Güncel
Cumhuriyet davasında 5 tahliye
Cumhuriyet Gazetesi davasında savcılık makamı, Musa Kart'ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin tahliyesi için mütalaasını verdi.
Cumhuriyet Gazetesi davasında, Musa Kart'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi için tahliye talep edildi, Ahmet Şık ve Kadri Gürsel'in de dahil olduğu 7 kişinin tutukluluğunun sürmesi istendi.
Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarının da aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 19 kişinin yargılandığı davada sanık avukatları savunma yaptı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya firari Can Dündar ve İlhan Tanır dışındaki sanıklar ile avukatları katıldı.
SAVCI, MÜTALAASINI AÇIKLADI
Habertürk Haber Merkezi'nin edindiği bilgilere göre; Savcı, Güray Öz, Musa Kart, Turhan Günay, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör'ün tahliyesini istedi. Akın Atalay, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Önder Çelik, Hakan Kara, Kemal Aydoğdu ve Ahmet Şık için tutuklamanın devamını talep etti.
'BERAAT KARARI VERÄ°LMELÄ°'
Habertürk Haber Merkezi'nin haberine göre; Duruşmanın 5. gün oturumunda avukat Ali Rıza Dizdar, "Bu dosyada kişilerin özgürlüğünün kısıtlanmasını gerektiren herhangi bir delil toplanmamıştır. Derhal beraat verilmeli" dedi. Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ ise derhal beraat koşullarının oluşmadığını, yargılamanın devamını gerektiren olgular olduğunu söyleyerek talebi reddetti.
Duruşmada ilk olarak sanık yazar Kadri Gürsel'in avukatları İlkan Koyuncu ile Prof. Dr. Köksal Bayraktar savunma yaptı. Koyuncu "Müvekkilim 2013 öncesinde Milliyet gazetesinde çalışıyordu. Vakıf yönetiminde hiç yer almamıştır. Biz buraya Norveç'ten gelmedik. Bugün buradan adalet fışkırsın demiyoruz, bunun olmayacağını biliyoruz ama hiç değilse bir kırıntı bekliyoruz. Ancak hukuksuzluktan da ölüyoruz. 9 aydır tutukluyuz. Cemaat örgüttür diyen Kadri Gürsel sanık, Fethullah Gülen'in kitaplarını okudum diyen tanık. 9 aydır tutuklu olan biziz" dedi.
"ELLERÄ°NDE SÄ°LAH YOK"
Köksal Bayraktar, "Basın hürdür, sansür edilemez. Ben bugün bu davada basının hür olması gerektiğinin iddia makamınca da ortaya konmasını diliyorum. Kadri Gürsel'in gazetedeki statüsü Basın Kanunu çerçevesinde belirlenmiştir ve serbest bir statüdür, sorumluluğu yoktur. Basın bu suçları işlemeye elverişli değildir. Çetin Özek 'İşlenmek istenen suça elverişli cebir şiddet gerekir' der. Ellerinde silah yok. Müvekkilim IPI üyesidir. IPI'ya 120 ülke üyedir. 1500 gazeteci temsil ediliyor ve bu insanları temsil eden kişilerin arasına Kadri Gürsel seçildi" diyerek Gürsel'in tahliyesini talep etti.
YARGIYA İŞ YÜKÜ
Yazar Hikmet Çetinkaya'nın avukatlarından Kaan Karcıoğlu ise "Savcılık ciddi bir soruşturma yapmış olsaydı takipsizlik kararı verilecek ve adliye iş yükünden de kurtulmuş olacaktı. Müvekkilimiz 15 Temmuz'dan önce yazdığı yazılarda tehlike konusunda uyarıcı olmuştur" savunmasını yaptı.
"RAHATSIZLIK GEREKÇESİNE DAYANMAYACAĞIZ"
Avukat Can Atalay da savcılık aşamasında tipik bir Ahmet Şık sorgusu olduğunu, tutukluluğa sevkte farklı bir gerekçe gösterildiğini belirterek "Dünkü söylenenler, kızgınlıklarımız tek başına tutukluluk gerekçesi değildir. Siz olay örgüsü ile bağlısınız özgürlüğünü talep ediyorum" dedi. Mahkeme Başkanı, yazar Güray Öz'ün avukatı Adil Demirci'ye "Müvekkilinizin bir rahatsızlığı var mı?" diye sordu. Demirci "Bu gerekçeye dayanamayacağız" diye yanıt verdi.
Avukat Bahri Belen ise "Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, ordu, istihbarat, polis ve MİT'in bilmediği örgüt yapısını ben mi bileceğim de bilerek isteyerek yardım edecegim? Can Dündar bunlardan korktuğu için değil devlet onun canını koruyamayacağını söylediği için yurtdışına gitti. Devlet yasak koymadı Can Dündar'ın gitmesine. Ayrıca Can Dündar'ın bu iddianamede yargılandığı suçtan derdest olan başka bir davası da var. Bu mükerrer. Hakimlere savcılara kızamıyorum çünkü tahliye veren hakimler, tahliye isteyen savcılar ihraç ediliyorlar ve haklarında davalar açılıyor. Sizin de işiniz zor. Ülkemizde hukuk güvenliği ve adalet için umut olacak bir karar talep ediyorum" diye konuştu.
ALP SELEK: 60 YILDIR BÖYLE BİR İDDİANAME GÖRMEDİM
60 yıla yakın avukatlık yaptığını belirten Alp Selek de "Olağanüstü tüm durumlarda vekillik görevimi yerine getirdim ama ilk kez böyle iddianame gördüm. Böyle yoktan suç yaratan iddianame hayatımda görmedim. Böyle sualler sorulmasını hala anlamıyorum. Bu tür sualler bu davanın bir amacının olduğunu gösterir. 'ByLock'la telefon görüşmesi yapma var. Ben buna hiç önem vermiyorum. Size her telefon geldiğinde 'Bana şöyle telefon geldi, ByLock'cu olup olmadığını bilmiyorum' diye savcılığa bildirmeniz gerekir. ByLock suçlamaları ile 5-10 milyon insan sanık konumuna getirilebilir. Müvekkillerimin hepsinin beraat etmesini istiyorum" dedi.
YAZILARI SESLÄ° OLARAK OKUNDU
Cumhuriyet Gazetesi davası duruşması devam ettiği sırada adliyenin önündeki Çağlayan meydanında toplanan grup, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının yazılarını hep birlikte sesli olarak okudu. Grup, Çiğdem Toker'in "Ahmet Şık'ın 'itham'ı" başlıklı yazısını okudu.
Ä°DDÄ°ANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenirken, gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
İddianamede, Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep edilirken, gazeteci Ahmet Şık'ın ayrıca "PKK ve DHKP/C" silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.
Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'nun "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, firari şüpheli İlhan Tanır'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi öngörülmüştü.
Henüz yorum yapılmamış.