İdrak çağrısı-2

AhmetbTaÅŸgetiren - STAR

Medyaya yansıyan son fotoğrafında arka planda şu mısralar yer alıyor:

“Åžimdilerde şölen var bahçelerde

Bahardan ses geliyor perde perde

Aceleci acele edip dursun,

Beklenen mutluluk biraz ilerde...”

Biraz ilerde... Ne? Mutluluk...

Bu biraz ilerdeki kaçıncı bahar, kaçıncı mutluluk?

Yıkım devam ediyor.

Koca bir yapı savaşa sokuldu, insanlar hani deyim yerindeyse yol arkadaşlarını hançerlemeye yöneltildi, en sonunda milletle savaşa girişildi ve bozgun.

“Beklenen mutluluk biraz ilerde.”

“Biraz...”

Ä°fadedeki, kafiye olsun torba dolsunculuÄŸa, laf ola halinebakar mısınız? Ne demek “biraz ilerde”? Bekleyin, safsınız ya, aptalsınız ya, benim her dediÄŸime inanırsınız ya, sizi parmağımda oynatıyorum ya, bekleyin, iÅŸte “biraz ilerde...” Ã‡Ä±kmaz ayın son çarÅŸambası gibi.

İşte bunu anlayın, diyorum. İdrakiniz devreye girsin. Mankurtlaşmayın. Aklı kiraya vermeyin, bilincinizi ipotek etmeyin.

18 Aralık tarihinde -17 Aralık'tan bir gün sonra- Bugün gazetesindeki yazımın baÅŸlığı ÅŸu: “Bu savaÅŸtan en çok Camia zarar görecek.” O yapının gazetesinde yazmışım bunu. SavaÅŸ sürmüş.

Bir gün şunu yazmışım Star'da:

“Bunlar Gülen’in bilgisi dahilinde gerçekleÅŸiyorsa vahim, bilgisi dışında gerçekleÅŸiyorsa daha da vahimdir.”

“Bilgisi içinde - dışında”yı geniÅŸ geniÅŸ konuÅŸmak lazım.

“Bunlar”dediÄŸim ÅŸeyleri de 18 Eylül 2014 tarihli yazımda yine Star'da şöyle sıralamışım:

“Camia, Türkiye’de iktidara boyun eÄŸdireceÄŸini düşündü. Bir CHP iktidarında yapmayacağı iÅŸleri, Amerika’da yapmayacağı iÅŸleri, Türkiye’de ve dindarların iktidarda bulunduÄŸu bir ortamda yapmaya kalkıştı. Güç zehirlenmesi.

“Camia’nın ilk hamlesi MÄ°T BaÅŸkanına karşı ve Ä°srail ile paralel bir operasyon oldu. Sonra Ä°rancılık temaları sökün etti. Ardından Mut’a isnadları geldi. Benim gazete deÄŸiÅŸtirmem bile, bir yığın yalan dolanın devreye sokulmasına yol açtı. Ben, sadece benimle ilgili yalanlara baksam Camia’nın yalan ve tezviratı su gibi içtiÄŸine hükmedeceÄŸim. Oysa beni yakından tanıyorlar.

“Camia ÅŸu anda direniyor. Bu direncini, geçmiÅŸte kemalist yapılara karşı gerçekleÅŸtirse anlamlı olabilirdi. Oysa ÅŸimdi o kemalist yapılarla el ele dindar - muhafazakar bir siyasi kadroyu çökertmeye çalışıyor ve milletten de karşılık bulamıyor. Sadece buna baksa, gerçeÄŸi görebilir. 

“CHP ile, yer yer Amerika ile, Avrupa ile Ä°srail ile paralel duruÅŸlar sergiliyor. Camia medyasını biraz da bu gözle izlerseniz ne demek istediÄŸimi daha iyi görürsünüz. Tarih bu görüntüyü de yargılayacak.

“Ben 40 yıllık emeÄŸin heba edilmiÅŸ olmasından dolayı çok üzgünüm. Camia’nın başına gelene asla sevinmiyorum. Ama Camia’nın, mesela Tayyip ErdoÄŸan’ın, Ahmet DavutoÄŸlu’nun ya da benim başıma bir ÅŸey gelse “Gördünüz mü Allah belalarını verdi” diye sevinçten uçacağını tahmin edebiliyorum.”

Böyle pek çok yazı yazdım. Onları zaman zaman hatırlatacağım.

Gelinen noktaya bakın. O yapıya şu veya bu şekilde gönül verenler baksın. Olanlar, Gülen'in bilgisi dahilinde ise de vahim, bilgisi dışında da ise de.

Bir “idrak haykırışı” olmalıydı.“Mü'min basireti” bunu gerektirir. BaÄŸlılıkların oluÅŸturduÄŸu psikolojik edilgenlik içinde bunu yapmak kolay deÄŸil biliyorum. Ama “Felaket”e gidilirken bir ÅŸuur hamlesi olmalıydı. Bin kiÅŸi çıksa ve “Yanlışı gördük, uyanın kardeÅŸlerim” diye seslense, bu 15 Temmuz cinayetine gelinmezdi en azından.

Gülen iyi niyetli olsa, çıkıp, insanlara “Yanlış oynadık, hakkınızı helal edin, yüklediÄŸiniz emaneti heba ettik, derdi. Gencecik çocukların ümidlerini harcadık” derdi. “Artık özgürsünüz, aklınız serbest, idrakinizi çalıştırın” derdi. HoÅŸ, bazen insanlar buna raÄŸmen bile özgürleÅŸemeyebilirler.

Civanmerdlik olsa, gelir, teslim olur, “Herkes yerine beni yargılayın” derdi.

Varsa basiret, çamura bunca saplanmadan önce, sokaklarda insanların kanına girmeden önce harekete geçerdi. Kendi insanının kanını dökmenin, bir tür DAÄ°Åž'leÅŸmenin, “Dini bir yol”dan gelip tarihe “kara bir sayfa” eklemenin vebali nasıl taşınır?