Sosyal Medya

Güncel

'Batı geriler, Doğu yükselir, Türkiye güçlenir, kavga şiddetlenir'

İbrahim Karagül: 'Büyük güçlerin büyük kavgaları olur. Öfkeleri de, sevgileri de, merhametleri de büyüktür. Etkileri ülke sınırlarını, bölge sınırlarını aşar. Verdikleri kararlar küresel ölçekte izler bırakır, hesaplar bozar.'



Onların büyük iddiaları, tezleri, hesapları, planları, giriÅŸimleriolur. Talimat almazlar, buyrukla yönetilmezler, ittifak iliÅŸkilerinin taÅŸeronu olmazlar, iyi niyetli önerileri bile titiz bir sorgulamadan geçirirler, şüphecidirler ve her zaman teyakkuzda, tetiktedirler.

Çünkü onlar küresel aktörlerdir, yardımcı unsur deÄŸildirler, baÅŸka bir ülke, güç ya da ittifakın temsilcileri deÄŸildirler, karar merkezidirler, küresel iktidar alanının ana unsurlarındandırlar.

Çok sert bir fırtına, amansız bir mücadele yaklaşmaktadır

Ä°ÅŸte tam da burada rüzgarlar çok sert eser, fırtınalar yaÅŸanır.

Orada dostluklar yoktur, kalıcı düşmanlıklar yoktur, acıma yoktur, merhamet yoktur, hoÅŸ görme yoktur. Herkes birbirinin rakibidir, sınırlayıcısıdır, dengidir. Oyunlar burada kurulur, operasyonlarburadan baÅŸlar, güç hesaplaÅŸmaları burada yaÅŸanır.

Dünyayı saran, ulusları ve ülkeleri sarsan bu çatışmalardır. Hele de küresel sistemin çöktüğü, yeni güç haritasının oluÅŸamadığı bugünkü gibi boÅŸluk döneminde, o seviyede çok acımasız bir mücadeleyaÅŸanır.

Bugün Amerika, Çin, Rusya, Ä°ngiltere, AB gibi güç odakları arasında kurucu unsurlar arasında göründüğü gibi bir uzlaÅŸma, dostluk, birliktelik yoktur, olmayacaktır da.

Önümüzdeki dönemde bu güçler arasındaki ayrışma Ã§ok daha ÅŸiddetli güç çatışmalarına dönecektir. Her biri yeryüzünün birkaç bölgesinde birbiriyle vuruÅŸacak, bu korkunç paylaşım savaşında amansız bir mücadeleye girecektir.

Batı geriler, DoÄŸu yükselir, Türkiye büyür, yıldızlaşır..

Türkiye’nin bugün yaÅŸadığı tam da budur. Türkiye artık büyük ölçekli bir ülkedir, geleceÄŸin dünyasının yıldız ülkelerinden biridir. Åžaşırtıcı, hesap bozucu bir yükseliÅŸ dönemine girmiÅŸtir, bu da beraberinde bir tarih hesaplaÅŸması, bir güç mücadelesi getirmiÅŸtir. Türkiye, tarihsel iddialarını bugüne taşımıştır. Bu da, coÄŸrafya üzerindeki hakimiyet tezlerini sarsmış, bazı ülkelerin hükümranlık alanlarına müdahale olarak öne çıkmıştır.

2050 yıllarına dönük bütün siyasi, ekonomik tezler ve öngörüler, Batı’nın gerilemesine, DoÄŸu’nun yükselmesine, Türkiye’nin yıldızlaÅŸmasına iÅŸaret etmektedir. Bugün açıktan ya da örtülü biçimde Türkiye ile çatışmacı bir iliÅŸkiyi tercih eden güçler, ülkeler aslında bugünün deÄŸil, geleceÄŸin Türkiye’si ile kavgaya tutuÅŸmuÅŸtur.

Türkiye artık ABD’nin stratejik ortağı deÄŸil, bölgedeki rakibidir

ABD ile Suriye ve bölgedeki yaÅŸanan ayrışma, Washington’ın PKK ve diÄŸer terör örgütleriyle açık ortaklık kurup Türkiye’yi dizginlemeye, sınırlamaya, hatta savaşı Türkiye içlerine servis etmeye dönük giriÅŸimleri bu yüzdendir.

Türkiye artık ABD’nin stratejik ortağı deÄŸil, bölgedeki rakibidir. Dışarıdan, çevreden, Güney’den Türkiye’yi vuran ABD’nin en büyük intihar saldırısı 15 Temmuz’dur. Ãœlkemizi içeriden vurmayı denemiÅŸ, baÅŸarısız olmuÅŸtur. Yeni küresel güç haritasının ÅŸekillenmesine da baÄŸlı olarak ABD’nin dışarıdan kuÅŸatma, Ã§evreleme planları da baÅŸarısız olacak, iflaslasonuçlanacaktır.

Bugün PKK’ya ne kadar silah verse, Türkiye ile savaÅŸ için ne kadar yığınak yapsa, ülkemizi güneyden vurmak için ne kadar hazırlansa da, ABD bu planı hiç bir zaman baÅŸaramayacaktır. Çünkü bu tehdit bir biçimde tanımlanmıştır!

Kontrol edemeyince açık düşman oldular

Avrupa BirliÄŸi ile yollarımızın ayrılması da, Almanya ile yaÅŸanan çekiÅŸme de bu yüzdendir. Türkiye’nin sıradan bir AB üyesi olamayacağı, AB’nin çekirdek ülkelerinden talimat almayacağı, onların himayelerine ve merhametine sığınmayacağı artık bir gerçektir. Türkiye büyümüştür, güçlenmiÅŸtir, AB’ye ihtiyacı yoktur, Almanya ya da Ä°ngiltere’nin korumasına da muhtaç deÄŸildir.

Artık AB ile oyalayıp Türkiye’yi kontrol altında tutma dönemi kapanmıştır. Türkiye bu defteri kapattığı için de Almanya baÅŸta olmak üzere AB ülkelerinin büyük çoÄŸunluÄŸu açık düşmanlık yolunu seçmiÅŸtir. Åžimdiki taktikleri korkutma, yıldırma, sindirme Ã¼zerine kuruludur. Yönetirken korkutmayı bile becerememenin verdiÄŸi bir hazımsızlık her yönüyle hissedilmektedir.

Berlin’in PKK ve FETÖ üzerinden Türkiye’yi köşeye sıkıştırmamanevrası Türkiye’nin sert reaksiyonu ile boÅŸa çıkmıştır. Ä°Ã§eride birilerinin, bazı çevrelerinin hala AB ile Türkiye’yi dövme dönemi de kapanmıştır. Bundan sonra güç oyunları vardır ve Türkiye bu oyunu oynayacaktır.

BAE, ihaleler, kirli işler ağı

BirleÅŸik Arap Emirlikleri (BAE) gibi bölge ülkeleri, terör örgütleri ve yine bölgedeki bazı çevrelerin Türkiye karşıtı Ã¶rtülü operasyonları da bu büyük hesaplaÅŸmanın parçasıdır. Onlar, Türkiye’yi sınırlandırmak için bir ihale almışlar, kirli iÅŸlere talip olmuÅŸlardır. Merkez güçler ve taÅŸeronları, Türkiye’nin elinin uzandığı her yere saldırmakta, oraları istikrarsızlaÅŸtırmakta, ülkemizin hareket alanını daraltmaya çalışmaktadır.

Bu, çok büyük bir projedir. Proje için Müslüman dünyanın bütün mahremi, değerleri, onurunun yerle bir edilmesi bile göze alınmıştır.

CoÄŸrafyanın hainleri Mescid-i Aksa’yı sattı!

Suriye’deki berbat durum ile Mescid-i Aksa’nın başına gelenler, iÅŸte bu büyük çatışmanın bir parçasıdır. Bölgedeki güçlerin, kendi aralarındaki kavgalar ile merkez güçlerin kendilerine dağıttığı ihalelerle uÄŸraÅŸmaları yüzünden coÄŸrafyada çok büyük bir boÅŸlukoluÅŸmuÅŸtur. Mescid-i Aksa provokasyonu bilinçli bir ÅŸekilde hazırlanmış, BAE ve bölgedeki bazı güçler Kudüs’ü satmıştır.

Çünkü onlar, efendilerinin talimatları doÄŸrultusunda bütün silahlarını bölgeye, birbirlerine, kendi insanlarına ve ülkelerine yöneltmiÅŸtir. Ä°ÅŸte tam bu boÅŸlukta Ä°srail Kudüs’ün ve Suriye’nin bir bölümünün iÅŸgali sürecini baÅŸlatmıştır. Bazı bölge ülkeleri yeni sömürge dalgası için cepheye sürülmüş, bir iÅŸgal gücü haline getirilmiÅŸtir.

Düşmanın en büyüğü, en güçlüsü, ihanetin en alçağı

Türkiye, bir kez  daha düşmanın en büyüğü ile, en güçlüsü ile, ihanetin en alçağı ile yüz yüze gelmiÅŸtir. Haçlı Seferleri’nden bu yana bu hep böyle olmuÅŸtur. Birinci Dünya Savaşı’nda da böyle olmuÅŸtu. Yüz yıl sonra aynı tarih bir kez daha yaÅŸanmaktadır.

Ama bu sefer, gerileyen bir ülke, Ã§Ã¶ken bir devlet deÄŸil, yükselen ve tarih deÄŸiÅŸtiren bir ülke söz konusudur. Bu yükseliÅŸin, coÄŸrafyayı nasıl sarsacağı, küresel güç haritasını nasıl etkileyeceÄŸi bilindiÄŸi için de, hem dışarıdan hem de bölgeden yoÄŸun tazyikler baÅŸlamıştır.

Bu çatışma çok ÅŸiddetlenecek, bu hesaplaÅŸma yüzyılımıza damgasını vuracaktır. Çünkü Türkiye artık merkez güçtür, oyun kurmaktadır, hesap bozmaktadır, coÄŸrafyaya bir yol Ã§izmektedir. 20. yüzyılın sonunda Batı’nın baÅŸlattığı Yeni KuÅŸatma Yüzyılı, Türkiye tarafından HesaplaÅŸma Yüzyılı’na çevrilmiÅŸ, bir adım sonrasının ise Meydan Okuma Yüzyılı olacağı netleÅŸmiÅŸtir.

Yüzyılın mücadelesi bu, diz çökmek yok!

Åžu an yaÅŸanan, bu büyük yürüyüşü durdurmayı hedefleyen yeni bir Haçlı saldırısıdır. Bu yüzden mücadele yüzyılın mücadelesidir, sadece Türkiye’nin deÄŸil coÄŸrafyanın mücadelesidir. Ä°Ã§erideki ihanetçevrelerine, bölgedeki ihanet odaklarına azami dikkat etmek gerekir. Çünkü 15 Temmuz’da olduÄŸu gibi, bir sonraki kurgu yine onlar üzerinden servis edilecektir.

Türkiye büyük güçler kavgası yaÅŸamakta, çok sert bir mücadele vermektedir. Hiç kimse bu kavgada ülkemize bir suç, ayıp, eksiklik atfedemez. Teslim olmak, yönetilmek, rehin alınmak, esir olmak isteyenler Türkiye’ye rol biçemez. Bunlar, bu çevreler 15 Temmuz’un uzantıları, dışarıdan gelen tehditlerin iç iÅŸgalcileridir.

Çünkü teslim olmak parçalanmaktır..

EÄŸer bu coÄŸrafyadaki bin yıllık tarihimizde yeni bir çıkışyakalayacaksak bu kavganın üstesinden gelmek zorundayız. Ãœlkemiz, milletimiz, geleneÄŸimiz bu iddianın sahibidir ve bundan vazgeçmeyeceÄŸiz. Öyleyse kavganın üstesinden gelmeyi bileceÄŸiz. Bunun tersi diz çökmek, teslim olmak, küçülmek, parçalanmaktır.

Biz bunu asla kabul etmeyeceÄŸiz. YükseliÅŸe geçtiÄŸimiz için, iddialarımız olduÄŸu için, kendimize inandığımız için bizi vuruyorlar. Bu kavganın baÅŸka da hiçbir sebebi yok.

Kavgadan kaçan biz olmayacağız

Küresel güç haritasındaki deÄŸiÅŸimlere, eÄŸilimlere bakılırsa, bugün bizi en fazla vuran güçlerin duraklama dönemi yaÅŸadığını, bazılarının çöküş dönemine girdiÄŸini görürüz. Öyleyse bu geçiÅŸ döneminde direnmekten, daha da güçlenmekten, olaÄŸanüstü bir askeri güç biriktirmekten baÅŸka seçeneÄŸimiz yoktur.

Kavgadan kaçan biz olmayacağız.

Kaynak: Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.