Sosyal Medya

Güncel

Kaht-ı rical... Devletin insan kaynağı tükendi mi?

Uzun süreden beri bu konu konuşuluyor. Gerçekten de kurumlarda ciddi sorunlar var. İş üreten, proje üreten, fikir üreten, inisiyatif alan yeni açılımlar yapan çok az insan kaldı. Bürokratik kadrolarda, siyasi kadrolarda, devlet kadrolarında bir ehliyet sorunu yaşanıyor. Bunlar doğru. Ancak bu kaht-ı rical, yani ‘devlet adamlığı yoksunluğu’ bu demek değildir. Anlatayım.



Kemal Öztürk - Yeni Şafak

Kabine deÄŸiÅŸikliÄŸi sonrasında eminim yeniden gündeme gelecek. Yeni bakanlar yeni kadrolar, yeni ekipler kurmak isteyecek ve sonra şöyle diyecekler: “DoÄŸru düzgün adam yok”.

Bu doÄŸru mu? Bence deÄŸil.

Uzun süreden beri bu konu konuÅŸuluyor. Gerçekten de kurumlarda ciddi sorunlar var. Ä°ÅŸ üreten, proje üreten, fikir üreten, inisiyatif alan yeni açılımlar yapan çok az insan kaldı. Bürokratik kadrolarda, siyasi kadrolarda, devlet kadrolarında bir ehliyet sorunu yaÅŸanıyor. Bunlar doÄŸru. Ancak bu kaht-ı rical, yani ‘devlet adamlığı yoksunluÄŸu’ bu demek deÄŸildir. Anlatayım.

DEVLET ADAMI BULUNAMIYOR MU?

YaÅŸadığımız sorun, liyakat ve ehliyete göre insan istihdam etmeme sorunudur. Zira Türkiye’nin yetiÅŸmiÅŸ nitelikli insan kaynağı, devlet adamı bulunuyor.

BaÅŸbakanlıkta, bakanlıkta kızakta bekleyen kadroların bir listesini çıkarsalar, herkesin ÅŸaşıracağı kadar çok nitelikli insan kaynağının orada atıl bekletildiÄŸini görürler. Bu insanlar AK Parti’nin ilk yıllarında görev almış, oldukça baÅŸarılı iÅŸler yapmış, kendini ispatlamış eÄŸitimleri, becerileri yüksek kadrolardır hem de. Buna eski iktidar dönemlerinden kalma, kirlenmemiÅŸ kadroları da ekleyebilirsiniz.

Peki devletin kurumları bu kadar sıkıntı çekerken, neden bu kadrolar atıl bekletiliyor? Çünkü bu insanlar ‘ÅŸunun adamı, bunun adamı, ÅŸu çevrenin insanı’ diye etiketlenip, icraattan uzaklaÅŸtırıldılar. Bazıları kifayetsiz muhterisler yüzünden haksızlığa uÄŸradı, küstürüldü.

Hani bahsettiÄŸim insanlar öyle FETÖ ya da benzeri örgütlerle iliÅŸkileri nedeniyle atıl bekletilmiyor. ‘Benim adamım’ hastalığı yüzünden bu çileyi çekiyorlar.

BÄ°R Ä°BRETLÄ°K ÖRNEK:‘BENÄ°M ADAMIM’

Yüzlercesi var da, bir örnek vereceÄŸim sadece. Cemalettin HaÅŸimi, ODTÃœ sosyoloji mezunu. Manchester, John Hopkins gibi dünyaca ünlü üniversitelerde mastır ve doktora yapmış, yüksek ÅŸeref derecelerinde mezun olmuÅŸ yakından tanıdığım biridir.

AK Parti’nin ilk yıllarında BaÅŸbakanlıkta danışmanlık, ardından kamu diplomasisi alanında önemli çalışmalar yaptı. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü oldu. Kamu Diplomasi çalışmalarını da buraya taşıdı. Türkiye’nin en yumuÅŸak karnı, en çok ihtiyacı olan alanda çok önemli görevler yapan bu kiÅŸi, ÅŸimdi tüm görevlerinden uzakta, kızakta bekliyor. Zaten zor durumda olan kamu diplomasi sistemi de çöktü. Neden?

‘Benim adamım’ hastalığı yüzünden.

Ãœlkesine baÄŸlı, dünyayı bilen HaÅŸimi gibi yüzlerce insan var. Bir kısmı Ankara’da BaÅŸbakanlıkta, bakanlıklarda bekliyor. Bir kısmı özel sektöre geçmiÅŸ, bir kısmı ise maalesef yurt dışına gitmek zorunda kalmış. ÇoÄŸu küstürülmüş. Meydan da kifayetsiz muhterislere kalmış.

‘Benim adamım’ diyerek yaÅŸadığımız tüm sıkıntıları görmeyip, yeni bakanların da aynı hatayı yapmamasını umuyorum. Ancak biliyorum, Ankara’da bu hastalık çok yaygındır.

AK PARTÄ°’NÄ°N LÄ°YAKAT  POLÄ°TÄ°KASI DEĞİŞTÄ° MÄ°?

İşin ilginç yanı şudur:

FETÖ’nün kullandığı argümanlardan biri de bu meseledir. ‘FETÖ kadroları devletten tasfiye edildiÄŸi için, devletin yönetilmesinde ciddi sıkıntılar yaÅŸanıyor’ diye yayıyorlar etrafa. Ankara da bu propagandaya malzeme olacak her ÅŸeyi yapıyor maalesef.

Liyakat ve ehliyet meselesi devletin ciddi sorunu haline geldi. ‘Benim adamım’ kavramı, itaati ve sadakati önceler. Sadakat dediÄŸimiz, devletine ve milletine sadakat ise, eyvallah. Yok her dediÄŸime ‘evet’ diyecek, hiç itiraz etmeyecek, hep bana sadık kalacak adam arıyorlarsa, burada sorun var demektir. Sorun var dediysem, bu tip adamlar bulmayı kast etmiyorum. Bunlarda mebzul miktarda var. Sorun, bu tip adamlarla devleti yönetmekte.

Hepimiz ÅŸahit olmuÅŸuzdur. AK Parti’nin ilk iki döneminde liyakat ve ehliyete çok önem verilirdi. Bir atama olmadan önce kılı kırk yaran araÅŸtırmalar yapılır, eÄŸitimine, tecrübesine bakılırdı. Ben bile 3 ay boyunca, Bülent Arınç tarafından imtihan edildim, öyle Meclis’te iÅŸe baÅŸladım (yani imtihanı geçtim, ehliyet ve liyakatim var demek istiyorum!).

Son 5 yıldır bu konuda sorunlar çıkmaya başladı. Atamalarda titizlik çok azaldı sanki. Evet, devletin ciddi sıkıntıları var, sadakat çok önemli hale geldi. Ancak Cemalettin Haşimi gibi atıl bekleyen yüzlerce insan, zaten devletine ve milletine sadakat imtihanından geçmiş insanlardı. Onlar neden aktif hale getirilmiyor?

Yeni bakanlarımıza acizane önerim: Bu insanlar ülkenin en iyi yetişmiş insanlarıdır. Bunları bulun ve istihdam edin. Bana dua edeceksiniz.

Yok, ben özel sektöre gitmiş, liyakat ve ehliyet sınavını geçmiş sempatik insanlarla çalışmak istiyorum diyorsanız, o konuda da yardımcı oluruz! Siz yeter ki isteyin sayın bakanım!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.