Güncel
Tarihi fotoğraftan adam çıkarmaca..
Sovyetlerde eskiden kahraman olup, sonra ‘hain’ ilan edilenler eski mühim fotoğraflardan çıkarılır, hatta onlarla ilgili övücü eski gazete manşetleri bile arşivlerden değiştirilirdi.
Yıldıray Oğur - KARAR
Sovyetlerde eskiden kahraman olup, sonra ‘hain’ ilan edilenler eski mühim fotoÄŸraflardan çıkarılır, hatta onlarla ilgili övücü eski gazete manÅŸetleri bile arÅŸivlerden deÄŸiÅŸtirilirdi.
Bu, Türkiye’nin de yabancısı deÄŸil.
Ä°stiklal Harbi’nin kahramanları Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Rauf Orbay’ın adları da Cumhuriyet kurulduktan sonra Mustafa Kemal’e muhalif oldukları için resmi tarihten ayıklanmıştı. Bununla kalınmamış, Atatürk’e suikast davasında yargılanmışlar, Nutuk’ta neredeyse hain ilan edilmiÅŸlerdi. Hâlâ adları hak ettikleri ÅŸekilde kahramanı oldukları Ä°stiklal Harbi’nin resmi tarihinin içine girebilmiÅŸ deÄŸil. Bir yılını geçmemiÅŸ 15 Temmuz tarihinde de benzer bir revizyon sinyalleri belirdi. Bir yıl önceki yakın tarihteki rolü revize edilen isim, 15 Temmuz’dan bu yana Ömer Halisdemir’e verdiÄŸi ve darbenin akışını deÄŸiÅŸtiren emir, darbe gecesi TV'lere baÄŸlanıp yaptığı konuÅŸmalar, arabasını durdurmaya çalışan darbecilerden kurtuluÅŸ görüntüleri ve ardından Fırat Kalkanı’ndaki rolüyle övgüyle bahsedilen eski Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı.
***
Her ne kadar bir korgeneral için kolordu komutanlığına atanmak tenzil-i rütbe değilse de, her ne kadar hem Cumhurbaşkanı hem bizzat kendisi bu atamadan dolayı bir küskünlük yaşanmadığını söyleseler de gazetelerde her gün hakkında bir yıldır duymadığımız iddialar yazılıyor.
Ağız ucuyla darbeci, FETÖ'cü olabileceÄŸini dahi ima eden, en azından zannedildiÄŸi kadar kahraman olmadığını söyleyenlerin yaÅŸadığı bu ani aydınlanmanın, son atama kararının peÅŸinden gelmesi tabii ki ilginç. Ama daha ilginç olanı bu yeni tarih yazımında tek bundan bir yıl önce 9 AÄŸustos 2016’da Malatya Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’nda alınmış bir ifade olması. Bir yılı aÅŸkındır hiç gündeme gelmemiÅŸ, kimsenin bilmediÄŸi, hatta alan savcının da üzerinden herhangi bir iÅŸlem yapmadığı bu ifadenin nasıl olup da bir yıl sonra atama kararından hemen sonra tozlu rafından indirilip, dolaşıma sokulduÄŸuna gelmeden önce ifadenin ne olduÄŸunu hatırlayalım.
Ä°fadeyi veren kiÅŸi 15 Temmuz 2016 günkü rütbesi ve pozisyonuyla Van’daki AsayiÅŸ Kolordu Komutanı Korgeneral Ä°smail Metin Temel. Darbeden sonra korgenerallikte 3 yıl beklemesi varken, darbede hedefteki komutanlardan biri olması nedeniyle orgeneralliÄŸe terfi ettirilen Temel, ifadesinin de alındığı Malatya’daki Ä°kinci Ordu Komutanlığı’na getirilmiÅŸti. Ankara’da görev yapmış olan ve hükümet çevrelerinin de güvendiÄŸi bir isim olarak bilinen Orgeneral Temel’in ifadesindeki Korgeneral Aksakallı’yla ilgili bölüm şöyle:
“Bu arada helikopter gittikten sonra beni telefondan Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı aradı. Bana “kendisinin kaçırılmak istendiÄŸini, kurtulduÄŸunu, ÅŸu anda da evde olduÄŸunu, karargâhının ise iÅŸgal edilmiÅŸ olduÄŸunu” ifade etti. Ben de hemen karargâhına gitmesini, karargâhı temizlemesini söyledim. Kendisi “dışarıdan çatışma seslerinin geldiÄŸini, çıkacak durumda olmadığını, hanımını teskin etmekle meÅŸgul olduÄŸunu” ifade etti. Ben de “Özel Kuvvetler’e ait bir helikopterin geldiÄŸini, ÅŸakayla karışık vaziyette ‘Ä°nfaza göndermiÅŸsin’ dedim. Ancak bu hususu bertaraf ettiÄŸimizi ifade ettim. Kendisi bu hususta hiçbir yorum yapmadı. Bu görüşme kendisinin beni cep telefonundan araması ile gerçekleÅŸti. Bu tür bir görüşme mutad bir görüşme deÄŸildir. Daha sonra Van Sıkıyönetim Komutanlığı’na darbecilerin atamış olduÄŸu Kurmay Albay Ali Yalçın beni telefonla arayarak “Böyle bir kalkışma olmuÅŸ komutanım” dedi. Görüşmem, bittikten sonra Van Emniyet Müdürü’ne “Müdürüm bunlar benim yaÅŸayıp yaÅŸamadığımla ilgili ateÅŸle keÅŸif yapıyor” ÅŸeklinde söyledim. Hatta daha sonra öğrendiÄŸim kadarıyla Ankara’daki evimi bir general aramış, “Komutanımla görüştünüz mü?” diye eÅŸine sormuÅŸ, eÅŸim de “Benimle görüştüğünü, sesini duyduÄŸunu ifade etmiÅŸ. Daha sonra bu kiÅŸi telefonu kapatmış.”
***
Bu ifadenin sansürsüz hali, çünkü birkaç gündür dolaşımda olan ifadede en kritik son üç cümle yok. Orgeneral, ifadesinde Korgeneral Aksakallı’nın darbe gecesi evinde eÅŸini teskin ettiÄŸini söylemesinden daha ağır bir ithamda bulunuyor; Aksakallı’nın, darbecilerin kendisi için gönderdiÄŸi helikopterden sonra mutad olmayan bir ÅŸekilde telefonla arayıp derdest edilip edilmediÄŸini kontrol ettiÄŸini iddia ediyor. Ama bu kadar ciddi bir suçlamayı “yarı ÅŸaka” olarak yapıyor, en azından Aksakallı’ya telefonda böyle yarı ÅŸaka söylediÄŸini aktarıyor savcıya.
Ä°fadedeki bu iddiaların bu yüzden ne kadar ciddiye alınabileceÄŸine geleceÄŸiz. Önce; Korgeneral Zekai Aksakallı’nın bir yıl sonra ortaya çıkıveren bu ifadeye karşı dün Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamaya bakalım:
“Ä°fade gerçeÄŸi tam yansıtmıyor. Olaylar farklı manipüle ediliyordu. Ortam o saatlerde kirliydi. Neyin ne olduÄŸu henüz tam olarak ilk saatlerde anlaşılamamıştı. Beni de Orduevi'nden eÅŸimle düğün çıkışı sırasında kaçırmak istediler. Onların elinden kurtuldum. Yolda giderken otomobili bir kenara çektirip, ne olduÄŸunu öğrenebilmek için deÄŸiÅŸik komutanlıkları aradım. Ä°smail Metin Temel PaÅŸa'yla da, otomobilimi durdurduÄŸumuz yerde yani eve gitmeden konuÅŸtum. EÅŸim de o sırada yanımdaydı. Haliyle olaydan etkilenmiÅŸti. Onu da teskin ediyordum. Bazı komutanların televizyona çıkıp açıklama yapmalarını o konuÅŸmalarımda teÅŸvik ettim.”
Tabii dört sayfalık bir ifadenin tek bir paragrafından yazılan yazılarla olayı çözmek pek kolay değil. O halde ifadenin tamamına bakmalıyız.
Temel, ifadesinde helikopter meselesinin ne olduÄŸunu anlatıyor. 15 temmuz 2016 günü Van’daki Kolordu Komutanı olarak helikopteriyle Hakkari Yüksekova’daki Esendere Hudut Taburu’nu denetlemeye gidiyor. Dönüşünü Siirt’e planlamış. Siirt’e döneceÄŸini bilen FETÖ'cü darbeciler de derdest etmek için orada tertip almışlar. Ancak Temel şüpheleniyor, fikir deÄŸiÅŸtiriyor ve Van’a geri dönüyor. Onu derdest için görevlendirilen helikopter de Van’a gidiyor. Temel, jandarmadan bir JÖH bölüğünü karargâha çağırıyor ve “Hareket eden her ÅŸeye ateÅŸ emri” verdiÄŸini söylüyor. Piste inen darbeciler de helikoptere müdahale olunca korkup kaçıyorlar.
Orgeneral Temel’in şüphelenmesinin sebebi helikopterle kalkmadan önce hava sahasının kapatıldığını öğrenmesi. Yine ifadeden okuyalım:
“Olay günü Esendere Hudut Taburu’nu denetlemeye gitmiÅŸtim. AkÅŸam henüz hava aydınlıkken geri dönmek istediÄŸimde, hava sahasının tüm uçuÅŸlara kapatıldığı bildirildi. Bende bunun üzerine Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç’ı arayarak “Niçin hava sahasının kapatıldığını” sormak istedim. Ancak kara Kuvvetleri Komutanı ve Kara Kuvvetleri Kurmay BaÅŸkanı’nın orada olduÄŸu ve uÄŸurlama yapıldığı söylendiÄŸinden görüşemedim.”
***
Bu ifadede belki hafıza oyunları yüzünden saatler arasında çeliÅŸkiler var. Google’dan 15 Temmuz 2016 günü Hakkari’de akÅŸam ezanının 19.30’da okunduÄŸunu hemen öğrenmek mümkün. Yani akÅŸam kararmadan uçmak isteÄŸini bildirdiÄŸi telefon konuÅŸmasını bundan epey bir süre önce yapmış olması gerekir. Ama o zaman da o gün Genelkurmay BaÅŸkanı’nın emriyle Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak’ın Kara Havacılık Okulu’na giriÅŸ ve uÄŸurlama saatleriyle tutmuyor. Çünkü giriÅŸi 18.45, uÄŸurlanması ise 21.25.
İfadede bir kişi hakkında daha ilginç bilgiler var. O günkü üst rütbelisi, şimdi selefi olan 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti.
Temel, darbe akÅŸamı önce ulaÅŸamadığı Huduti ile daha sonraki saatlerde karargâha gelmesi üzerine görüntülü telefon baÄŸlantısı kurduÄŸunu ifadesinde anlatıyor. Bunun bir FETÖ darbesi olduÄŸunu, sıkıyönetim emirlerine uymayacağını söylediÄŸi Huduti’nin de aksi bir emirde bulunmadığı ifade ediyor. Daha sonra 01.00’de tekrar görüşüp, darbeye karşı Anadolu Ajansı’na ya da TV'lere gönderilmek üzere bir açıklama yapmalarını, hiyerarÅŸi gereÄŸi bunu da Huduti’nin yapması gerektiÄŸinde karar kılmışlar. Huduti “Tamam” demesine raÄŸmen bu açıklamayı yapmamış. Bunun üzerine Temel, bir kere daha aramış. Huduti, yazdığı açıklamayı telefonda okumuÅŸ, mutabık kalmışlar. Fakat buna raÄŸmen açıklama yine yapılmayınca bir kere daha Temel, sebebini öğrenmek için komutanını aramış. Bu kez telefonu Huduti’nin emir subayı binbaşı açmış, Huduti de koltukta sırtı dönük olarak oturmaktaymış. Emir subayı “Burada çok sıkıntılı durumlar var” demiÅŸ ve Huduti’yle de kendisini görüştürmemiÅŸ. Ardından Temel kendisi, Emniyet Müdürü kanalıyla NTV’ye bir SMS'le darbeye karşı olduÄŸu mesajını göndermiÅŸ. Ä°lginç tarafı, bütün bu ısrara raÄŸmen o gece darbeye karşı mesajı yayınlamayan Adem Huduti ile ilgili ertesi gün savcılığa giderek bir ifade daha vermiÅŸ Ä°smail Metin Temel ve Huduti’nin FETÖ’cü ya da darbeci olmadığını anlatmış. Adem Huduti bir yılı aÅŸkın süredir darbeden tutuklu ve yargılanması sürüyor.
Bu ifade adı geçen ve 14 aydır tutuklu yargılanan bir diÄŸer isimse o tarihte Şırnak’taki AsayiÅŸ Tümen Komutanı olan Tümgeneral Abdullah Baysar. Ä°smal Metin Temel’e baÄŸlı bir ast birlik bu. Yine aynı helikopterle ilgili ifadede şöyle geçiyor Tümgeneralin adı: Şırnak Tümen Komutanı Abdullah Baysal’ı bu konuda telefonla ikaz ettim. Åžayet böyle bir durum olursa, ateÅŸ etmelerini, indirmelerini söyledim. O da “AteÅŸ etmeyelim komutanım, gelenlere bir bakalım” dedi.
Ama tutuklu yargılanan ve henüz mahkemeye çıkmamış Tümgeneral Baysar’la ilgili düzenlenen iddianamedeki tanık ifadeleri, Temel’in bu ifadesindeki imayı da desteklemiyor. Darbeciler tarafından hazırlanan atama listesinde adı Şırnak Sıkıyönetim Komutanı olarak yazılan Baysar, emrin gelmesinden 15 dakika sonra Vali ile telefonda görüşüyor ve Vali’nin ifadesine göre “Böyle paçavra emir mi olur diyerek emri kenara attığını, sabah neyse ÅŸimdide aynı yerde olduÄŸunu” söylüyor. Ä°fadelere göre bu görüşmeye Ä°l Emniyet Müdürü de ÅŸahitlik etmiÅŸ. Ä°ddianamede Baysar’ın o görüşmeden sonra Vali ile 55, Emniyet Müdürü ile 10 telefon görüşmesi bulunuyor. Yine Ä°ddianameye göre darbecilerle birlikte hareket eden ve Cizre il merkezine doÄŸru harekete geçen ve Tümgeneral Baysar’ın gece boyu ulaÅŸamadığı Çakırsöğüt Komando Tugayı Komutanı TuÄŸgeneral Ali Osman Gürcan’ın durdurulması için de Emniyeti uyaran isim Tümgeneral Baysar. Bu konvoyun durdurulması için talimatın Cizre Emniyet Müdürlüğü’ne Baysar tarafından verildiÄŸi o geceki telsiz kayıtlarında tekrarlanıyor, daha sonra verilen ifadeler de bunu destekliyor. Bu komando birliÄŸinin durdurulması önemliydi. Çünkü eÄŸer durdurulmasalardı, Semih Terzi’nin birliÄŸi gibi Ankara’ya darbeye desteÄŸe gideceklerdi.
***
Tabii ki bu konudaki gerçek mahkeme safhasında ortaya çıkacak. Darbe gecesi yaşananlar hakkında tek bir ifade hiç bir şey söylemeyebilir hatta yanıltıcı dahi olabilir. Çünkü o gece askerler içinde darbeye net karşı duranlar kadar kimin kazanacağını bekleyen yelkenciler de vardı. O yüzden bütün ifadeler bu isimler arasındaki dengeler, çekişmeler, o gece yapıp yapmadıklarını saklama değiştirme abartma çabalarıyla birlikte değerlendirilmeli. Ayrıca günün ihtiyaçlarına göre tarihi revize etmek hele de o tarihin üzerinden daha bir yıl henüz geçmişken pek de mümkün değil.
Peki o halde rutin bulunabilecek bu terfinin ardından Korgeneral Aksakallı’nın darbedeki rolünü tersine çevirme çabasının motivasyonu ne?
Teammüllerin bir kere de onun için delinip o geceki performansı için ödüllendirilmesi beklenirken, Ankara’dan, Suriye’den uzaklaÅŸması, Özel Kuvvetler’deki üst kadronun tamamen deÄŸiÅŸmesinin sebebi ne olabilir?
Henüz yorum yapılmamış.