Sosyal Medya

Güncel

AK Partili Ünal: Kudüs, Müslümanların elinde olsaydı, şehirdeki tarih böyle muhafaza edilebilir miydi?

AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal, "Üzerine ağıtlar yaktığımız Kudüs, son 1 asırdır Müslümanların elinde olsaydı, şehirdeki tarih böyle muhafaza edilebilir miydi?" diye sordu ve Mekke'deki yapılaşmayı hatırlattı.



AK Partili Ünal'ın Yeni Şafak'ta 'Şehirlerimiz çirkinleşiyor' başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:

Batılıların güzel şehirleri var. Londra, Nev York, Vaşington, Paris, Viyana, Roma ve diğer nice Batı şehrine gıptayla bakıyor, iç geçiriyoruz. Tarihi eserleri muntazaman muhafaza ediyorlar. Şehirlerin içine park yapmıyor, adeta parkların içine şehir yapıyorlar. Çocukların, yaşlıların, engellilerin güvenle ve rahat hareket edebilecekleri şehirler inşa ediyorlar.

Yollar, kaldırımlar, tabelalar, binalar insanı, gözü, ruhu yormuyor.

Batı medeniyetinin olduğu gibi Batı şehirlerinin de temelinde Latin Amerika,

Afrika ve Orta DoÄŸu’nun kanı var. BaÅŸka dünyalardan, kan akıtarak sömürdükleri zenginliklerle güzel ÅŸehirler inÅŸa ettiler. Ama bu kadar mı? Mesele sadece para mı?

Mesele sadece para olsaydı, son derece zengin Arap ülkelerinde de güzel şehirler olurdu, ama yok.

Haydi cesaret edip soralım: Üzerine ağıtlar yaktığımız Kudüs, son 1 asırdır Müslümanların elinde olsaydı, şehirdeki tarih böyle muhafaza edilebilir miydi?

Mekke’nin bugünkü haline bakın, cevabınızı öyle verin. Mekke Kabe’nin etrafına inÅŸa edilmiÅŸti; ÅŸimdi ise “ÅŸu Kabe olmasa 3 gökdelen daha dikerdik” der gibi küçük bir “ayrıntı”olarak kaldı Kabe.

Åžehir, insan yapısı olduÄŸu kadar, insanı da “taÅŸ ile toprak arasında” inÅŸa eder.

Çirkin şehirler, çirkin nesiller yetiştirir; çirkin nesiller ise şehirleri daha da çirkinleştirir.

Şehirlerimiz, yeni bir medeniyet inşa edecek muhayyileden, yeni bir medeniyeti kuracak nesiller yetiştirmekten gittikçe uzaklaşıyor.

Olur olmadık yerlerden ucube binalar yükseliyor. Rant odaklı planlarla, plan tadilatlarıyla, imar düzenlemeleriyle şehirlerimiz vahşice katlediliyor. Gecekondular yıkılıyor, yerine çok katlı gecekondular dikiliyor. Yollar eziyete, kaldırımlar işkenceye dönüşüyor. Karmaşa, keşmekeş, gürültü, çukur, trafik, korna, toz ve duman arasında şehir gittikçe sıkan, boğan bir cendere oluyor.

Rant bir türlü doymuyor. Toprağı yutma iştihası bir türlü son bulmuyor.

Osmanlı, Selçuklu eserlerinin hemen yanında çirkin binalar, rant alanları yapılmış. Tarihi eserler, rantın önündeki en büyük engele dönüşmüş. Çoğu şehrimizde türbelerin, kalelerin, hatta camilerin taşları gecekonduların inşasında kullanılmış.

Belediye baÅŸkanlarımız çokça yurt dışına temaslarda bulunmaya giderler. Gitsinler. Son derece gerekli. Ancak, Londra’da Hyde Park’a, Paris’te Lüksemburg Bahçeleri’ne, ya da Nev York’ta Central Park’a giden belediye baÅŸkanlarımız acaba ne düşünürler? Åžehrin ortasındaki devasa parklara, yeÅŸil alanlara bakıp, “buraya ne güzel AVM yaparım” mı derler, yoksa “bizim niye böyle parklarımız yok” diye hayıflanırlar mı?

Åžehirler, sahiplerinin aynı zamanda Amel Defterleri’dir. Güzel ÅŸehir de çirkin ÅŸehir de, öldükten sonra bile insanın, insanlığın arkasından gelir.

3 kuruş dünyalık için milimetrekareyi bile ranta çevirip şehri cehennemleştiren, hak yiyen, hukuk çiğneyen, muhtemeldir ki cehennem ateşinden kurtulamaz.

Bize en baÅŸta, paraya, ranta tapan deÄŸil; Allah’a iman eden, ÅŸehir inÅŸa etmenin insan ve medeniyet inÅŸa etmek olduÄŸu sorumluluÄŸunu müdrik mimarlar, mühendisler, ÅŸehir planlamacıları, müteahhitler ve böyle belediye baÅŸkanları lazım.

Evinin önünü, sokağını, mahallesini güzelleştiremeyen insan, dünyayı hiç güzelleştiremez.

Filistin’in ya da Kudüs’ün toprağını sloganlaÅŸtırırken, ÅŸehirlerimizde yaÄŸmurun akacağı toprak bırakmadık. Kendimizi, ÅŸehirlerimizi kurtarabilsek, Filistin de kurtulur, Kudüs de…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.