Hayrettin Karaman: Allah aşkına şu 'dost ve müttefiklere' bakın! Böyle dostlar düşman başına!

Yeni Şafak köşe yazarı Hayrettin Karaman, "Gavurdan dost, domuzdan post olmuyor" adlı bir yazı kaleme aldı.

Karaman, İslâm dinine göre gayr-i müslîmler ile ilişkilerin ölçülerini değerlendirerek başladığı yazısında, I. Dünya Savaşı'ndan sonra birçok gayr-i müslim devlet ile ittifak kurulduğunu, anlaşmalar yapıldığını ancak bunların yararından çok zararırın dokunduğunu ve neticede arıtk güvenilemeyeceğinin anlaşıldığını söyleyerek, bu iddiasına ABD'nin 15 Temmuz darbe girişimine verdiği desteği, Almanya'nın tavırlarını örnek gösterdi ve aklımızı başımıza almamız gerektiğini vurguladı.

"Yıllarca AB’nin peÅŸinde koÅŸtuk, sonu hüsran." diyen Karaman, "Allah aÅŸkına ÅŸu “dost ve müttefiklere” bakın! Böyle dostlar düşman başına!" diyerek sözlerini sürdürdü.

Yazının tamamı şu şekilde:

Kur’an ve hadis kaynakları gayr-i Müslümlerle nasıl ve nereye kadar iliÅŸki kurulabileceÄŸi konusunda önemli ve sabit kurallar ve uyarılar ihtiva ediyor.

Bunlara göre:

1. Dinimize savaÅŸ açmayan, yurdumuza göz dikmeyen gayr-i Müslimlere “iyilik ve adalet” çerçevesinde davranılacaktır. Ä°yilik ve adaleti gerçekleÅŸtirmek için gerekli olursa onlarla iÅŸbirliÄŸi yapılabilir.

2. Himayemizde yaÅŸayan gayr-i Müslümler Allah’ın bize emanetidir, onları korumak ve haklarına riayet etmek boynumuzun borcudur.

3. Müslüman olmayanlarla sırdaşlık ölçüsünde dostluk kurulmayacaktır.

4. Sulh tercih edilmelidir, ama savunma ve zulme karşı savaş için caydırıcı güce de sahip olmak gerekir (Ben ısrarla bu gücün günümüzde nükleer olduğunu söylüyor ve bunu edinmemizin gerekliliğini savunuyorum. Bu gücü edinmek zalimce kullanmak için değil, güç dengesini oluşturmak, savunmak ve caydırmak içindir).

5. Müslüman olmayanlar Müslümanların yöneticisi olamaz ve onlar adına geçerli yetki kullanamazlar (Müslümanların velileri olamazlar).

6. Müslümanların güçlü olmalarının şartı birlik olmalarıdır; yapay sınırlar, ulus devlet tiyatroları bu birliğe engel olmamalıdır.

Bugün uluslararası ilişkilerde din farkı başat rol oynamıyor olabilir, ama rolünü ve etkisini unutmak da tehlikeli bir gaflettir.

İşte bu kurallar unutulursa veya riayet edilmezse, yahut da mecburiyetler kuralları aşmayı gerektirirse nelerin olduğunu içimiz acıyarak görüyor ve yaşıyoruz.

Yıllarca AB’nin peÅŸinde koÅŸtuk, sonu hüsran.

Birinci Dünya Harbi ve sonrasında birçok gayr-i müslim ülke ile ittifaklar, dostluklar, stratejik ortaklıklar, paktlar… kurduk faydası devede kulak, zararı deve oldu; bunlara güvenilemeyeceÄŸi anlaşıldı.

Yenilerden birkaç örnek:

Merkel gümrük birliğini güncelleme konusunda ayak sürüyeceklerini söylüyor ve suçluları saklıyor, saklayamadıklarını da iade etmiyor.

Herkesin merak ettiği Adil Öksüz hakkında da şu haber -doğru ise- ibretlik bir örnek:

“Öksüz’ün, darbe giriÅŸiminden 6 gün sonra, 21 Temmuz 2016’da ABD Ä°stanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu’ndan arandığı ortaya çıkmıştı. Türkiye’deki ABD ajanları eliyle güvenli bir yerde saklandığı ileri sürülen Öksüz’ün, yolculuk için ÅŸartlar hazır olduÄŸunda yine ABD’liler tarafından askeri kargo uçağıyla Almanya’ya götürüldüğü sanılıyor. Türkiye’de bir NATO üssünden kalkan uçağın, Hannover’e 30 kilometre uzaklıktaki Wunstorf kasabasında bulunan üsse indiÄŸi, ‘deÄŸerli paket’in ilgililere burada teslim edildiÄŸi belirtiliyor…”

ABD’den bir örnek:

PYD’liler tarafından 14 AÄŸustos 2017 tarihinde Tel Rıfat bölgesinde ilan edilen Kuvvet-i Suvvar tümeni, TSK-OSO ittifakını hedef alacağını açıkladı. El Bab, Münbiç, Azez ve Cerablus bölgelerinde TSK’ya baÄŸlı mevzilere saldıracakları tehdidinde bulunan tümen “Fırat Kalkanı’nın TSK ve ÖSO’dan temizlenerek, PKK bölgelerine katılacağını” söyledi. Söz konusu örgütün içerisinde çok sayıda yabancı savaşçı var. ABD’nin IŞİD ile savaÅŸ gerekçesi ile PYD’ye gönderdiÄŸi silahlar, yine PYD içerisinden çıkan Kuvvet-i Suvvar’a ulaÅŸtırıldı.

Allah aÅŸkına ÅŸu “dost ve müttefiklere” bakın! Böyle dostlar düşman başına!

Ben Kuzey Kore olalım demiyorum, “ilâhî ikazları da gözümüzün önünde tutarak ihtiyat ve tedbiri elden bırakmayalım, ÅŸimdi olamıyorsa orta ve uzun vadede Müslümanların dost ve birlik olmaları için çalışalım” diyorum.

Geçiş döneminde önemli bir tedbir de dünya güç dengelerini iyi takip ederek zamanında yer değiştirmektir.