Düşünce Platformu
Mücadelede abartma ve küçümsemelerden kaçınmak
Doğrudur, bu cemaatleşme hareketi küçümsenmemelidir. Nitekim, onun etkili olduğunu emperyalist merkezler de görmüşler ve onu, Türkiye
Selahaddin E. Çakırgil - STAR
Sadece ülkemizdeki siyasî mücadelede deÄŸil, dünyadaki bütün siyasî mücadelelerde de kanunî olarak ÅŸekillenmiÅŸ dernek, sendika veya partiler dışında, gizli-açık yığınla baskı grupları, tarihin her döneminde de bir gerçek olarak ortadayken, bizdeki bazı siyasetçiler, F.G. Hareketi’ni 'tarihimizde görülmemiÅŸ bir büyük fitne hareketi' olarak nitelemektedirler.
DoÄŸrudur, bu cemaatleÅŸme hareketi küçümsenmemelidir. Nitekim, onun etkili olduÄŸunu emperyalist merkezler de görmüşler ve onu, Türkiye’nin ‘başına buyruk, bağımsız bir siyaset izlemek’ yönündeki güçlenen eÄŸilimine tahammül etmeyen bütün emperyalist odaklar bu 'cemaat' ve Pensilvania’daki liderini, azâmî faydayı saÄŸlamak için olabildiÄŸince kullanmak istemekte ve o da kendisini daha bir 'dev aynası'nda görmekte ve 'kullanışlı bir kukla olduÄŸu'nu ortaya koymak için çırpınmaktadır.
Ama rakibi veya hasmı çok büyütmek, onu küçümsemek kadar tehlikelidir ve içinde tuzaklar taşır. Çünkü bu gibi nitelemelerin o kesim üzerinde bir doping etkisi yapacağı unutulmamalıdır. Kaldı ki, Müslümanların tarihinde de ne büyük fitneler olmuştur..
***
Ayrıca, o hareketin 'en büyük fitne' olarak nitelenmesinin, dikkatlerin dağılmasına ve baÅŸka fitne odaklarının görülmesine perde ve engel teÅŸkil ettiÄŸi unutulmamalıdır. Nitekim, yığınla tarikat ve cemaatler, bu geliÅŸmelerden kendileri lehine en büyük faydayı saÄŸlamak dikkatindeler. En baÅŸta da, son yüzyılın en büyük cemaat hareketi olarak devlete el koymuÅŸ ve askerî darbelerle ülke ve halkı teslim almış olan bir 'resmî ideoloji cemaati' gözardı edilmemelidir. Åžimdi, bu ‘laik cemaat’, 'F.G. Cemaati’ne karşı verilen mücadeleden en büyük faydayı saÄŸlamak kurnazlığındadır. Daha da ilgi çekici olan ise 'F.G. Cemaati’nin de, taa başından beri, bu 'laik-kemalist cemaat’le iÅŸbirliÄŸi içinde olmasıdır.
***
Evet, 'laisizm' de ve 'ateizm' ve dinsizlik de sosyolojik olarak bir din mahiyetindedir ve o görüşlerin baÄŸlıları arasındaki baÄŸ da bir cemaat dayanışmasıdır. Bu açıdan Türkiye’nin son yüzyılındaki en etkin ve sürekli cemaati, 'kemalist ve laik cemaat'tir. (1940’lı yıllarda resmî olarak yayınlanan bir sözlükte, 'kemalizm türk’ün dinidir..' gibi laflar yazıldığı gibi, komünizm, kapitalizm, demokrasi, laisizm, liberalizm vs. ideolojik sistemler de baÄŸlılarından, bir din baÄŸlılığı beklemektedir.)
***
Din, bir kiÅŸi veya toplumun hayata bakışının, yaÅŸayış tarzının temel ölçülerini veren bir inanç veya düşünce kavramı olup, bu kavram sosyal hayattaki etkinliÄŸi derecesinde kurumlaşır da.. Bu kavram, sadece Yahudîlik , Hristiyanlık ve Ä°slam gibi, özü itibariyle ilahî iradeye ve o iradenin hükümlerini taşıdığına inanılan Tevrat , Ä°ncil veKur’an-ı Kerîm gibi 'kitap'ların insanlara, Enbiyaullah/ Allah tarafından vazifelendirilen seçkin insan -elçiler /resuller eliyle sunulduÄŸu inanca nisbet edilmez; bütün hayat tarzlarının kurallar sistemi de baÄŸlılarından bir din sadakati bekler.
***
Adına, ister 'din / religion' denilsin, ister ideoloji; bu kavramları kabul eden sosyal kesimlerin doğru olduğuna inandıkları kendi aslî ölçülerini topluma hâkim kılmak istemeleri yolundaki çaba ve mücadelelerin adıdır, siyaset..
Avrupa’yı henüz 500 yıl öncelerde 100 yıla yakın bir süre kasıp kavuran din/mezhepsavaÅŸları, gerçekte, yöneten kiÅŸi veya güç odaklarıyla, yönetilen konumundaki halk kitleleri ve güç odakları arasındaki mücadelelerin tarihidir.
Bizim dünyamızda, Selçuklu’ların tarihten silinmesine kadar varan geliÅŸmelerin içinde Babaî Ä°syanları’nın bünyemizi ne kadar zayıflattığı hatırlanmalıdır. Keza, MoÄŸol Ä°stilâsı’ndan sonra bu yeni ‘efendi’ye baÄŸlı kalarak hayatta kalmak yöntemini kabullenen Ä°slamî cemaat ve cereyanlar olduÄŸu gibi; Osmanlı’da da, yöneten iradeye karşı, hattâhalk müslümanlığı’ anlayışı içinde ÅŸekillenmiÅŸ, bir takım dinî cereyanlardan beslenmiÅŸ ne büyük fitne ve gaileler olmuÅŸtur.
***
Asıl mesele, mücadelenin inançla verilmesidir ve rakibin, hasmın büyütülmesinden de, küçümsenmesinden de kaçınılmalıdır.
Henüz yorum yapılmamış.