Sosyal Medya

Güncel

Bugün de ölmedim anne

Bugün de ölmemenin halı sahada arkadaşlarınızla yaptığınız maçta bugün de gol atamamış olmanız kadar doğal olduğu bir demden söz ediyorum. Dün Türkiye’ydi o demin adı, Beyrut’tu, Bosna’ydı. Bugün Suriye, Irak, Filistin...



İsmail Kılıçarslan - Yeni Şafak

Åžair Ahmet Erhan ‘bugün de ölmedim anne’ dizesini yazdığında Türkiye’de tarihler 1979 yılını gösteriyordu.

Fakat ‘bugün de ölmedim anne’ dizesinin neredeyse tüm ülkede bilinmesini saÄŸlayan asıl olay Ahmet Kaya’nın 1990 tarihli Sevgi Duvarı isimli albümüdür. Kaya, albümdeki ‘Dardayım’ ÅŸarkısının arasında okudu bu dizenin de olduÄŸu ÅŸiiri: ‘YüreÄŸimi bir kalkan bilip sokaklara çıktım / Kahvelerde oturdum çocuklarla konuÅŸtum / Sıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluÅŸtum / Bugün de ölmedim anne’

979, yani insanların sokakta birbirlerini sadece çok küçük nedenlerle, yani çok küçük aptallıklar yüzünden birbirlerini vurdukları günler. At izinin it izine karıştığı, insan hayatının çok ucuzladığı günler. ‘Çağının tanığı’ olan ÅŸair de tam buradan söylüyor sözünü: Bugün de ölmedim anne.

Alija dizisinin setine yetiÅŸmek için arabamla Ä°stanbul’dan yola çıktığımda bir kez daha, karta yerleÅŸtirdiÄŸim tüm Ahmet Kaya ÅŸarkılarını Ãœsküp’ten Belgrad’a doÄŸru dinlerken, hatırladım bu eÅŸsiz dizeyi. Çok deÄŸil, 25 yıl önce Belgrad’da yaÅŸayanlar, Saraybosna’da yaÅŸayanları yok etmek üzere ant içmiÅŸlerdi. Tüm Bosnalılar için 3 yıl boyunca tekrar ve tekrar yazılmıştı Ahmet Erhan’ın o dizesi: Bugün de ölmedim anne.

Bugün de ölmemenin halı sahada arkadaÅŸlarınızla yaptığınız maçta bugün de gol atamamış olmanız kadar doÄŸal olduÄŸu bir demden söz ediyorum. Dün Türkiye’ydi o demin adı, Beyrut’tu, Bosna’ydı. Bugün Suriye, Irak, Filistin...

Ä°nsan teklerine ‘bugün de ölmedim anne’ dizesini unutturacak bir dünya kurmak zor mu peki? DoÄŸrusu deÄŸil bu dünyayı kurmak, bu dünyayı hayal etmek bile neredeyse imkansız artık.

DeÄŸil karşıtını, benzerini bile gözünü kırpmadan ortadan kaldırabilmek... Korkunç. DeÄŸil kendisine benzemeyenin, tıpatıp benzeyenin bile kanını içebilecek bir gözü dönmüşlüğe ilerlemek. Korkunç. DoÄŸrusu bu ya yamyamlık, OrtaçaÄŸ Litvanya’sında bile bu kadar parlak bir dönem geçirmemiÅŸti.

Ortaçağ dedik değil mi? Avrupa tarihinin uzak ara en karanlık dönemi olan bu zaman diliminde cadı avı vardı malum. Yahudi olmanız, Müslüman olmanız, kadın olmanız, mülteci olmanız, hatta yüksek sesle gülmeniz bile kilise için insan yakma fırsatıydı.

2017 yılındayız. Ne değişti? Müslüman olmanız, kadın olmanız, mülteci olmanız, zayıf olmanız, üretim hatası gibi durmanız, sakallı olmanız, sakalsız olmanız, şort giymeniz, başörtüsü takmanız ve bir dünya başka gerekçe yakılmanız için yeterli.

Fark ne peki? Fark ÅŸu: OrtaçaÄŸ Avrupa’sında öyle ya da böyle, o ya da bu ÅŸekilde ‘yakma’ iÅŸini bir otorite yapıyordu. Elbette beÄŸenmeyeceÄŸiz ama o otoritenin bir ahlaki düzlemi, bir varsayımı vardı. Bugünün cadı avlarında, bugünün yakmalarında ne bir ahlaki düzlem ne de bir otorite bulmak mümkün. Çılgın bir kaosun, muazzam bir cangılın içinde herkes savcı, herkes yargıç, herkes cellat ve bütün bunlardan daha kötüsü olarak herkes kurban...

‘Ä°nsanlık OrtaçaÄŸdan beri çok ilerledi’ deÄŸil mi? Eh. Ä°lerleme diyeceksek buna. Tabii.

BİR ÖZÜR METNİ:

Bu sütunda yayınlanan ‘Aynı kötü filmlerin tekrarı’ baÅŸlıklı yazımın bir yerinde Birgün Gazetesi’nde sinema yazıları yazan Cüneyt Cebenoyan’ın kaleme aldığı PKK karşıtı satırları üzerinden bir öngörüde bulunmuÅŸ ve ‘terör örgütleri sevicisi Birgün, baskılara dayanamaz ve Cebenoyan’ı kovar’ demiÅŸtim. Bunun üzerine Birgün Gazetesi’nin yazı iÅŸlerinden Berkant Gültekin’le tuhaf bir yazışma zincirinde buldum kendime. Hikaye uzun ama ÅŸu kadarını söyleyeyim hiç olmazsa. Berkant Bey beni ‘sallamak’ kelimesinin karşılığını bulmak üzere TDK’ya baÅŸvurmaya, yetmezse müftülüğe danışmaya falan davet etti. Fantastikti anlayacağınız. Bu tuhaf ‘tıkanık iletiÅŸim’ bir tarafa, Berkant Bey resmi olarak ÅŸunu söyledi: ‘Cebenoyan’ı kovmuyoruz, kovmayacağız. Dolayısıyla özür dilemelisiniz.’ Peki madem. Özür dilerim. Daha önce Mine Kırıkkanat’la PKK eleÅŸtirili söyleÅŸi yaptı diye muhabirinin iÅŸine son veren Birgün Gazetesi’nin bu kez PKK karşıtı yazı yazan yazarını iÅŸten atmayacağını bilmek güzel. Gerçekten.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.