Güncel
12 Eylül ve KHK - Abdurrahman Dilipak
Bir yandan sabırlı olacağız. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Öte yandan, idare de kendi içine bakacak. Bu FETÖ
Abdurrahman Dilipak - Yeni Akit
Bu kaçıncı yazım bilmiyorum, ama yine yazacağım.
KHK ile görevinden uzaklaştırılanlar ile ilgili ciddi sorunlar yaşanıyor.
O açlık grevindeki iki akademisyen olayı da var, başka olaylar da. Geçen gün bir kaymakamın dosyası ulaştı.
KHK ile ilk uzaklaÅŸtırılanlardan. Adamın bu yapı ile ilgili tek bir baÄŸlantısı var, o da Afrika’da açlık çekilen bölgelerle ilgili bir kampanya ve telefondan SMS yolu ile 5 lira göndermiÅŸ, o da 7 yıl önce olacak.
Bu arkadaşı görevden uzaklaÅŸtıran ekip de daha sonra KHK ile görevinden uzaklaÅŸtırılmış, içiÅŸlerinden. Belli ki, listenin başına birkaç FETÖ’cüyü yazmışlar, altını doldurmuÅŸlar. Çünkü daha önce FETÖ’cü diye görevinden uzaklaÅŸtırılan bir baÅŸka vali yardımcısı da vardı. O ÅŸimdi görevine iade edildi, ama bir ara da gözaltına alındı. Bu yeni vakada tutuklama da var.
KHK ile görevden uzaklaÅŸtırılmışsın diye savcı gözünün yaşına bakmıyor, tutuklama talebi ile nöbetçi mahkemeye gönderiyor, nöbetçi mahkeme de ne olur ne olmaz, asıl mahkemesi deÄŸerlendirsin diye tutuklama veriyor. Ä°dareye “bir yanlışlık oldu galiba” diyorsun, bu defa onlar da “Mahkeme kararı var, yargıya intikal eden bir konuda biz bir ÅŸey yapamayız, bekleyeceksin”.
Bir kısır döngü içine giriyorsunuz.
Bakın en son, Ankara’da bir Ağır Ceza dosyasına baktım. Sanık Z.Ç. Dosyası Kastamonu’dan gelmiÅŸ. Ä°ÅŸin içinde bir de müşteki var. Z.Ç.nin ifadesine göre, yanlış bir takım iÅŸlerinden dolayı A.Ç. isimli müdür hakkında iÅŸlem yapmış. O da döşenmiÅŸ dilekçeyi. Bir de daha önce Vali ile tartışmış. Vali ile bir polisle ilgili bir iÅŸlemden dolayı tartışmış. Vali de daha sonra zaten, valiliÄŸe atandıktan 6 ay sonra emekli edilmiÅŸ. İçiÅŸleri Bakanlığında bunlar epey yuvalanmışlar. Åžimdi eskisi gibi deÄŸil ama eski iÅŸlemler can yakmaya devam ediyor. Poliste de var benzer durumlar. Mesela; Elazığ’dan Ä°stihbarat eski Åžube Müdürü hakkında bir iÅŸlemle ilgili dosya geldi. Klasörler dolusu olay.
Bu olayların aslı araştırılmalı. Suçluysalar cezasını çekmeliler, ama değilse, yazık bunlara. Şanar Yurdatapan da açlık grevindekilerle ilgili benzer şeyler anlatıyor. Ben açlık grevlerini doğru bulmuyorum, ama öte yandan insanlar suçsuzsa da bu şekilde cezalandırılmamalı. Sapla saman birbirine karıştırılmamalı.
Bakın, tekrar söylüyorum, bu işte kast anlamına gelen kusuru olanlar kesinlikle cezalandırılmalı.
İnsanların ideolojileri bizi ilgilendirmez. Yaptıkları, söyledikleri, ilişkileri önemli.
Bu yanlışlıklar FETÖ’yü yıpratmıyor, aksine onların istismarlarına zemin hazırlıyor.
FETÖ sıradan bir sorun deÄŸil. Kökü derinlerde olan bir baÅŸ belası. Sınırımızda savaÅŸ var, bu arada terör ve darbe, hepsi bir arada geldi. Bir takım yanlışlıklar olabilir. Tamam da, bu iÅŸ teknik bir yanlıştan deÄŸil, bir FETÖ komplosuna döndü/dönüyor. AteÅŸ düştüğü yeri yakıyor. Bu alçakça iÅŸ aileleri zor durumda bırakıyor. Suçlu cezalandırılsın ama “kuru’nun yanında yaÅŸ da yanar” diye bu iÅŸi geçiÅŸtiremeyiz.
Bu durumda olan kaymakam da var, akademisyen de. Bir yandan bu iÅŸler olurken, bir yandan hâlâ birileri elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Ya da içeri giren bir şüpheli, sürpriz bir ÅŸekilde çıkıyor. Adam bir dairede ÅŸef, onların bankasında yönetici, bu melanetin başı, ama ortalıkta dolaşıyor, kamuda çalışmaya devam ediyor, onun altındakiler sanık. TeÅŸkilatta da var bu tür adamlar, himmet toplayan, Pensilvanya’ya tur düzenleyenler, “Cemaat” karşıtlarına idari operasyon düzenleyenler, kamu kaynaklarını bunlara peÅŸkeÅŸ çekenlerin bir kısmı görevi başında.
Evet. Bugün 12 Eylül’ün sene-i devriyesi. 12 Eylül’ü gördüm. Erbakan’ın danışmanı idim. O gün Ankara’daydım. Bir gün önce de Konya’da. Yine bahane irtica, yine Kudüs..
Darbenin bilançosuna bakıyorum, 1.683.000 kiÅŸi fiÅŸlenmiÅŸ. 210.000 dava açılmış ve yüzbinlerce kiÅŸi yargılanmış. 7.000 kiÅŸi için idam istenmiÅŸ. 517 idam cezası verilmiÅŸ, 50’si infaz edilmiÅŸ.
Ä°ÅŸten atılan “sakıncalı”ların sayısı 30.000 kiÅŸi. Binlerce öğretmen, hakim, memur görevinden uzaklaÅŸtırıldı.
Biliyorsunuz bütün partiler ve STK’lar kapatılmıştı.
YurttaÅŸlıktan atılanların sayısı 14.000. Yurt dışına kaçanların sayısı 30.000’den fazla.
Yasama, yürütme, yargı, 5’li çetenin elinde toplanmıştı.
300’den fazla insan faili meçhule kurban gitti. 171 kiÅŸi iÅŸkencede öldü. 299 kiÅŸi hapishanede hayatını kaybetti. 14 kiÅŸi açlık grevinde hayatını kaybetti. 111 kiÅŸi kaçarken ya da çatışmada vurularak öldürüldü. 43 kiÅŸi intihar etti. 73 kiÅŸinin “ölüm sebebi” ise doÄŸal nedenlerle.
Mali yolsuzlukların, usulsüzlükleri, rüşvetin haddi hesabı yok.
Aradan 37 yıl geçmiş. Evren çetesinin karşısında FETÖ gibi bir ihanet çetesi yoktu.
Bugün bastırılan bir darbe var ve darbeci güçlerin arkasında ABD, Ä°srail, Ä°ngiltere, Vatikan, Almanya gibi ülkelerin istihbarat elemanları, NATO’nun imkânları var. Ve devleti ele geçirmiÅŸ, kılcal damarlarına kadar yerleÅŸmiÅŸ, yüzbinlerce mensubu olan bir ihanet çetesinden söz ediyoruz..
Bir yandan sabırlı olacağız. OlaÄŸanüstü bir dönemden geçiyoruz. Öte yandan, idare de kendi içine bakacak. Bu FETÖ’cü ihanet çetesinin gayrimemnunları artırarak toplumsal huzursuzluk çıkartmak gayreti karşısında herkesin daha dikkatli olması gerek.
Sonuçta iş dönüp dolaşıp Adalet ve İçişleri Bakanlığına geliyor.
Daha sabırlı olacağız. Öfke yok. STK’lar olarak daha dikkatli olacağız.
Bu arada; STK’lar olarak, sivil yurttaÅŸlar olarak biz de görevimizi tam olarak yapmıyoruz.
AK Parti’nin de bu meseleye sahip çıkması gerek. Ama tabi, önce kendi içini temizlemesi gerekiyor.
Basın olarak, üniversiteler olarak biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz? Sahi “Cemaat” dediÄŸimiz dini yapılar ne yapıyorlar. Bakın sadece partiler deÄŸil, bu yapılar da kendi içlerini temizlemek konusunda çok da istekli deÄŸiller. “Kol kırılır yen içinde kalır” anlayışındalar. Bakın o kollar kangren olur, çolak kalır sonra.
Söylemesem, bu hainler sızdıkları yapılar içinde yuvalanıp fesatlarına devam ediyorlar. Söylesem “yapı zarar görüyor” diyorlar. Ben doÄŸru olanı, zarar kastı olmadan, “dostça” söylemeye çalışıyorum. Çözün sorunu, ben de susayım. Hakkın hatırı, halkın hatırında alidir efendim.
Vakit çok hızlı geçiyor. Elimizi çabuk tutalım.
Bugün 12 Eylül, tüm darbecileri ve darbelere alkış tutan hainleri lanetliyorum. Allahım bizim ellerimizle cezalandır zalimleri ve bizim ellerimizle yardım et mazlumlara. Sen zalimler, kâfirler ve fasıklar topluluğunun işlerini sarp dağlara sardıransın. Senin kolaylaştırdığından daha kolay ve zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Selam ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.