Sosyal Medya

Güncel

Ä°stanbul'daki afetin nedeni belli oldu!

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, İstanbul'a saat 12.00'ye kadar metrekare başına 91 kilogram yağış düştüğünü, bu yağış değerinin son 106 yılın en yüksek 3. yaz yağış değeri olduğunu bildirdi. Tek, yazılı açıklamasında İstanbul'daki yoğun yağışa, Kuzey’den gelen serin hava ve yüksek deniz suyu sıcaklıklarının birleşmesiyle oluşan "süper hücre" olarak adlandırılan yapıların neden olduğunu belirtti.



BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem AraÅŸtırma Enstitüsü Meteoroloji Laboratuvarı BaÅŸkanı Adil Tek, Ä°stanbul'a saat 12.00'ye kadar metrekare başına 91 kilogram yağış düştüğünü, bu yağış deÄŸerinin son 106 yılın en yüksek 3. yaz yağış deÄŸeri olduÄŸunu bildirdi.

AFETÄ°N NEDENÄ° SÃœPER HÃœCRE

Tek, yazılı açıklamasında Ä°stanbul'daki yoÄŸun yağışa, Kuzey’den gelen serin hava ve yüksek deniz suyu sıcaklıklarının birleÅŸmesiyle oluÅŸan "süper hücre" olarak adlandırılan yapıların neden olduÄŸunu belirtti.

Söz konusu yağışın çok sık rastlanan bir yağış biçimi olmadığına dikkati çeken Tek, açıklamasına şöyle devam etti:

"18 Temmuz sabahı saat 12.00'ye dek metrekare başına 91 kilogram yağış düştü, bu yağış deÄŸeri son 106 yılın en yüksek 3. yaz yağış deÄŸeri oldu. Bu da son yıllarda görülen iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine baÄŸlı yağış düzensizliklerine eklenen bir ekstrem olarak kayıtlara geçti. Bu yağış, çok sık rastladığımız bir yağış biçimi deÄŸil. Kuzey’den gelen serin hava ve yüksek deniz suyu sıcaklıkları birleÅŸince 'süper hücre' dediÄŸimiz yapılar oluÅŸuyor ve bu da bugün yaÅŸadığımız türden ÅŸiddetli yağışlara neden oluyor."

YAĞIŞLAR AYNI ŞİDDETTE SÜRECEK Mİ?

Kandilli olarak önceki tahminlerinde de Marmara Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi’nde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında seyredeceÄŸini öngördüklerini ancak 18 Temmuz 2017’de yaÅŸanan türde bir yağışı ilerleyen günlerde beklemediklerini aktaran Tek, temmuz ayındaki sıcaklık deÄŸiÅŸimleri için ÅŸu bilgileri verdi:

"Temmuzun ikinci yarısı için Marmara ve Batı Karadeniz’de yağışların mevsim normalleri ve üzerinde, sıcaklıkların ise bu bölgelerde mevsim normalleri ve altında geçeceÄŸi beklenmektedir. AÄŸustos ayı içinde bu bölgelerdeki aynı durum deÄŸiÅŸmemektedir. Yurdun diÄŸer diÄŸer bölgelerinde mevsim normalleri deÄŸerler temmuz ikinci yarısı ve aÄŸustos genelinde devam edecek gözüküyor. Yaptığımız son uzun vade mevsimsel iklim öngörülerine göre, sonbaharda Kuzey bölgelerde sıcaklıklar mevsim normalleri ve altı deÄŸerlerde seyrederken, yağışlar da normallerin altına düşüyor. Bu ÅŸu demek; kurak ve kuru soÄŸuk bir sonbahar bizleri bekliyor. Yine aynı bölgeler için kış ayları tahminleri mevsim normallerinde gözüküyor."

ÇEVRİMDEKİ SUYUN MİKTARININ ARTIŞI İLE...

Tek, hava olaylarındaki ekstrem değişikliklerin enerji kullanımındaki artışla bağlantılı olduğunu, atmosferdeki sera gazları, kirleticiler ve diğerlerinin artmasının birbirini tetikleyen önemli bir zincir oluşturduğunu belirterek, "Bu zincirin halkalarını sıraya koyarsak, enerji talebi fosil yakıt kullanımının artışına, fosil yakıt kullanımı sera etkisine, sera etkisi sıcaklığın artmasına sebebiyet vermekte. Sıcaklığın artışı, buzulların erimesi, buharlaşmanın artması ve hidrolojik çevrimdeki suyun miktarının artışı ile birlikte döngünün hızlanması demektir." değerlendirmesinde bulundu.

SICAKLIK ARTIÅžLARI DEVAM EDECEK

Bu durumun düzensiz ve aşırı yağışlara yol açtığına dikkati çeken Adil Tek, şunları kaydetti:

"Ayrıca sıcaklık artışı yerküre üzerinde homojen olmayan sıcak hava dalgalarına yol açarken, atmosferik gazların moleküler hızlarını arttırarak kuvvetli rüzgar ve fırtınalara neden olur. Sonuç olarak tüm bunlar çeşitli meteoroloji haritalarında net bir biçimde gözlenir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki kayıtlar da sıcaklıkların yükselme trendinde olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki kısa (onlu, yirmili yıllar) ve uzun döneme (ellili, yüzlü yıllar) ait yapılan kestirimlerde sıcaklıklardaki artışın devam edeceği öngörülmekte. Bu durum ülkemiz ve dünyanın iklim değişikliğinden gittikçe daha çok etkileneceğini gösteriyor."

SÃœPER HÃœCRE NEDÄ°R?

Süper hücre (Ä°ngilizce: Supercell), atmosferin yukarı seviyelerindeki açısal rüzgar yön deÄŸiÅŸiminin fazla olduÄŸu aşırı termodinamik kararsızlığa baÄŸlı olarak dikey rüzgarların fazla olduÄŸu bölgelerde ortaya olan kuvvetli bir oraj biçimidir.
Orajın dört alt sınıfından (süper hücre, bora hattı, çoklu hücre ve tek hücre) biri olan süper hücre, bunlar arasında yaygınlığı en az olanıdır.

SÜPER HÜCRENİN ÇEŞİTLERİ

Süper hücre "Az Yağışlı" (Low-precipitation: LP), "Klasik" (Classic), "Bol Yağışlı" (High-precipitation: HP) olmak üzere üç çeÅŸittir.

Az Yağışlı Süper Hücre

Az-yağışlı süper hücre genellikle nem oranının düşük olduğu yaz sezonunun oluşur. Az yağışlı süper hücreler yaptıkları dolu yağışları ile ünlüdürler, kimi zaman hiç yağmur bırakmadan golf topu büyüklüğünde dolu yağdırdıkları bilinmektedir.

Az yağışlı süper hücrelerde görülen hortumlar, bol yağışlı veya klasik süper hücrelere kıyasen daha zayıf yapıdadır. Zira hava daha düşük nem oranına sahip olduğu için yağışla beraber buharlaşmadan kaynaklanan ısı kaybı aşağı yönlü hava akımlarının gelişmesine elverişlidir. Bu bakımdan hortumlar ayrıca daha kısa ömürlü olur. Nem oranı düşük olduğu için konveksiyon ile yükselen hava parseli daha yüksek seviyede yoğunlaşacağı için bulut tabanı oldukça yüksektir.

Klasik Süper Hücre

Az yağışlı ve bol yağışlı süper hücreler genellikle farklı tip gökgürültülü fırtınaların hibritleşmiş biçimdir, klasik süper hücre ise süper hücrenin saf bir formu olarak kabul edilir. En klasik örneği saat yönünün tersine rüzgalara sahip olan ve radarda virgül görünümlü Hook Echo adı verilen fırtına biçimidir. Virgülün kıvrıldığı yerde genellikle bir hortum bulutu bulunur. En şiddetli hortumlar bu fırtınaların altında oluşur.

Havanın nem oranına bağlı olarak çok farklı boyutlarda dolu yapabilmektedir.

Bol Yağışlı Süper Hücre

Barbunya görünümüne sahip bol yağışlı süper hücre ise hava kütlesinin taşıdığı su miktarı olduğu koşullarda meydana gelir. Çok yoğun yağışlara sebep oldukları için görüş mesafesi oldukça düşer, bu yüzden bu fırtınaların hortumları çoğunlukla fark edilemediği için hortumlara bağlı ölümler en çok bu tip fırtınalarda görülür.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.