Kürsü
Hüzünler Şehri Kudüs / Hilal Takmaz
'Sayın Cumhurbaşkanı “Kudüs’ü yalnız bırakmayın, ziyaret edin, Mescid-i Aksa’ya sahip çıkın” diye bir çağrı yapmıştı. Sanırım bu çağrıya ilk icabet eden Türk grubu biz olduk. '
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehri çağlıyordu
……
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslam diyordu.
Mehmet Akif Ä°nan
Yaklaşık üç hafta önce Mescid-i Aksa avlusunda üç Filistinli gencin Ä°srail askerleri tarafından katledilmesi sonrası tırmanan gerginlik, akabinde Ä°srail’in sözde tedbir amaçlı bütün kutsal alana el koyup Müslümanların Mescid-i Aksa’ya giriÅŸini engellediÄŸi haberleri gündeme düştüğünde, biz Kudüs için son hazırlıkları yapıyorduk.
EndiÅŸeyle izledik olan biteni. Ä°srail’in ısrarı ve Filistinli Müslümanların sessiz direniÅŸi tam iki hafta sürdü. Katar’a diklenen Müslüman Arap Devletlerinin hiçbiri tek bir söz etmedi. Bu süre zarfında Yahudilerin girmeleri yasak olan Mescid-i Aksa avlusunda serbestçe dolaşıp “Kutsal Mabed artık bizim ellerimizde” diye sevinç nidaları attıklarını izledik kalbimiz kanayarak.
Biz yola çıktığımızda kriz henüz çözülmemişti ve Mescide girip giremeyeceğimizi bilmiyorduk. Aylar yıllar boyu hayalini kurduğum Kudüs yolculuğunun böyle bir dönemde gerçekleşmesini hiç beklemiyordum.
Gruptaki herkes benim gibi tedirgindi galiba. Bizi tam olarak neyin beklediÄŸini, nasıl bir muameleyle karşılaÅŸacağımızı bilemeden çok önceden niyet edilmiÅŸ olan yola çıktık. O günlerde Sayın CumhurbaÅŸkanı “Kudüs’ü yalnız bırakmayın, ziyaret edin, Mescid-i Aksa’ya sahip çıkın” diye bir çaÄŸrı yapmıştı. Sanırım bu çaÄŸrıya ilk icabet eden Türk grubu biz olduk.
İlk ziyaretimiz Cuma günü sabah namazı vaktiydi ve İsrail askeri mescide giden yolları kapattığı için bizi alması gereken servis otele ulaşamadı. Kaldığımız otel Zeytin Dağındaydı ve Mescid-i Aksa tam karşımızdaydı. Yürüyerek gitmeye karar verdik, başımızda rehberimiz olmadan ilk polis kontrol noktasına ulaştık. Önce sokmak istemeseler de turist olduğumuzu söyleyince geçmemize izin verdiler.
Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı Aslanlı Kapı ve ardından Sıbtlar Kapısından ( Kavimler Kapısı) geçerek avluya giriÅŸ yaptık. Ä°lk engeli aÅŸmış olmanın huzuruyla Aksa Camisinin yolunu tuttuk. Sabah namazlarında Kubbetüs Sahra kapalı oluyor ve namaz Cuma Camisi yada Kıble Mescidi diye adlandırılan büyük yapının içinde eda ediliyor.
Bu ilk sabah namazını nasıl kıldığımızı tarif etmem imkansız. Çok farklı duygular içindeydim. Caminin tarihi ve mimari güzelliği bir yana, manevi atmosferi sizi bambaşka alemlere taşıyor. İçeri adım attığınız andan itibaren bir masal diyarına giriş yapıyorsunuz sanki. Yüce kitabımızda bize anlatılan enbiya kıssalarının her biri bir başka köşesinde yaşanmaya devam ediyor.
Caminin içinde özgürce dolaÅŸan minik serçeler eÅŸlik ediyor namaza. Kudüs’ü kutsal kılan peygamberlerin ve velilerin ruhları da bizimle birlikte namaza duruyor sanki aynı anda. Her müslümanın mutlaka burayı ziyaret etmesini ve aynı heyecanı tatmasını temenni ediyorum.
Namazdan sonra avludan çıkıp otele döndük ve kahvaltıdan sonra rehberimizle buluÅŸup tura baÅŸladık. Cuma vaktine az bir zaman kala tekrar Mescid-i Aksa’ya giriÅŸ yapmamız gerekiyordu. Bu kez Ä°srail askeri bizi engellemekte kararlıydı. Hiçbir Müslüman mescide giremez diyorlardı, inanabiliyor musunuz? Bizi kendi mabedimize almak istemediler ve bu çok normal bir ÅŸeydi onlara göre. Rehber Ä°branice konuÅŸup polisi geçmemiz için ikna etmeye çalışıyordu. Turist olduÄŸumuzu yineleyip geçme hakkımız olduÄŸunu söylüyordu.
İlk kontrolden geçmeyi başardık, 10 metre sonra yine aynı itirazlarla karşılaştık. Bu olay 3-4 kez tekrar etti. Her geçişte tek tek gözlerine baktım ve onlara duyduğum nefreti aktarabilmeyi umdum. Son kontrolde sadece kadınları ve 50 yaş üstü erkekleri çantalarını tek tek arayarak içeri aldılar. Sonra grubun genç erkekleri de girmeyi başardı.
Avluda toplandığımızda Filistinli olan rehberimiz çok büyük bir iÅŸ baÅŸardınız, dedi bize. Ä°srail size geçemezsiniz dedi, siz geçmeyi baÅŸardınız. Bu bir cihattır. Korkmadan buraya kadar gelip Mescid-i Aksa’ya karşı sorumluluÄŸunuzu yerine getirdiniz. Ona sahip çıktınız. Kıyamet günü bu ziyaretiniz hatırlanacaktır. Bu anlamlı ve duygu dolu konuÅŸma hepimizi çok etkiledi. Kendimi gerçekten zafer kazanmış gibi hissediyordum.
O gün bütün günü 144 dönümlük kutsal arazide geçirdik. Kadınlar Cuma namazını Kubbetüs Sahra’da kılıyorlar. Kubbetüs Sahra; kaya kubbesi demek, Peygamber Efendimizin oradan miraca yükseldiÄŸi mübarek kayanın üzerine inÅŸa edildiÄŸi için bu adı almış. Cuma vaktini burada geçirmek büyük bir ayrıcalıktı. Kutsal kayanın altında Ruhlar MaÄŸarası diye adlandırılan bir yer var. Efendimiz miraç gecesi o maÄŸarada ulu’l azm peygamberlere namaz kıldırmış. Biz de o maÄŸaraya inip orada namaz kılma ve dua etme ÅŸerefine eriÅŸtik.
Allah’ın özel olarak belirlediÄŸi iki kutsal araziden biri burası. Bir baÅŸka deyiÅŸle arzın kapısı. Göklere yükselmenin rampası. Duaların geri çevrilmediÄŸi yer. En çok Kudüs’ün yeniden özgür olabilmesi için dua ettim. Sonra da kendi ülkemin başındaki belaları def edebilmesi, birlik ve beraberliÄŸin devamı için. Tüm ümmet-i Muhammed için.
Aynı günün akÅŸamı Ãœrdün günlerdir süren sessizliÄŸini bozdu ve Müslümanların hiçbir engele takılmadan bütün kapılardan mescide giriÅŸ yapabileceÄŸini açıkladı. Ä°srail Filistin’i siyasi bir güç olarak kabul etmediÄŸi için Mescid-i Aksa’dan ve Kudüs’te yaÅŸayan Müslümanlardan Ãœrdün Devleti sorumlu. AkÅŸam namazından itibaren binlerce Müslüman mescide giriÅŸ yaptı. Yatsı namazı sonrasında bayram gibi bir sevinç yaÅŸandı. Sadece seccadeleriyle yaptıkları onurlu direniÅŸin zaferle sonuçlanmasının haklı sevincini yaÅŸadılar. Buna ÅŸahit olmak ta bizim gruba nasib oldu çok şükür.
Yahudiler Kudüs’e YeruÅŸalim, Hristiyanlar Jarusselam, Müslümanlar ise Darü’s- Selam derler. Yani her üç dinde de ÅŸehrin adı “Dostluk ve Esenlik Åžehri” anlamına gelir. Tarih boyunca iki kez tamamen yok edilmiÅŸ, defalarca iÅŸgal ve saldırı yaÅŸamış bu ÅŸehrin barışla anılması istenmiÅŸ. Bu istenen barış sadece Müslümanların ÅŸehre egemen olduÄŸu dönemlerde tam olarak saÄŸlanabilmiÅŸ. Her din mensubunun kendi kutsalını rahatça ziyaret edebildiÄŸi ve herkesin hakkının korunduÄŸu saadetli devirler görmüş mübarek Kudüs.
Fakat son yüzyılda Osmanlı devleti oralardan çekilmek zorunda kaldığından beri yine iÅŸgaller, yıkımlar, zulümler hiç bitmemiÅŸ. Hala gözlerimizin önünde yaÅŸanmaya devam ediyor. Ä°ÅŸin en acı tarafı Müslüman ümmeti olarak beddua etmekten baÅŸka Ä°srail için yapabildiÄŸimiz bir ÅŸey de yok. Sanki hala gökten ebabil kuÅŸlarını bekliyoruz. Merhum Erbakan hocam diyor ki, “8 milyon Ä°srail’e karşı 1,5 milyar Müslüman ümmeti ebabil kuÅŸlarını bekliyorsa, ebabiller ilk önce bizleri taÅŸlar”.
Henüz yorum yapılmamış.