Güncel
Erdoğan: Arakan'da çadır kamp kurmayı planlıyoruz
Erdoğan, "Arakan'da yaşanan insani dramın son bulması için çok taraflı bir diplomasi yürütüyoruz. Konuyla ilgili olarak 20'yi aşkın liderle telefon görüşmesi gerçekleştirdim." dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan'a hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, ABD'de tutuklu bulunan Rıza Sarraf'ın dahil olduğu davaya eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da dahil edildiği iddialarının hatırlatılması üzerine, "Bu konu gerçekten çok çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içerisinde yorumlamak zaten mümkün değil. Burada bizim eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, açık söylüyorum, ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiayı ortaya koyabilmiş değiller." dedi.
'Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor'
ABD'nin, Çağlayan'ın "İran'a yönelik yaptırımları deldiği" iddiasını öne sürdüğüne dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İran'a biz bir defa herhangi bir yaptırım uygulama kararı Türkiye olarak almadık ki... Bizim İran ile ikili ilişkilerimiz var, hassas ilişkilerimiz var. İran'dan özellikle doğal gazımızın, petrolün bir kısmını oradan alıyoruz. Biz bunu kendilerine de o zaman söyledik. Ben bunları Sayın Obama'ya da söyledim, diğer bu konularla ilgilenen kişilerine, başta Dışişleri Bakanları olmak üzere onlara da söyledik. Yani dedik 'Biz burada böyle bir yaptırım içerisine girmeyiz.' Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim? Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı adıma ne yapacaktır? Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Dolayısıyla atılan bu adımlar tamamen siyasidir. ABD bir defa bu konuyu -tabii bu gidişimizde orada da inşallah görüşme fırsatı buluruz- gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Rıza Sarraf olayı da öyledir. Halk Bankamızın Genel Müdür Muavini Hakan Bey ile ilgili konu da öyledir. Bunların hepsi. Diğer isimler yine öyledir."
ABD'de korumalar hakkında soruşturma açılması
Erdoğan, ABD'ye yaptığı son ziyarette, Washington'da PKK terör örgütü mensuplarının kendilerine adeta saldırıyor havasına girdiğini de hatırlatarak, şöyle devam etti:
"ABD güvenlik güçlerinin orada kalkıp da herhangi bir tedbir almaması, onları oradan derdest etmemesi de bu pis kokunun bir ifadesidir. O olayla ilgili biliyorsunuz, benim korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta hatta, olay günü orada olmayan korumalarım hakkında, eşimin iki koruması bayan, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu nedir? Bu Amerika yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Kendilerine de bunlar bildirildi. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şeydir. Sıkıntı burada. Onun için de adil bir devlet olmak, hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Eğer hukuk sisteminiz adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak o pis kokuları da getirir."
'AB 15 yıldır bu tür açıklamalarla oyalıyor'
Bir gazetecinin "Son günlerde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin farklı açıklamalar geliyor. Seçim atmosferindeki Almanya'da Merkel'in 'Türkiye AB'ye üye olmamalı' şeklinde bir açıklaması var. Buna karşı Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un 'Türkiye önemli ortak' şeklinde açıklaması oldu. Yine AB yöneticilerinin de 'Türkiye ile müzakereler devam etmeli', 'Türkiye çok önemli partner' şeklinde açıklamaları oldu. Siz bu açıklamaları nasıl yorumlamak istersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, bu açıklamalara yabancı olmadıklarını, 15 yıldır bu tür açıklamalarla oyaladıklarını, hala aynı açıklamaların devam ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki referandum öncesinde Avrupa ülkelerinin takındığı tavrın çok açık, net ortada olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunları kendilerine sorduğumuz zaman da hiç bir cevap veremediler. Çünkü bunların hayatı hep böyle geçti. Şu anda da kendi içlerinde birbirlerine girdiler. Yatıyorlar, kalkıyorlar AK Parti, Türkiye, Erdoğan...Tamam da bizimle ne işiniz var. Kendi içinizde seçim yapıyorsunuz. Nasıl yapacaksanız seçiminizi yapın. Erdoğan'a vurmak, Türkiye'ye vurmak size oy mu kazandıracak? Bunu nereye kadar böyle götüreceksiniz?"
"Yüzüme bakamıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yarın bir gün, uluslararası toplantılarda ne olacak? Hollanda'nın başbakanı ile olduğu gibi mi olsun? Bak şimdi o yüzüme bakamıyor, benim zaten yüzüne hiç baktığım yok. Daha hükümet kuramadı. Ne hale düştü. Yarın Almanya'da da benzer şeyler olabilir." dedi.
Erdoğan, "Almanya'nın elinde bulundurduğu güç Türkiye'nin özellikle sosyopolitik gücünü yok etmeye muktedir değildir. Bizim bu noktadaki gücümüz çok çok farklı. Artık Türkiye bir çok şeyi aşmış vaziyette. Bu ufku, Türkiye açtığı için de zaten bunlar rahatsız oluyor. Bundan sonra hedef artık 2023'tür. 2023'te sosyolojik olsun, ekonomik olsun, iktisadi olsun, kültürel olsun, bütün bu alanlarda Türkiye'yi inşallah çok daha farklı bir yere, inşallah 2019 Başkanlık sistemindeki atılan yeni adımla birlikte çok daha farklı bir yere taşımış olacağız." değerlendirmesini yaptı.
'Herkes bir defa yerini, konumunu bilsin'
"Sayın Devlet Bahçeli'nin süreç başladığında sizin yardımcınız olacağı yönünde bir takım iddialar var. Bu iddialarla ilgili ne söylemek istersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Değerli arkadaşlar, bunların hepsi yani suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Hep söylüyoruz, bunlar doğmamış çocuğa don biçiyorlar. Herkes bir defa yerini, konumunu bilsin. Biz Türkiye'de siyaset yapıyoruz. Yani Sayın Bahçeli ile şu süreçte partimiz gayet güzel bir diyalog içinde oldu ve bundan sonraki süreçte de bu diyaloğun, bu dayanışmanın temenni ederim ki güçlenerek devamı Türkiye'nin geleceği bakımından çok çok önem arz etmektedir ve bu geleceği inşa ederken, ihya ederken görüşmeler neticesinde her şey olabilir. Bunu kimsenin bir kenara atmasına hakkı yok. Ana muhalefet partisi Kandil ile irtibat kuruyor, bunu hiç gündeme getirmiyorlar da bu ülkede yerli ve milli davranan liderlerin veya partilerin görüşmeleri, konuşmaları bunları niye rahatsız ediyor? Bizim bir defa çok önemli bir yanımız var; yerliyiz ve milliyiz. CHP ve HDP'ye baktığınız zaman bunların yerli ve milli bir yanı yok. Tam aksine bunlar bu ülkeye saldıran, bu ülkeyi her yere, Batı'ya, dünyaya şikayet etmek suretiyle nereden önünü keseriz, bunun gayreti içinde olanlarla koalisyon halindeler."
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, terörle mücadelede kullanılan silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) ilgili eleştirisini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neymiş? Sivilleri vurmuş... Nerede o siviller?" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"SİHA'lar teröristleri vuruyor ve silahlı kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz çok daha güçlü hale gelmek suretiyle terörizmle, teröristlerle, terör örgütleriyle bu mücadelesini sürdürecektir ve bunu CHP'nin temsilcileri, vesaireleri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP'nin genel başkanı çıksın 'Ey Tanrıkulu, sen kimden yanasın, teröristlerden yana mısın yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden yana mısın?'... Bugüne kadar bu kadar bizim güvenlik gücümüz şehit oldu, bu kadar sivilimiz bizim şehit oldu, bunların sesi çıktı mı? Çıkmadı. Biz şimdi silahlı İHA'larımızı yaptık, tabii terör örgütü artık kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönemin içinde de bu beyler, ölen teröristleri savunur hale geldiler. Biz sizi tanıyoruz zaten. Siz bunların cenazelerine katılır, onlarla beraber hareket eder, onların gittikleri yerlerde beraber olur, bütün bunlardan sizi tanıyoruz. Tek farkınız var siz CHP'siniz, onlar HDP."
"Böyle yürümeyeceğine karar verdik"
Erdoğan, Türkiye Varlık Fonu Başkanı Mehmet Bostan'ın görevden alınmasına ilişkin soru üzerine, Varlık Fonu'nda hedeflenen, arzulanan bir sürecin olmadığını söyledi.
Türkiye Varlık Fonu'nun, Başbakan Binali Yıldırım'a bağlı olduğunu, Cumhurbaşkanı olarak kendisiyle bir bağlantısı olmadığını anlatan Erdoğan, "Ama biz Sayın Başbakan ile de istişarelerimizi yaparak bu konuda kararımızı alırız. Sayın Başbakan da ben de bu gelişmeleri gördük. Böyle yürümeyeceğine karar verdik. Bu karar neticesinde de 'bu adımın atılması isabetlidir' dedik. Sayın Başbakan da bu konuda adımını attı. 'Hayırlı olsun' diyeceğiz. Çünkü Varlık Fonu'nu bizim yeniden reorganize etmemiz şart. Onun da adımını, inşallah Kazakistan sonrası Sayın Başbakan ile değerlendirip, atacağız." ifadelerini kullandı.
'Çok taraflı bir diplomasi yürütüyoruz'
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, özellikle Arakan’da yaÅŸanan insani dramın son bulması için çok taraflı bir diplomasi yürüttüklerini ifade ederek, "Mübarek Kurban Bayramı süresince bu konuyla ilgili olarak 20’yi aÅŸkın liderle telefon görüşmesi gerçekleÅŸtirdim. Ayrıca eÅŸim ile DışiÅŸleri Bakanımız, oÄŸlum ve Sosyal Politikalar Bakanımız da, genel baÅŸkan yardımcım Ravza Hanım da BangladeÅŸ’e sığınan Rohingyalı Müslümanları ziyaret ettiler. Sorunun tüm muhataplarıyla görüşüyor, bir taraftan da insani yardımlarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaÅŸtırıyoruz." dedi.
Türkiye'nin gayretleri sonucunda yavaÅŸ da olsa bazı konularda netice almaya baÅŸladıklarını belirten ErdoÄŸan, " TÄ°KA, bin tonluk insani yardım malzemesinin dağıtımını gerçekleÅŸtirdi. Ä°kinci etapta yine 10 bin tonluk gıda, ilaç, giysi vesaire bunları planlıyoruz. Sivil toplum kuruluÅŸlarımız da sadra ÅŸifa olmak için tüm imkanlarını seferber ediyor. Ä°nÅŸallah bu zirve, yaÅŸanan zulme karşın Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı’nın sesinin daha gür çıkması açısından bir fırsat olacaktır. Åžu andaki çadır kamplarının ne yazık ki yaÅŸanır bir durumu yok. EÄŸer BangladeÅŸ yönetimi orada bize bir bölgeyi tahsis edebilirse orada daha yaÅŸanılabilir çadır kampları kurmayı planlıyoruz." diye konuÅŸtu.
Henüz yorum yapılmamış.