Sosyal Medya

Güncel

Siz hasmınızın güçlenmesini ister misiniz? - Selahaddin E. Çakırgil

Siz hasmınızın güçlenmesini ister misiniz?



Selahaddin E. Çakırgil - STAR
 
 
Dün, Tayyib Bey’in partisinin Ä°l BaÅŸkanları’na hitaben yaptığı konuÅŸmayı dinlerken, bilhassa ÅŸucümlelerdikkatimi çekti:
 
‘Ãœlkemize yönelik saldırıların dozu her geçen gün artıyor. Terör örgütleri bir yandan, diÄŸer ülkeler bir yandan; ülkemizi yıpratmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Her ÅŸeyden önce bu saldırılara karşı mücadele etme sorumluluÄŸu iktidar olarak bizim, yani AK Parti kadrolarının üzerindedir. Kimseye suç yükleyemeyiz. Bunun faturası tarih tarafından bize kesilir. Onun için de çok hassas olacağız.’
 
Evet, sorumluluğu üstlenmek ve bahanelere sığınmamak dikkati..
 
***
 
Onun, Sezaî Karakoç’tan sık sık okuduÄŸu,‘Göklerden gelen bir haber vardır.. /Kaderin üstünde bir kader vardır..’ mısraları belki de onun iç dünyasını en net ÅŸekilde yansıtmaktadır.
 
O bu mısraları okumakla, lisan-ı hâl ile âdetâ şöyle demiÅŸ olmaktadır: ‘Ben her makamı geçtim ve her birisinde inandığım deÄŸerlerin insanı olmaya çalıştım. GeçtiÄŸim bütün merhalelerde beni ben yapan deÄŸerlerimi asla terk etmemeye çalıştım. Bana verilen nimetlerin ve yüklenen vazifelerin idraki içindeyim. Bugün geldiÄŸim noktada, Allah karşısındaki ve aynı inancı paylaÅŸtığım milletime hizmet sorumluluÄŸumu asla unutmadım. Tarih ve gelecek nesiller karşısında, ‘Ä°nandığı deÄŸerlerin adamıydı.. Yanlış yapmış olabilir, ama, o deÄŸerlerini kasıtlı olarak çiÄŸnemedi.. Allah razı olsun..’diye anılan bir insan olmak isterim..’
 
***
 
Evet, onun böyle bir sorumluluk duygusu ve bu hedeflerinden uzaÄŸa düşmemek dikkati içinde olduÄŸu söylenirse herhalde yanlış olmaz.. Ki, 22 sene önce, Ä°stanbul BÅž Belediye BaÅŸkanı olduÄŸu günlerde bir yurtdışı gezisinde söylediÄŸi ÅŸu sözlerden temelde bir sapma göstermediÄŸine ÅŸahitlik edilebilir. Kendisine, ‘Ä°stanbul gibi ağır problemlerin içinde olan bir büyük ÅŸehirde Belediye BaÅŸkanlığınızın henüz ilk yılını geride bırakırken bile, bu süre içinde ‘bu ÅŸehrin ağır meselelerinin üstesinden gelebileceÄŸinize dair toplumda bir kanaat oluÅŸtuÄŸu görülüyor..’ denildiÄŸinde söyledikleri, -genel çerçevesiyle- çok önemliydi: ‘Ben yaptığım hizmetlerin üzerine inandığım deÄŸerlerin mührünü vurabilirsem, hizmet etmiÅŸim demektir. Yoksa, baÅŸkalarına hizmetçilik yapmış olurum ve ben hizmetçiliÄŸe yokum..’
 
***
 
Evet, o, bu çizgiyi genel çerçevesiyle hep korudu.. Ve bugün sadece ülkeiçinde deÄŸil, dünya siyaset sahnesinde ve kamuoyundahep bu dikkatiyle ve bu özelliÄŸiyle yerini almış bulunuyor. Her dikkatli kiÅŸi, ona muhabbet veya düşmanlık beslese de onun hizmet ve duruÅŸuna baktığında, edindiÄŸi intiba ÅŸu oluyor: ‘Ä°ÅŸte, inandığı deÄŸerlere baÄŸlı kalmak dikkatinde bir ‘insan’  devlet adamı!’
 
***
 
Evet, bugün iç ve dış dünyadaki bütün muhalifleri onu nasıl bertaraf edebileceklerinin hesabı içindeler, bunu için her yolu mübah telakki ediyorlar.
 
Nitekim, Almanya’da 24 Eylûl’de yapılacak olan genel seçimler öncesinde hemen bütün alman siyasetçileri de temel hedeflerinin ErdoÄŸan’ı ve ErdoÄŸan Türkiyesi’ni nasıl olup da bertaraf edebilecekleri olduÄŸunu bir daha sergilediler.
 
Bunu gizlemiyorlar da..Nitekim, onlar da darbecileri ve diÄŸer terör örgütlerini alenen destekliyor, savunuyor- koruyor, ve devamlı olarak ErdoÄŸan Türkiyesi’ni karşılarındaki asıl tehlike olarak göstermeye çalışıyorlar. Çünkü dünlerde olduÄŸu gibi karşılarında yardım dilenen deÄŸil, güçlenmiÅŸ ve ÅŸahsiyetli bir siyaset izlemeye dikkat gösteren bir milletin temsilcisini hissediyorlar ve bundan korku duyduklarını gizlemiyorlar.
 
***
 
Nitekim, Sosyal Demokrat Parti’nin BaÅŸbakan adayı Martin Schulz: “Ben baÅŸbakan olursam, Türkiye’yle AB’ye üyelik müzakerelerini de iptal ederim. Öyle bir noktaya geldik ki, Türkiye’ye tüm kırmızı çizgileri aÅŸtığını söylemeliyiz.” derken, 12 senedir, Hristiyan Demokrat Parti’den, baÅŸbakanlık yapanAngela Merkel,  “Türkiye’de insanların yüzde 50’si bize ümit besliyor. Ben zaten hiçbir zaman Türkiye’nin AB üyeliÄŸinden yana olmadım.” diyor.
 
Bu sözlerde sıradan bir karşıtlık değil, bir düşmanlık ve korku hissedilmiyor mu? Siz onların yerinde olsanız, öyle düşünmez misiniz?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.