Sosyal Medya

Kültür Sanat

Miskinler Tekkesi ( Cüzzamhane)

Miskinler Tekkesi’ne ise Cüzzamhâne yerine Tekke denilmesi hastaların gururunu incitmemek amacı taşımaktadır



BÄ°R SAÄžLIK KURULUÅžU OLARAK MÄ°SKÄ°NLER TEKKESÄ°

Miskinler Tekkesi, toplumda hor görülen cüzzamlılara yardım elini uzatmış ve adeta huzur evleri gibi faaliyet göstermiÅŸtir…

Bir zamanlar cüzzamlı hastaların korunup bakıldığı bir tesisti Miskinler Tekkesi… Ãœsküdar Cüzzamhânesi; Ãœsküdar Miskinler Tekkesi, Miskinhâne, Ãœsküdar’da Miskinler Dergâhı gibi adlarla anılmaktaydı. Miskin tabiri; aciz, zavallı, tepkisiz, hareketsiz anlamlarında kullanılırdı. Gerçekten bu hastalar, ağır hareket etmekle ün salmışlardı. Bu sebeple ‘miskin’, cüzzamlıların durumuna uygun bir tanımlamadır. Ancak bu ağırlık hissi uzuvlarla alakalıdır ve bedenden gelen bir durumdur. Miskinler Tekkesi’ne ise Cüzzamhâne yerine Tekke denilmesi hastaların gururunu incitmemek amacı taşımaktadır.

Genellikle tarikat mensuplarının türbesi yanında bulunan ve insanların müstakil bir grup olarak yaÅŸadıkları tekkelere benzetilen cüzzamhâneler için tekke, zaviye, dergâh gibi adlar kullanılırdı.  Cüzzamlılar topluma karışmaz tekke sakinleri gibi münzevî bir hayat sürerdi. 

Cüzzamlı diye şikâyet edilen bir kişinin doktor muayenesinden geçmeyi talep etme hakkı vardı ve sağlıklı olduğu anlaşılırsa serbest bırakılırdı. Bu sebeple tekrar tekrar muayene edilmeyi isteyenler olduğu da bilinmektedir.

Evli olan cüzzamlılar, aileleri ile birlikte bu tekkelerde kalırdı. Bu tekkeler, her isteyene açık olmadığı gibi cüzzam teÅŸhisi kesinleÅŸen hastanın da Miskinler Tekkesi’nde kalabilmesi için Evkâf-ı Hümâyûn Nezâreti’nin onayı gerekliydi. Cüzzamlıların iç ve dış iÅŸlerine de vakıflar tarafından atanan bir imam bakmakla görevlendirilmiÅŸ olup Cüzzamhâne’nin idarecesi ‘ÅŸeyh’ adıyla anılmaktaydı. Halkın verdiÄŸi sadakalar cüzamlıların önemli bir geçim kaynağıydı.

Tekkenin önünde yoldan geçenlerin para bırakması için sadaka taÅŸları mevcuttu. Sadaka taşının oyuklarına para konulduÄŸunda kapıda bekleyen ‘gözcü dede’ denilen hasta içeriye haber verir ve cüzzamlılar da hep beraber dua ederdi. Bunun yanında cüzzamhânelere tahsis edilmiÅŸ vakıflar da bulunmaktaydı. Cüzzamlıların gelir saÄŸlama imkânları olmadığı için vergiden de muaflardı.

Ä°lk Osmanlı Cüzzamhânesi 15.yy.’da Edirne’nin kenar semti KiriÅŸhâne’de hizmet vermiÅŸ, bunu Ãœsküdar, Bursa, LefkoÅŸe, Kandiye ve Sakız’dakiler takip etmiÅŸtir. Selçuklular gibi Osmanlılar da cüzzam hastalığının bulaşıcı olduÄŸunu düşündüklerinden ÅŸehir dışlarına yaptırdıkları cüzzamhânelerde hastaları tecrid ederlerdi.

II. Bayezid’in “…ve cüzzamlıları ÅŸehirden süreler, ÅŸehirde koymayalar” hükmü 1501’de ve Kanuni dönemine ait “Cüzzam taifesin yasaÄŸ idüp ilden süreler” hükmü ile 1565’de cüzzam hastalarının halk arasına karışması yasaklanmıştı. SaÄŸlıklı kiÅŸilerden uzak tutulmaları gerektiÄŸi için cüzzamlıların barındıkları ve bakımlarının yapıldığı cüzzamhâneler bu sebeple kurulmuÅŸtu. Bu sayede o dönemde cüzzam hastalığının tedavisi olmadığı için düşen el ve ayak parmakları ve açık yaralarıyla cüzzamlıların korkutucu görünümlerinin halk tarafından gözlemlenmesi engellenmiÅŸ de oluyordu. 

Ãœsküdar Miskinler Tekkesi Osmanlı Devleti’nde bir saÄŸlık kuruluÅŸu niteliÄŸindeydi. Avrupa’da ise yakın dönemlere kadar bu hastalar lanetli sayılmakta ve yakılmaktaydı.  Yabancılar da eserlerinde burayı ‘Miskinler Hastanesi’ olarak kaydetmiÅŸtir. Miskinler Tekkesi’nin 1514 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde ÅŸehrin uzağında BaÄŸdat Yolu kenarında inÅŸa edildiÄŸi bilinmektedir. Ãœsküdar Miskinler Dergâhı Sultan Abdülmecit’in sadrazamlarından Mustafa ReÅŸit Efendi ve Emin PaÅŸa vakfı olup daha sonra Mekke ve Medine Vakıfları’na katıldı. Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan binanın yıkıldığı, vakıflarının baÅŸka yere aktarıldığı ve bu iki kiÅŸinin Miskinler Tekkesi’ni yeniden yaptırdığını bilmekteyiz. Miskinler Tekkesi’nin yeri arÅŸiv belgelerinde daima Ãœsküdar olarak belirtilmektedir. Ancak H.1324/ M.1908 tarihli belgelerde ‘ Ãœsküdar’da Karacaahmed civarında miskinlere mahsus müessese’ olarak tanımlanır.

20. yüzyılın baÅŸlarında siyasi karışıklıklar ve savaÅŸlar sonucu cüzzamhânelerin eski hükümleri geçersizleÅŸerek bu mekânlar bakımsızlaÅŸmıştır. Daha önceleri dışarıya çıkmayan cüzzamlıların çoÄŸu bakımsızlık yüzünden tekkeden ayrılmışlardır. Halkın talebi üzerine geriye kalan hastaların tımarhanelerde yedirilip içirilmesinde karar kılınmıştır. Ancak bunu istemeyen bazı cüzzamlılar kaçmış, kaçmayan veya kaçmak istemeyenler ise önce Toptaşı Hastanesi’ne daha sonra da Bakırköy Akıl, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki özel cüzzam bölümünde barındırılmışlardır. BoÅŸ kalan Miskinler Tekkesi bir süre sonra yanmış ve ortadan kaldırılmıştır. Günümüzde tekkeden geriye kalan sadece yarıdan fazlası topraÄŸa gömülü çeÅŸmesidir.

Üsküdar Sempozyumu 3-5 Kasım 2006, Bildiriler IV, c.3
DÄ°A, c.30,s.185-186
Din, hayat, sanat açısından Tekkeler ve Zaviyeler, Mustafa Kara, Dergah y.,s.50     
Bir Ulu Rüyayı Görenler Åžehri Ãœsküdar, Karacaahmed MiskinlerYolu-Seyfettin Ãœnlü FotoÄŸraf ArÅŸivi 

Zeynep Güngördü

Kaynak: Dünya Bülteni


Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.