Gençler meslek liselerini küçümsüyor ancak 5 sene sonra ne olacak?

Yaşar Süngü - Yeni Şafak

Üniversiteye devam etmeyi düşünmeyen gençlerin bile tercihi değil meslek liseleri.

Meslek liseleri zaten tercih sıralamasında bile yoktu.

Hiçbir okula giremeyenlerin sığınağı haline gelmişti.

***

Bu süreçte gelinen nokta 28 şubat darbecilerinin başarısıdır!

Türkiye’de ekonomiye vurulan en büyük tokat, 28 Åžubat süreciyle baÅŸlayan post modern darbeyle gerçekleÅŸtirildi.

Bugün Türkiye’de iÅŸsizlik kronik bir hal aldıysa, meslek liselerine gençleri gönderemiyorsak, milyonlarca diplomalı ama elinden hiçbir ÅŸey gelmeyen liseli ve üniversiteli genç varsa bunun en büyük suçluları 1997 yılındaki 28 ÅŸubat darbecileri ve o darbecileri destekleyen iÅŸ dünyasıdır.

1997’de baÅŸlayan 28 Åžubat sürecinde meclis dışı gayrı meÅŸru güçlerÄ°mam Hatip Okullarını doÄŸrudan kapatmaya cesaret edemedikleri için toptancı yaklaşımı tercih ettiler ve Meslek liselerini itibarsızlaÅŸtırdılar.

***

Bu eğitim açmazından nasıl kurtulabiliriz?

Bu soruyla ilgili kafa yoran bir sanayici Atiker Åžirketler Grubu Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Mehmet Ali Atiker, Konya’da bir yerel basın kuruluÅŸuna açıklama yapmış.

İş dünyası gözüyle sorunları tespit etmiş ve bir takım önerilerde bulunmuş.

Söyledikleri dikkate ve üzerinde düşünmeye değer:

Çözüm tarafında yer alan idareci ve siyasilere bir de buradan aktarmak istiyorum:

Birçok ülkeye ihracat yapan ve hızlı büyüyen bu şirketin patronu ne diyor bakalım;

“İşçi noktasında en büyük sıkıntı gençlerin sanayide çalışmak istememesi.

Aileler de çocuklarının sanayiye gitmesini istemiyor.

Çocuklarının memur olmasını, müdür olmasını istiyor.

GençliÄŸin yüzde 80’i okuyup masa başı iÅŸ istiyor.

Okumayacak/okuyamayacak durumdakiler bile adeta zorla okumaya bir diploma sahibi olmaya çalışıyor.

Bizim fabrikamızda 800 kişi çalışıyor. Masa başında çalışan kişi sayısı 30.

Bu durumda iş beğenmeme noktasına gidiyor.

Bundan bir an önce dönülmeli.

Türkiye’yi ve Türk sanayicisini daha büyük sorunlar beklemeden bir an önce dönülmeli hem de.

Öncelikle Açık Lise ve Açık Üniversite yanlışından dönülmeli.

Çünkü bu kurumlar hem ailelerin hem çocuklarımızın yanlış yönlendirilmesi anlamı taşıyor. Türk sanayisinin bitmemesi için buradan baÅŸlamakta yarar var “.

“Gençler ve aileleri belediyeye veya devlet kurumlarına girebilmek için uzun süre iÅŸsiz gezmeyi bile göze alıyor.

Türkiye’nin iÅŸsizlik gibi bir sorunu yok. Ä°ÅŸ beÄŸenmemek gibi bir sorunu var.

Kalifiyeli elemandan öte vasıfsız eleman bulmakta sıkıntı yaşıyoruz.

Gelen kiÅŸiler. ‘Masa başı iÅŸ ve 3 bin 500 TL maaÅŸ istiyorum’ diyor.

Üniversitenin lise kısmından makine mühendisi veya elektronik mühendisi olan arkadaşlarımız hiçbir şey bilmiyor.

Bu mühendislerin sanat okulundan geçmesi gerekiyor.

Bundan sonra sanat okullarına ve teknik liselere teÅŸvik olarak iki ay askerliÄŸini kısa yapması katkı saÄŸlayabilir.

Mesleki EÄŸitimi teÅŸviki noktasında herkes ÅŸapkasını önüne alıp düşünmeli”

***

“Okulu bitiren gençlerin çoÄŸunun ne yabancı dili, ne de branşından ihtisası var. Sadece elinde bir diploması var.

Dersi çalışan da çalışmayan da geçiyor.

Üniversite mezunları mühendiste olsa masa başından sahaya inmek istemiyor.

Devlet de 5 sene daha adam alabilir. 5 sene sonra bu kadar üniversite mezunu ne olacak.

Biz nasıl ki bir zamanlar çalışmak için Avrupa ülkelerine gittik onun gibi çalışması için yurt dışından eleman getirmek zorunda kalacağız.

GidiÅŸat bunu gösteriyor”.

***

“Biz Avrupa’nın yapmadığı hamallık iÅŸlerini yapıyoruz.

Yetişmiş insan gücümüz yok.

Gençler hiç ilgisi olmayan alanı okumuş.

Türkiye’de ihtiyaç neyse o branÅŸta okuması için gençlerin yönlendirilmesi gerekiyor”.

***

Bu konuda en masum taraf gençler.

Ve bu sorun tek taraflı bakılmayacak kadar ciddi.

Herkes nalıncı keseri gibi kendine yontmayacak, elinden geleni yapacak.

Åžimdi Ã§Ã¶züme odaklanma zamanı.

Ne diyor Ä°stiklal ÅŸairimiz Mehmet Akif;

Âtiyi (geleceÄŸi) karanlık görerek azmi (mücadeleyi) bırakmak... 

Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. 

Ye’s (ümitsizlik) öyle bataktır ki; düşersen boÄŸulursun. 

Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!

Kaynak: Yeni Åžafak