Sosyal Medya

Güncel

Hürriyet, müsavat, uhuvvet, adalet...

İsimlerine geçmeden önce tam doğum gününü söylemeliyiz; 23 Temmuz 1950. Beyaz Devrim’den yani 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti’nin tek parti rejimini yıkmasından üç ay sonrası. Her yerde bir heyecan, yeni bir hürriyet havası esiyordu. Ama esas olarak 23 Temmuz 1908’de 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinin 42. Seneyidevriyesine denk gelmişti doğum. 1934’e kadar Hürriyet Bayramı olarak kutlanmış 23 Temmuz’da doğan dördüzlere, o mirasın 42 yıl sonra bile ne kadar canlı olduğunu gösterircesine hastanenin kadın doğum bölümü şefi Hikmet Aladağ, Hürriyet İlanı’nın her yere yazılan dört sloganını ad olarak verdi.



Yıldıray Oğur - KARAR

Türkiye’nin resmi kayıtlardaki ilk dördüzleri 1950 yılında Ä°zmir’de Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde dünyaya geldi. Demirci olan baba Mevlüt Susuzlu’yla anne AyÅŸe Susuzlu için büyük bir sürprizdi bu. Çünkü Susuzlu ailesinin beÅŸ kızı daha vardı. Son kızlarının adı da Yeter’di. Mevlüt Bey beÅŸinci kızına Yeter adını koyarak niyetini belli etmiÅŸti; Artık bir tane de erkek evlat istiyordu.

Allah çok sevdiği erkek evladı ona verdi, ama beraberinde üç kız kardeşle birlikte.

Ä°simlerine geçmeden önce tam doÄŸum gününü söylemeliyiz; 23 Temmuz 1950. Beyaz Devrim’den yani 14 Mayıs 1950’de  Demokrat Parti’nin tek parti rejimini yıkmasından üç ay sonrası. Her yerde bir heyecan, yeni bir hürriyet havası esiyordu. Ama esas olarak 23 Temmuz 1908’de 2. MeÅŸrutiyet’in ilan edilmesinin 42. Seneyidevriyesine denk gelmiÅŸti doÄŸum. 1934’e kadar Hürriyet Bayramı olarak kutlanmış 23 Temmuz’da doÄŸan dördüzlere, o mirasın 42 yıl sonra bile ne kadar canlı olduÄŸunu gösterircesine hastanenin kadın doÄŸum bölümü ÅŸefi Hikmet AladaÄŸ,  Hürriyet Ä°lanı’nın her yere yazılan dört sloganını ad olarak verdi.

Fransız Devrimi’nin bayrağında da hala temsil edilen üç sloganı; Özgürlük, eÅŸitlik ve kardeÅŸliÄŸin Osmanlı dünyasındaki karşılıklarıydı adlar; Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet. Ve Yeni Osmanlıların bunlara, buranın deÄŸerlerinden ekledikleri dördüncü slogan; Adalet.

Herhalde Hürriyet deyince Resneli Niyazilerin, Enverlerin cesareti geldiği için erkek kardeşe Hürriyet adı verildi. İlk doğan ama en zayıf doğan kardeşe neden Adalet adının verildiğini ise o günkü gazeteler ülkedeki adaletin zayıflığına bağlamıştı.

Ama dört kardeÅŸ bir anda Ä°zmir’in bereket sembolü haline geldiler, gazeteler her gün onlardan bahsetmeye baÅŸlamıştı. Aldıkları kilolar, yedikleri, içtikleri herÅŸey haber oluyordu ve tabii herkes onları görmek istiyordu.

Hemen dördüz bebekler için sütanneler tutuldu, hastanede özel bir oda hazırlandı, bakımları için bir yardım fonu oluÅŸturuldu. Gazetelerde dünyadaki benzer dördüz bebeklere devletin nasıl baktığının örnekleriyle anlatılıyordu. En meÅŸhur örnek 1934’te doÄŸan Kanada beÅŸizleriydi. Haklarında filmler yapılmış, devlet beÅŸizleri 9 yıl bir özel yerde bakmış, burası turistlerin ziyaretine açılmış, milyonlarca turist, büyük paralar bırakacak beÅŸizleri yıllarca ziyaret etmiÅŸti.

Zaten beÅŸ çocukları olan Susuzlu ailesinin, çok özel ihtiram isteyen dördüzlere bakmakta zorluk çekeceÄŸi söylenmeye baÅŸlanmıştı. Neden bu çocuklar zorluk çeksindi ki, ayrıca bilimsel olarak da çocuklar araÅŸtırılmalıydı. Gazeteler şöyle yazıyordu; “En aziz idealleri kendilerine ad olarak verdiÄŸimiz bu demokrasi sembollerini yüzüstü bırakamayız. Adalet biraz dermansızdır, seyirci mi kalalım”

Dördüzler iki ay boyunca hastanede özel bir odada bakıldılar. En sonunda bebeklerinin kötü bakıldığını düşünen Susuzlu ailesi daha fazla dayanamayıp çocuklarını evlerine götürdü. Bu karar devletin pek hoÅŸuna gitmemiÅŸti. DP Ä°zmir milletvekilleri, vali, belediye baÅŸkanı, hastane yönetimi çocukları geri almak istiyordu. Sonunda aileyi çocukların saÄŸlıkları için özel olarak bakılmaları gerektiÄŸine ikna ettiler. Dördüzler yeniden hastaneye getirildi, bakıcılar tutuldu. 8 aylık olduklarında Ä°zmirli Türk Dördüzlerini Koruma ve Tanıtma DerneÄŸi kuruldu. DerneÄŸin tek amacı çocukların en iyi ÅŸekilde bakımını saÄŸlamaktı. DerneÄŸin kurucu baÅŸkanı da bizzat Ä°zmir Valisi’ydi.

Gazeteler dördüzlerin artık milli bir mesele olduÄŸunu yazıyordu. Dernek dördüzler için Türkiye’nin her yerinden gelen yardımları organize ediyor, dördüzler her gün öğleden sonra bir saat onları görmek için ülkenim her yerinden gelen meraklıların ziyaretine açılıyordu.

Sonra bakım masraflarının karşılanması için bir formül bulundu, 1951 yılından itibaren Ä°zmir Fuarı dördüzler için bir gün uzatılmaya baÅŸlandı. O gün bütün pavyonların gelirleri dördüzler için kurulan derneÄŸe bırakıyordu. Fuarda dördüzler için ayrıca doÄŸum günlerine denk gelen özel bir parti de düzenleniyordu. Türkiye güzelinin spikerlik yaptığı, Zeki Müren, Müzeyyen Senar’la dördüzlerin tabak kırdığı çok özel gösteriÅŸli partilerdi bunlar.

BeÅŸ yaşına geldiklerinde ise hastanede yer olmadığı gerekçesiyle dördüzler  artık saÄŸlıkları için endiÅŸe edilecek bir durum olmadığı gerekçesiyle ailelerine verildi.  Fakat daha sonra DP Ä°zmir Ä°l BaÅŸkanı’nın giriÅŸimleriyle bu karardan vazgeçildi. Susuzlu ailesiyle yapılan bir toplantıyla çocuklara özel bir ev tutulmasına, mürebbiyeler ayarlanmasına karar verildi, anne ve babası da istediÄŸi zaman çocukları görebilecekti. Ä°ÅŸ Bankası dördüzlere aylık 700 lira maaÅŸ vermeyi kararlaÅŸtırdı. 

Hastaneye yakın tutulan evde epey yaramaz olan dördüzler için bir Alman mürebbiye bulundu. Ama epey disiplinli mürebbiye bir gün Uhuvvet’in eline ütü bastırınca Alman mürebbiyeyle yollar ayrıldı. Sonra Türk bakıcılar geldiler. Çocuklar yazın denize yakın baÅŸka bir evde vakitlerini geçiriyordu. Ama artık okul zamanları gelmiÅŸti. Bir koleje kayıtları yapıldı. Dördüzler, el üstünde harika bir çocukluk geçiriyor, çok iyi bakılıyordu. Bayar ve Menderes çocuklarla bizzat ilgileniyordu. Menderes onları Amerika’da üniversite okutturma, Bayar’sa Kanadalı beÅŸizlerle tanışma sözü vermiÅŸti.

Ama bütün sihir 27 Mayıs 1960 günü bozuldu. Demokrat Partili vekilleri valiler, bürokratlar, iÅŸadamlarından oluÅŸan Dördüzlere Yardım DerneÄŸi’nin yöneticileri darbenin maÄŸduru olmuÅŸlardı. Darbeciler dördüzleri Demokrat Parti döneminin sembollerinden görmüş ve sahip çıkmamıştı. Dördüzler ailelerine teslim edildi. Evleri boÅŸaltıldı, dünyanın her yerinden onlara hediye olarak gelen eÅŸyaları yaÄŸmalandı.

Artık 10 yaşına basmış Hürriyet, Müsavat, Adalet ve Uhuvvet diÄŸer beÅŸ ablalarıyla birlikte baba evlerinde yaÅŸamaya baÅŸladılar. Onlara baÄŸlanan maaÅŸlar kesilmiÅŸ, fuarın onlar için bir gün uzatılma adedi terk edilmiÅŸ, gazeteler bir anda onlardan bahsetmeyi bırakmıştı.  Bir anda spot ışıkları ve devletin eli üzerlerinden çekilmiÅŸti. Ama artık üzerlerinde anne, baba ve beÅŸ ablalarının ÅŸevkatli elleri vardı. Babası 9 çocuklarına, rahata alışmış dördüzlere yokluk hissettirmemek için çok çalıştı. Kızlarının hepsini okuttu. Müsavat, Uhuvet ve Adalet ilkokuldan sonra Kız Sanat Enstitüsü’ne gittiler, Hürriyet ise Namık Kemal Lisesi’ne gitti.

Ama artık hayatın soğuk yüzüyle tanışmaya başlamışlardı.

Bir gün Kız Sanat Okulu’nda gömlek yapılan derste üç kızkardeÅŸ çok masraf olmasın diye tek gömlek yapmakataydı.  Adalet ve Müsavat, gömlekle uÄŸraşırken bir ara öğretmen Uhuvvet’i boÅŸ gördü. Sen niye yapmıyorsun diyerek, kızgın bir ÅŸekilde yanına geldi ve elindeki dosyayla küçük kızın kafasına vurdu. Uhuvvet aÄŸlamaya baÅŸlamıştı. Adalet ve Müsavat kardeÅŸlerine yapılan bu haksız muamaleye isyan ettiler. Ellerindeki gömleÄŸi yere atıp, öğretmene bunu yapamayacağını söylediler ve sınıfı terk ettiler. Konu müdüriyete kadar ulaÅŸtı, iÅŸler büyüdü. Sonra okula onlar için Zeki Müren’den zengin iÅŸadamlarına kadar hala yardımlar gelmeye devam ettiÄŸini ama okul yönetiminin bu yardımları üç kızkardeÅŸe ulaÅŸtırmadığını öğrendiler. Durumu öğrenen babaları artık hiçbir yardımı kabul etmeyeceÄŸini söyledi. Ama adının tersi bir dünyayla tanışan Uhuvvet, bir kere okuldan soÄŸumuÅŸtu, bir daha okula dönmedi. Müsavat ve Adalet ise kız öğretmen lisesine devam edip öğretmen oldular. Ama onların da adaletsizlik ve eÅŸitsizlikle tanışması uzun sürmeyecekti.

1974 yılında artık Ã¶ÄŸretmen olan ve evlenerek Demirel soyadını alan Adalet’in okuluna müfettiÅŸ gelmiÅŸti. Ecevit’in Kıbrıs’a çıkarma yaptığı zamanlardı. MüfettiÅŸ Adalet Demirel’in sınıfına girdi, dosyasına hiç bakmadan “ sizin soyadınız siyasi, adınızı deÄŸiÅŸtirin” dedi. Adalet Partisi ve Demirel’den hoÅŸlanmayan bir müfettiÅŸ olmalıydı. Yaptıklarına bile bakmadan ona baÅŸarısız raporu verdi. Böylece kademe ilerlemesini yapamadı. Sonra yine ismi yüzünden daÄŸ köylerine sürüldü. Adalet adaletsizlikle yüzleÅŸmiÅŸti.

Adalet gibi öğretmen olan Müsavat da bütün hayatını öğrencilerine eşit davranmak için ekstra çaba sarfederek geçirdi. Lise sırasında Kıbrıs savaşlı çıkınca askere giden Hürriyet de geri döndüğünde okula devam etmedi.

Geçen 23 Temmuz günü 67 yaşına giren dört kardeÅŸ birbirinden hiç ayrılmadı, Ä°zmir’de çocukları ve torunlarıyla mutlu bir hayat yaşıyorlar. Adalet Hanım’ın en büyük isteÄŸi dört kardeÅŸiyle birlikte  bir gün televizyonda en küçük dördüzlerle bir araya gelmek, onlarla tanışmak. Bir de dört kardeÅŸiyle birlikte Umre’ye gitmek. Müsavat Hanım ise bir taraftan çocukluk hatıralarını kaleme alıyor, bir taraftan da eÅŸiyle birlikte bütün Türkiye’yi sokak sokak geziyor. O  yüzden o Umre deÄŸil, Hacca gitmek istiyor. Daha uzun süre her yeri gezmek ve görmek için. Benimle konuÅŸurken tek isteÄŸi diÄŸer üç kardeÅŸine zarar gelecek birÅŸey olmamasıydı. O yüzden Hürriyet Bey ve Müsavat Hanım’ı rahatsız etmek istemedin.

Ne yazık ki Türkiye’nin 67 yıllık hürriyet, adalet, eÅŸitlik ve kardeÅŸlik hikayesi onların hayatları kadar huzurlu ve mutlu geçmedi. Yine de benzerlikler yok deÄŸil. Bazı zamanlarda çok parıldayan, sonra bir anda spot ışıklarının üzerinden çekilmesiyle gözlerden kaçan, sonra tekrar hatırlanan... Güçsüzken, muhalefetteyken istenen ama iktidardayken kolayca vazgeçilen, sonra tekrar muhaliflerin, güçsüzlerin hararetle istediÄŸi ama sonra onların da imkanlara kavuÅŸunca terk ettiÄŸi...

Kötü bir kısırdöngü olarak dönüp duran ama sıradan insanların dilinde ve yüreğinde bir talep ve ideal olarak yaşamayı da sürdüren...

Her doÄŸan bebek dünyada yeni bir ÅŸey olması için büyük bir mucizedir der Hannah Arendt. Ä°yi ki doÄŸdunuz Hürriyet, Adalet, Müsavat ve Uhuvvet! 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.