İdrak çağrısı - 1

Ahmet Taşgetıren - STAR

Darbeye kalkışmışsın. Batmışsın. 250 insanın canına kıymışsın,. Batmışsın. Soru çalmışsın. Batmışsın. Adaleti iÄŸfal etmiÅŸsin. Batmışsın. Emniyet'i bir kumpas aracı haline getirmiÅŸsin. Batmışsın. Dindarlıktan yola çıkan onbinlerce insanı “Terör örgütü alakalısı” haline getirmiÅŸsin. Batmışsın. Ana-babalarla kopmuÅŸsun. Batmışsın. Milletten, Ãœmmet-i Muhammed'den kopmuÅŸsun. Batmışsın.

Ve hala “aidiyeti sürdürme” “çözülmeme” gösterileri sergiliyorsun. Bu bir idrak pörsümesidir. Birkaç yazıda bunu yazmak istiyorum. Bir idrak uyanışı saÄŸlanması lazım. Yoksa bir nesil çürüyecek.

AÅŸağıdaki bölüm, benim Mayıs 2017'de Altınoluk dergisinin 375'inci sayısında çıkan “Her an diri her an ÅŸuurla” baÅŸlıklı yazımın bir kısmı. “Müslüman ve idrak” konusunu iÅŸliyor. Lütfen onu okuyun, devam edeceÄŸim:

“Müslüman olmak ÅŸuurlu bir seçiÅŸtir, Müslüman kalmak da ÅŸuurlu seçiÅŸlerle gerçekleÅŸir.

İmanın bütün umdeleri, ancak idrakle kavrandığında yeni bir hayatın inşa gücü olurlar.

“Allah'ı bilmek”idrakle olur.

Ahiret bir idrak diriliÄŸi ile hayata istikamet verir.

Peygamber, Kitap... Ancak idrak diriliği ile hayat verici bir iksir mahiyeti kazanır.

Ä°man alanının idrakle donanması Ä°slam'la buluÅŸmanın olmazsa olmazıdır. 

İslam'ı kabul eden kişi, hayatın her safhasını - her boyutunu - her anını İslam'a göre belirlemek gibi bir işe koyulacaktır.

Ä°slam bir hayat tercihi çünkü. Bir dünya görüşü, kainatı okuma tercihi. Bir varoluÅŸu anlamlandırma tercihi. Bir “yeni insan oluÅŸ” tercihi.

Sufiler'in “Ä°bn'ül vakt olma” disiplini, aslında her nefesi, yani her nefesin içine girecek olan davranışı, hayat parçasını, farkında olarak yaÅŸamak, ÅŸuurla yaÅŸamak, seçerek yaÅŸamak demektir.

“Ä°bnü'l vakt”in anlamı “Vaktin çocuÄŸu” demektir.

Vaktin çocuğu her an yeniden doğan demektir.

Yani her davranışın “Müslümanlık kalitesi”ne bakan, içini “Allah görüyor” bilinciyle dolduran, “Ben bu davranışı yarın Allah'ın huzuruna taşıyabilirim, Yüce Huzur'da onun görülmesinden utanmam, yüzüm kızarmaz, kararmaz, onu orada savunabilirim, bu davranış boÅŸ deÄŸildir, yanlış - çarpık - defolu deÄŸildir” itmi'nanına ulaÅŸan...

“Mürid”yola iradesiyle giren kiÅŸi anlamına gelir. Yola seçerek girilir. Yol seçilir, yol Allah'a götürüyor mu, diye bakılarak seçilir. Yolun öncüsü seçilir, öncü Allah yolunda mı, her davranışını seçiyor mu, diye bakılarak seçilir.

Zikir, bir ÅŸuur diriliÄŸidir. “Yaratanı unutma, Yaratanı unutma, Yaratanı unutma!” O'nu unutmazsan, hiçbir ÅŸeyi unutmazsın.

Gaflet bilinç kaybıdır.

O'nu unutmazsan gaflet denen bilinç kayıplarını yaşamazsın.

Vaktin çocuğu olmak, yolda hep yeniden doğmak, hep genç kalmaktır. Fizik yaş ne olursa olsun, gönül yaşının civan olmasıdır. Pörsümemektir. Aşınmamaktır. Yorulmamaktır.

Vaktin çocuÄŸu olmak, mütemadi - tükenmez bir iç enerji yenilenmesi demektir. 

Nasıl olacak o iş?

Gözler yıpranıyor, gönüller yıpranıyor, dimağlar yıpranıyor.

İçinde yaşadığımız, farklı inanç tortularının oluşturduğu iklim, damarlarımıza nüfuz ediyor ve gözlerimizi, gönüllerimizi bürüyor.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz'in “nefisle cihadı büyük cihad olarak tanımlaması” tam da bu noktada anlam kazanıyor.

“Tasavvuf; nefse karşı sulhü olmayan bir cenktir.” tespiti tam da bu noktada anlam kazanıyor.

Tasavvuf her an diri, her an ÅŸuur halinde kalma arayışıdır. Mürid asla gassal elindeki meyyit deÄŸildir. Teslimiyetinin her anı ÅŸuurla seçilmiÅŸtir. Halika isyanda mahlukun elinde meyyit olan bir sufi olabilir mi? Her an masiva-Allah'ı kalbinden kovma cehdinde olan bir insan, uydum kalabalığa der mi? 

Şunu da belirtmeliyiz ki, her an şuurla ve her an diri olma hali, sadece tasavvufun önemsediği bir karakter yapısı değildir. Sufi arayan insandır. Diriliğin peşinde koşandır. Şuurunu bileyendir. Bu, her Müslüman için olmazsa olmaz bir hassasiyettir.

Şunu söyleyebiliriz:

İslam kalitemiz, içine ne kadar dirilik ve şuur koyduğumuzla birebir aynıdır.

Müslümanlığımızın kalite kaybına uÄŸramaması için, Yunus'un “Her dem yeniden doÄŸma”gayretini kuÅŸanmamız gerekiyor.