Hayrettin Karaman: ABD çok defa yaptığı gibi onları yalnız bırakacaktır...

Böl ve Yönet (2)

Hayrettin Karaman - Yeni Åžafak

Bunlar mı dost ve müttefik!

Şu haberi ibretle okuyalım:

ABD, petrolü için yakıp yıktığı kentler listesine Deyrizor’u da eklemeye hazırlanıyor. Ä°ÅŸgal sonrası kent tıpkı Rakka gibi anahtar teslimi PKK’ya verilecek. Pentagon’un Afrin-Ä°dlib planı da gerçekleÅŸirse PKK, Suriye’den çaldığı petrolleri Irak-Akdeniz koridorunu kullanarak pazarlayacak.

2015 yılında Ayn el-Arab (Kobani) bahanesiyle Suriye iç savaşına dahil olan ABD, Suriye’nin doÄŸusunda 17 askeri üs inÅŸa etti. Åžimdiye dek “DEAÅž’ı göster PYD’yi yerleÅŸtir” taktiÄŸiyle kuzey Suriye’ye ‘çöken’ Pentagon, bu oyunun son sahnesi Rakka’nın ardından ülkenin enerji merkezi Deyrizor’a girecek. ABD’nin bölgede görev yapan üst düzey isimlerinden Korgeneral Stephen Townsend, bir sonraki hedeflerinin Deyrizor olduÄŸunu açıkladı. Deyrizor saldırısında ABD-PKK ortaklığının devam edeceÄŸini belirten ABD’li general, Fırat’ın doÄŸusunda 250 kilometrelik alanı PYD haritasına katacaklarını söyledi.

Türkiye’nin güney sınırında Haseke ve Rakka’da zengin enerji hatlarını PKK’ya teslim eden ABD, Deyrizor’u da ele geçirdiÄŸinde Türkiye sınır hattında 3 bölge ve 6 kantondan oluÅŸan ‘federal’ yapıya son ÅŸeklini vermiÅŸ olacak. ABD’nin nihai hedefi ise terör koridorunun batı ucunda iÅŸgal ettiÄŸi Afrin’in ardından Ä°dlib’i de ele geçirerek sınır hattı boyunca sömürge valileri aracılığıyla Suriye’nin bakir enerji potansiyeline sahip olmak. ABD böylece iÅŸgal ettiÄŸi bölgelerdeki petrolü Akdeniz’den pazarlama imkanı bulacak.

Suriye’nin petrol rezervi açısından en zengin bölgesi Deyrizor’u alıp 250 kilometrelik hattı kontrol etmek istediklerini söyleyen ABD’li general Townsend, “Deyrizor’la birlikte Orta Fırat bölgesine yerleÅŸip Tabka, Münbiç ve Rakka’dan sonra Suriye’nin doÄŸusunda da tek egemen güç olmayı planladıklarını açıkladı. “Bu harekatta PKK-PYD tek ortağımız” diyen Townsend, diÄŸer bölgelerde olduÄŸu gibi Deyrizor halkının da ABD’nin varlığını kabulleneceÄŸi iddiasında bulundu. Bu arada Kamışlı, Tel Abyad, Ayn el-Arab, Tabka ve Münbiç’te PKK’ya eÄŸitim kampları kuran ABD, Åžedadi’de diÄŸerlerinden daha büyük bir terör kampını hizmete soktu. Suriye’deki en büyük terör eÄŸitim kampına ‘Askeri Akademi’ ismi verildi.

Suriye’nin kuzeyini PKK eliyle iÅŸgal eden ABD, bir yandan da petrol ÅŸirketlerini getirip bölgenin kaynaklarını pazarlıyor. Aralarında Fransız, Kanada, ABD, Ä°ngiliz petrol ÅŸirketi yöneticilerinin de bulunduÄŸu gruplar, haziran ve aÄŸustos ayları içerisinde PKK/PYD iÅŸgalinde bulunan Rakka ve Haseke’ye iki ayrı ziyaret gerçekleÅŸtirdi. AÅŸiret temsilcileri ve PKK’nın sözde kanton yöneticileriyle gizli görüşmeler yapan Batılı petrol ÅŸirketi temsilcilerine Trump’ın sömürge valisi Brett McGurk eÅŸlik etti. ABD, Irak sınırından baÅŸlayarak Rakka-Deyrizor ve Haseke’de kurduÄŸu alan hakimiyetinin ardından günde milyonlarca dolarlık petrol üretimini Akdeniz hattından Suriye dışına taşımayı hedefliyor. Halen Åžam rejimi mühendislerince çıkarılan petrol kuyularından DEAÅž ve PYD’nin günlük 6-7 milyon dolar gelir elde ettiÄŸi biliniyor.

Ama ABD’nin bu hain planı tutmayacak, Suriye’yi destekleyen Rusya ve Ä°ran rejim askerleriyle oyunu bozacak, ABD ve yegane ortağı PKK-PYD’yi buralardan söküp atacak, ABD de çok defa yaptığı gibi onları yalnız bırakacaktır. Bu sonuç Türkiye’nin de istediÄŸi sonuçtur; çünkü Türkiye toprak peÅŸinde koÅŸmuyor, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, kendi sınırlarının güvenliÄŸini ve halkın maÄŸdur olmamasını istiyor.

Dün KeÅŸmir ve Myanmar örneÄŸini vermiÅŸtim. Bugün Suriye örneÄŸine Yemen’i, Irak’ı, Libya’yı, Mısır’ı, Tunus’u, Türk Cumhuriyetlerini, Kafkasya’yı, Azerbaycan’ı, Kıbrıs’ı… ekleyelim.

Bütün bu ülkelerde iki yüzlü ve örtülü sömürgeci Batı’nın ve diÄŸer sömürücülerin yaptıkları, çaÄŸdaÅŸ deÄŸerleri bahane ederek (bunları perde olarak kullanarak) çıkar peÅŸinde koÅŸmak, ümmeti bölmek ve parçaları savaÅŸtırmak,  canavarlara rahmet okutacak cinayetler iÅŸlemek veya iÅŸletmektir.

Tek çare ve kurtuluş yolu İslam ülkelerinin halkları olarak uyanmak, olup bitenleri doğru okumak, birleşmek, güçlü olmak ve çağın kanununa uyarak güç ve politika yollarıyla sömürgecilerden hakkını almaktır.