Sosyal Medya

Güncel

Hikayeleri tektipleÅŸtirmek...

Bu ifadelere ve iddianameye göre Dişli, 16 Temmuz günü 15.30'dan sonra Çankaya'daki Başbakanlık binasında gözaltına alındı. Fakat nedense bütün Türkiye'nin inişini canlı olarak izlediği helikopterden Akar'ın arkasından çıkan Dişli'nin o gün Çankaya'da gözaltına alındığı gibi büyük bir haber 16 Temmuz günü hiçbir yerde duyulmadı.



Yıldıray Oğur - Karar

Geçen hafta gazetelerde küçük ama ilginç bir haber çıktı. Haber son Yüksek Askeri Åžura sonrası kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk edilen Genelkurmay Basın ve Halkla Ä°liÅŸkiler Daire BaÅŸkanı TuÄŸgeneral ErtuÄŸrulgazi Özkürkçü’nün altı yıldır birlikte çalıştığı gazetecilere gönderdiÄŸi veda mektubuydu. Haberi ilginç yapan bir veda mektubu göndermesi deÄŸildi, mektubun alışılmadık içeriÄŸi ve bunun haber yapılmasına izin vermesiydi. Darbe akÅŸamı Genelkurmay BaÅŸkanlığı'nda gözleri ve elleri baÄŸlanarak gözaltına alınan sonra sabaha kadar Akıncı Ãœssü'nde rehin tutulan ve burada darp edilen Özkürkçü’nün duyulmasını istediÄŸi veda mektubu klasik bir veda mektubuna göre fazlasıyla sitemkardı: "15 Temmuz hain darbe giriÅŸimi gecesi Genelkurmay Karargahı'nda asker elbisesi giyen ÅŸerefsizlerce derdest edildim, direndim, mücadele ettim, iki hainden ÅŸiddetli darplar aldım... Yerimi, makamımı kaybederim korkusuyla zinhar yalana, dolana baÅŸvurmadım. Komutanlarımdan azar iÅŸitme, bulunduÄŸum makamı bile kaybetme pahasına hep gerçekleri söyledim. Yanlış veya eksik olduÄŸunu deÄŸerlendirdiÄŸim bir konuda komutanlarımın hoÅŸuna gitsin diye, savundukları düşüncelere de 'Çok güzel, muhteÅŸem, doÄŸrudur' demedim. Bu çok uzun süreçte maruz kaldığım haksız ithamları, yalanları ve vefasızlıkları artık bir kenara koyarak son sözümü söylüyorum; devlet anamdır, babamdır, eÅŸimdir, kızlarımdır, namusumdur."

Geçen yıl terfi almış olmasına raÄŸmen, darbecilerin hedefi olmuÅŸ, iki dil bilen bir komutana neden kadro bulunamadığını bilmiyoruz. O gece Genelkurmay'da, Kara Kuvvetleri'nde ya da Ä°stanbul'daki düğünde darbeciler tarafından sert biçimde gözaltına alınıp Akıncı Ãœssü'ne getirilmiÅŸ 23 üst düzey komutan içinde daha önce de istifa edenler, emekliye sevk edilenler olmuÅŸtu. EDOK Komutanı Orgeneral Kemal BaÅŸoÄŸlu, Kara Kuvvetleri Kurmay BaÅŸkanı Orgeneral Ä°hsan Uyar maÄŸduru oldukları darbenin hemen ardından üyesi oldukları YAÅž’a katılmadan istifa etmiÅŸlerdi (ya da ettirilmiÅŸlerdi). O gece kızının Ä°stanbul'daki düğününde Hava Kuvvetleri Komutanı ve diÄŸer komutanlarla birlikte derdest edilip Akıncı Ãœssü'ne getirilen Muharip Hava Kuvveti Komutanı Mehmet Åžanver de darbeden bir süre istifa etmiÅŸti ama o diÄŸerleri gibi sessiz kalmamış, gazetelere konuÅŸmuÅŸ "Darbeden önce Fethullahçıların isimlerini Genelkurmay BaÅŸkanı'na anlatırken, Fethullahçı general de söylediklerimi not alıyordu... Genelkurmay'da bunları kim olduÄŸunu bilmeyen yok ama darbeye kadar bunlara güvenmeye devam ettiler" demiÅŸti. O gece Genelkurmay'dan derdest edilerek Akıncı'ya götürülen birkaç üst düzey komutandan biri olan Genelkurmay Ä°stihbarat Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi BaÅŸkanı TuÄŸgeneral Atilla GökesaoÄŸlu da darbeden sonra atanmayıp emekli edilenler arasında yer aldı. GökesaoÄŸlu, 2015 YAÅž'ından önce MÄ°T'in Karargah'taki FETÖ'cü subaylarla ilgili hazırladığı raporu talep eden yazıyı yazan generaldi, ayrıca, Karargah'taki FETÖ'cü generallerle ilgili ihbar ve istihbaratları topladığı ve üst makamlarına bildirdiÄŸiyle ilgili haberler çıkmıştı.

Kara Kuvvetleri Personel Daire BaÅŸkanı Tümgeneral Ömer Åževki Gençtürk de darbe gecesi Kara Kuvvetleri'nden derdest edilip Akıncı Ãœssü'ne götürülmüştü. DiÄŸer komutanlıklarda FETÖ'nün eline geçmiÅŸ kritik bir koltukta oturan ama FETÖ'cülerin hedefindeki bir isim olması bile emekliye edilmesini engellemedi. Halbuki iddiananamede yer alan Zekai Aksakallı'nın ifadesine göre 2015'te "FETÖ'cü olarak bildiÄŸimiz Kurmay Albay Fırat AlakuÅŸ ile Kurmay Albay Fatih YarımbaÅŸ'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı'na Grup Komutanı olarak atamaya çalıştıklarını, kendisinin buna engel olamadığını, Genelkurmay'ın planladığını söylediÄŸini..." Aksakallı'ya söylemiÅŸti. Emekli edilen ErtuÄŸrulgazi Özkürkçü’nün darbeden sonra savcıya verdiÄŸi ve Akıncı Ä°ddianamesi'ne giren ifadesi iddianameye göre Yurtta Sulh Konseyi'nin üç numaralı ismi olan Mehmet DiÅŸli'nin darbedeki rolünü göstermesi açısından birinci elden bir tanıklıktı. Özkürkçü o gece "Mehmet DiÅŸli'nin makam odasından çıkarak etrafı kontrol ettiÄŸini, Mehmet DiÅŸli'ye bir kiÅŸinin "Ne zaman tahliye edeceÄŸiz?" diye sorduÄŸunda Mehmet DiÅŸli'nin "Åžimdi deÄŸil talimat gelecek, haber gelecek bekleyin" dediÄŸini aktarmış ve ifadesinde "darbe giriÅŸiminin Genelkurmay BaÅŸkanlığı yöneticisinin Tümgeneral Mehmet DiÅŸli olduÄŸunu" söylemiÅŸti. Bu iddianamede Mehmet DiÅŸli aleyhine en net ifade. DiÅŸli’nin aleyhine olan ikinci maÄŸdur ifadesi Hulusi Akar’a ait.

Ä°ddianamede DiÅŸli aleyhinde kullanılan 11 sanık ifadesinden ise ikisi darbedeki rolü hakkında net bir fikir veriyor. Onlardan biri olan Genelkurmay BaÅŸkanı Akar'ın yaveri Levent Türkkan'ın mahkemede ifadesini reddettiÄŸi için artık DiÅŸli için tehlikeli deÄŸil. Fakat halen tutuklu olan Genelkurmay Plan Prensip BaÅŸkanı Salih Ulusoy'un "Mehmet DiÅŸli'nin inanç olarak Fetullah Gülen grubuna kendini yakın hissettiÄŸi" ifadesini mahkemede tekrar edip etmeyeceÄŸini göreceÄŸiz. Ama ilginç olanı DiÅŸli’nin FETÖ iliÅŸkisinin darbeden tutuklu bir generalin dahi bilgisi dahilinde olan ve savcıya söylemekten çekinmediÄŸi bir bilgi olmasıydı. Mehmet DiÅŸli, kariyerinin son 16 yılında Hulusi Akar’la birlikte çalışmış bir isim. Neredeyse her görev yerinde Akar’ı takip etmiÅŸti. Bu takip darbe günü de sürdü. Darbe gecesi saat 21.00'den 23.00 Genelkurmay'daki odasında, Genelkurmay'dan Akıncı Ãœssü'ne giden helikopterde, Akıncı Ãœssü'nde 9 saat boyunca tutulduÄŸu yerde ve darbe sabahı Akıncı Ãœssü'nden baÅŸbakanlığa uçan helikopterde de Akar’la birlikteydi. Hatta iddianameye göre darbenin bastırılmasından sonra 16 Temmuz günü saat 15.30'a kadar da altı saat BaÅŸbakanlık'ta süren toplantılarda birlikteydiler. 

Peki, Mehmet DiÅŸli’nin darbeci olduÄŸu ne zaman anlaşılmıştı ve gözaltına alınmıştı? Önce Hulusi Akar'ın 19 Temmuz 2016’da verdiÄŸi ifadeden hatırlayalım: "Akın Öztürk PaÅŸa benim götürüleceÄŸim anlaşılınca 'Komutanım ben de sizinle geleyim' diye söyledi. Ben pozisyonu itibarıyla ve gece boyunca ÅŸahsı ile yaÅŸadığım izlenimler karşısında bunun uygun olmayacağını düşündüm ve 'Sen burada kal, kızının evi burada' dedim. Fakat sürekli ısrar ediyordu, onu üs binasında bırakıp çıktık. Araçla helikopter pistine gittik, orada pek çok helikopter vardı. Gelen giden, bir hareketlilik gözlemledim. Birisi bir helikopteri iÅŸaret etti ve onu çalıştırdılar. Fakat üsten kalkan helikopterlere ateÅŸ edilebileceÄŸini birisi söyleyince Genelkurmay BaÅŸkanı'nın içerisinde olduÄŸunun belirtilmesi gerekir gibi birÅŸey söylendi. Hatta ben Mehmet DiÅŸli'ye 'Sen de kal' dediÄŸim hâlde bu hususu belirterek ben telefon ile irtibat kuracağım dedi. Helikopter hareket ederken telefon ile bu durumu bir yerlere iletti. Helikopter havada iken de bir yerler ile irtibat hâlindeydi. Sonuçta Çankaya Köşkü'ndeki BaÅŸbakanlığa iniÅŸ yaptık. BaÅŸbakanlık MüsteÅŸarı bizi karşıladı. Ben ve peÅŸimden Mehmet DiÅŸli geldi. Açıkçası arkamdan gelenleri kontrol etmedim. BaÅŸbakanlık binasına girdik, bu ÅŸekilde ben de hürriyetime kavuÅŸtum. MüsteÅŸar bey ile baÅŸ baÅŸa iken bana peÅŸimden gelenin kim olduÄŸunu sordu, ben yaÅŸadığım olayları kısaca özetledim ve Mehmet DiÅŸli'nin gözaltına alınmasının uygun olacağını deÄŸerlendirdim. Zaten bilahare gözaltı iÅŸlemi yapıldığını öğrendim..."

Ve Mehmet DiÅŸli'nin 25 Aralık 2016’da verdiÄŸi ikinci ifadesi: "Bu arada BaÅŸbakan'ın Özel Kalem Müdürü Murat Albay aradı, durumu sordu 'Pistteyiz, hazırlık yapıyoruz' dedim. Bu arada havada uçaklar görüldü. Bir yerlere ateÅŸ ettiler, piste doÄŸru, ben tekrar Murat Albay'ı aradım. 'Biz pistin ucundayız, birazdan havalanacağız, bu uçakların ikaz edilmesi lazım' dedim. Murat Albay bana 'Komutanım merak etmeyin ben Emekli Havacı Albayım, bizim EskiÅŸehir'le baÄŸlantımız var, güvenli, çıkabilirsiniz' dedi. Pilotlara Karargâh'a geçiyoruz dedim. Bir süre sonra Murat Albay tekrar aradı, Sayın BaÅŸbakan Karargâh'a deÄŸil Çankaya'ya geçmemizi, kendisinin de oraya geçeceÄŸini iletti. Komutan'a arz ettim, pilotları ikaz ettim. Pilotlar son kontrolleri yaparken, Komutan helikopterin içerisinde bitkin bir vaziyette oturuyordu. Kafasını bana doÄŸru çevirdi. 'SaÄŸ ol evlat' dedi. Bir süre sonra 'Hazırlık yaptın mı ne diyeceÄŸiz' dedi. Ben de 'Komutanım ne olduysa anlatacağız, başından beri birlikteyiz, aslında ben sizin için buradayım, sizin çağırdığınızı söylediler, Karargâh'a geldim, biraz daha geçseydi düğüne gitmiÅŸ olacaktım, o kartlarda yazılanları size iletmemi istediler, gerisi malum sizin önünüzde oldu her ÅŸey' dedim. Komutan kafasını salladı. O sırada helikopterler çalıştığı için bir daha konuÅŸamadık. Biz 1 helikopter istemiÅŸtik, ancak 2 helikopter hareket etti, diÄŸeri boÅŸtu, kimse binmedi. Saat 08.30 sularında Köşk'e indik. Köşk'te bizi Sayın TürkeÅŸ karşıladı. Daha sonra MSB Bakanı, ME Bakanı, Adalet Bakanı, İçiÅŸleri Bakanı, MÄ°T MüsteÅŸarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı karşıladı, TürkeÅŸ'in odasına girdiÄŸimizde yer darlığı ile Bakanlar ve Komutanlar içeride kaldı, biz yan tarafa Özel Kalem'in olduÄŸu yere geçtik. Bu esnada ben Karargâh'ı aramayı sürdürdüm. Akıncı'da kalan Akın PaÅŸa ve Kubilay PaÅŸa ile irtibatı sürdürdüm. Akın PaÅŸa oradan hareket ederken helikopteri vuruldu, yaralandı, beni aradı, ateÅŸin kesilmesi için Komutanın ve ilgili Bakanların emri ile EskiÅŸehir'i aradım. Uzun süre onlarla görüştüm. Bu ÅŸekilde saat 15.30'a kadar oradaki kriz masasında görev yaptım. Buna baÅŸta Sayın BaÅŸbakanımız olmak üzere hepsi ÅŸahittir. Daha sonra ben yine BaÅŸbakanlık katında iken 2 polis memuru gelip sizin de bilginize baÅŸvurmamız lazım dediler. Bu sırada ben aÄŸabeyim olan Åžaban DiÅŸli'ye bütün gece yaÅŸananları özetliyordum. Ayrı bir odaya geçtik, orada bana BaÅŸbakan'ın korumaları tutanakta özet olarak BaÅŸbakan'ın Özel Kalem Müdürü Albay Murat'ın ifadesine göre benim Sayın Genelkurmay BaÅŸkanı'na kelepçe taktığım ve Albay Murat'ın bu nedenle ÅŸikayetçi olduÄŸu belirtilmekte, ben bu ifade yanlış, Albay Murat'ın böyle bir konuyu bilmesi mümkün deÄŸil, olay mahallinde yoktu. Tam tersi Komutan'a kelepçe takılmaya ben mani oldum dedim ve bu tutanağı imzalamadım. Siz bilirsiniz dediler, oradan çıkıp Köşk'ün yanında bekleyen sivil polislere beni teslim ettiler. Ankara Terörle Mücadele Åžube Müdürlüğü Yabancılar ÅŸubesine 16/07/2016 günü saat 16.30 sularında getirildim. Orada üzerimdeki külot ve atlet hariç her ÅŸey çıkarıldı ve ters kelepçeli olarak nezarete atıldım. 18/07/2016 günü Mahkemeye çıkarıldım ve 19/07/2016 günü saat 02.00 sıralarında Sincan Cezaevi'ne teslim edildim..."

Bu ifadelere ve iddianameye göre DiÅŸli, 16 Temmuz günü 15.30'dan sonra Çankaya'daki BaÅŸbakanlık binasında gözaltına alındı. Fakat nedense bütün Türkiye'nin iniÅŸini canlı olarak izlediÄŸi helikopterden Akar'ın arkasından çıkan DiÅŸli'nin o gün Çankaya'da gözaltına alındığı gibi büyük bir haber 16 Temmuz günü hiçbir yerde duyulmadı. DiÅŸli'nin gözaltına alındığı haberi ancak ertesi gün yani 17 Temmuz günü akÅŸam saatlerinde ajanslara düştü. O halde ÅŸu soruyu sorabiliriz: DiÅŸli ne zaman ve nerede gözaltına alınmıştı? Ä°ÅŸte Akıncı Ä°ddianamesi'nde Akar ve DiÅŸli'nin ifadesiyle çeliÅŸen bir baÅŸka ifade var. Ä°fadenin sahibi de Korgeneral Zekai Aksakallı: "16 Temmuz 2016'da Genelkurmay BaÅŸkanı'nın kendisini aradığını, kendisinin Çankaya BaÅŸbakanlık Köşkü'nde olduÄŸunu söylediÄŸini ve yanına çağırdığını, sonrasında Çankaya Köşkü'ne giderek Genelkurmay BaÅŸkanı'nı oradan aldıklarını, konut bölgesine geldiklerini, oraya Kuvvet Komutanlarının da geldiÄŸini, orada Tümgeneral Mehmet DiÅŸli'nin olmadığını fark ettiÄŸini, Emniyet Ä°stihbarat Daire BaÅŸkanı Engin Dinç’i arayarak Mehmet DiÅŸli'nin yakalanmasını konuÅŸtuklarını..."

Bu ifadeye göre DiÅŸli 16 Temmuz günü akÅŸam saatlerine kadar henüz gözaltına deÄŸildi. Daha zayıf ihtimal Ankara'daki o gün darbecilerin gözaltılarını yapan Özel Kuvvetler ve Emniyet'in başındaki isimler DiÅŸli’nin gözaltına alındığından haberdar deÄŸildi. Ayrıca basın da bunu duymamıştı. Resmi tutuklanma tarihi ise 18 Temmuz. Yani Akar'ın 19 Temmuz’daki DiÅŸli aleyhindeki ifadesi, tutuklanmasından sonra verilmiÅŸ. DiÅŸli'nin ikinci ifadesi ise 6 ay sonrasında, muhtemelen bütün ifadeleri okumuÅŸ olabileceÄŸi bir tarihe ait. Herhangi bir itirafta bulunmamasına raÄŸmen, kendini savunmak için neden ikinci kez ifade verdiÄŸi sorusu da cevapsız. Ä°ddianameden çıkan bilgiler bu kadar. Bu iddianameyi yazan savcının da- ki darbe gecesi televizyonlara baÄŸlanıp darbecilerin gözaltına alınacağını söylemiÅŸti- bir süre sonra bu davadan alındığını ekleyelim. Geçen yazının sonundaki sorulara cevap için artık bir tahminde bulunabiliriz: Belki de CumhurbaÅŸkanı'nın "karargahın talebiyle" olduÄŸunu söylediÄŸi son tayinler, darbe öncesi ve darbe günü Genelkurmay'da yaÅŸananlarla ilgili hikayenin tektipleÅŸtirilmesi için atılmış adımlardan biridir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.