6 ay içinde toplanacaktır. Komisyonun kararları çoğunlukla alınacak ve buna tüm Bağıtlı Yüksek Tarafların uyması gerekecektir. Sınır Çizimi Komisyonu, her durumda, işbu Ândlaşmadaki tanımları en yakın biçimde izlemeğe çalışacaktır. Komisyonun giderleri Türkiye ve Irak arasında eşit bölüşülecektir. İlgili Devletler, Komisyonun görevini yapabilmesi için, gerekli yerleşme, işçi, gereçler (kayıklar, işaret taşları) ile ilgili tüm konularda, gerek doğrudan doğruya, gerek yerel makamlar eliyle, yardım etmeği yükümlenir. Sözkonusu Devletler, bundan başka, Komisyonca koyulacak nirengi noktalarına, sınır işaretlerine, kazık ve öbür işaretlere uymayı yükümlenir. Sınır işaretleri birinden öteki görünebilecek biçimde koyulacak ve üzerine sayısı yazılacaktır. Bunların yerleri ile sayıları bir harita üzerinde gösterilecektir. Sınırın belirlendiğini gösteren kesin tutanak ve ona ekli haritalar ve belgeler üçer örnek olarak düzenlenecek ve bunlardan ikisi sınırdaş devletleri hükümlerine, üçüncüsü ise, aslına uygunluğu onaylanmış örnekleri Lozan Andlaşmasmı imza eden devletlere sunulmak üzere, Fransız Cumhuriyeti Hükümetine verilecektir.
Madde 4. Birinci madde uyarınca Irak'a bırakılan topraklardaki halkın uyrukluğu sorunu Lozan Andlaşmasının 30-36. maddelerine göre çözüme kavuşturulacaktır. Bağıtlı Yüksek Taraflar Lozan Andlaşmasının 31., 32. ve 34. maddelerinde öngörülen seçme hakkının bugünkü Andlaşmanın yürürlüğe koyulduğu günden başlayarak iki ay süre için geçerli olabileceğini kararlaştırmışlardır. Bununla birlikte, Türkiye sözkonusu halktan seçme haklarını Türkiye uyrukluğu için kullananların işbu haklarını tanıma konusunda serbestliğini saklı tutar.
Madde 5. Bağıtlı taraflardan her biri 1. maddede belirlenen sınır çizgisinin kesinliğini ve bozulmazlığını kabul ederek, bunu değiştirmeği amaçlayan her hangi bir girişime geçmekten sakınmayı yükümlenir.
Söz hakkımız var
Yıldız Teknik Ãœniversitesi Ä°ktisadi Ä°dari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Okur: “Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin hayat damarları Türkiye’den geçiyor. Bölgesel yönetimin ekonomisi, gelirlerinin yüzde 80-90’ı Türkiye ile baÄŸlantılı kazanılıyor. Türkiye’nin petrol satışlarını durdurması, bölgesel ticarete kısıtlama getirmesi bile Erbil’i ciddi ölçüde zora sokacaktır. Erbil bugün uzun süredir maaÅŸları ödeyemeyen, temel alt yapı ile ilgili hizmetleri sunamayan bir yapı olarak karşımıza sunuyor.
FIRAT KALKANI GÄ°BÄ° OLABÄ°LÄ°R
Bağımsızlıktan umulan halkın refahının artması ise Türkiye’nin verdiÄŸi sinyal, Erbil’in üzerine daha ciddi yüklerin birikeceÄŸini gösteriyor. Bir diÄŸer konu da PKK koridorunu engellemeye yönelik seçenek. Türkiye Fırat Kalkanı ile nasıl bunu yapmışsa Telafer-Åžengal güzergahından çekeceÄŸi çizgiyle Irak’ta da yapabilir. Ankara AnlaÅŸması’na dikkat çekmekte yarar var. Irak’ın toprak bütünlüğüyle ilgili bir mesele. BaÄŸdat hükümetiyle referandumun önlenmesi konusunda aynı çizgiyi savunsa da BaÄŸdat Hükümetinin Süleymaniye, Erbil ve Duhok’ta bir referanduma evet demesi denklemleri deÄŸiÅŸtirir. Türkiye’nin Ankara AnlaÅŸmasını gündeme getireceÄŸi bir noktaya varır konu.
TALEPLER MASAYA GELECEK
Bölgede statüko yeniden deÄŸiÅŸecekse, Türkiye’nin kendi güvenliÄŸi ile ilgili teminatlar içeren yeni talepleri olacaktır. Burada uluslararası hukuk nezdinde Türkiye’ye de söz söyleme hakkı doÄŸar. Bugün Musul kırsalında bulunan ve Musul’a baÄŸlı olan belirli bölgelerde de referandum yapılmak istendiÄŸi düşünüldüğünde ve Musul ile ilgili yeni egemenliÄŸin söz konusu olması halinde Türkiye, tarihte yaptığı gibi kendi tezlerini uluslararası kamuoyuyla paylaÅŸmaya baÅŸlar.”
- Vahim hata olur
- Son olarak 17 Temmuz’da toplanan MGK kararında, referandum kararına iliÅŸkin, “hukuken ve fiilen referandumun uygulanamayacağı” vurgulanmış ve “Bu teÅŸebbüsün vahim bir hata olduÄŸu ve istenmeyen sonuçlar doÄŸuracağı” ikazı yapılmıştı. MGK açıklamasında, Irak’ın toprak bütünlüğünün önemi vurgulanırken, ayrıca Türkiye’nin Irak’taki Türkmen varlığının ve haklarının korunmasını yakından takip ettiÄŸine iÅŸaret edilmiÅŸti.
Henüz yorum yapılmamış.