Güncel
Bir yıl sonra 15 Temmuz Kıyâmı
15 Temmuz kıyâmı; yenilgilerin, kendine güvensizliğin, kendi değerlerine yabancılaşmanın, mandacılığın, batılılaşmanın mîâdı; kendine gelişin, kendi özüne dönüşün, kadim İslâmî değerleri ile tekrar buluşma azim ve kararlılığının mîlâdı olmuştur.
Abdullah Yıldız - Yeni Akit
15 Temmuz 2016 Kıyâmı’nın üzerinden bir yıl geçti… Cumartesi günü 15 Temmuz’un yıldönümü…
Öncelikle Türkiye Müslümanları olarak hepimizi dilhûn eden, Suriyeli EmanikardeÅŸimizin on aylık bebeÄŸi ile hunharca ÅŸehid edilmesi karşısında öfkemizi dillendirmeye kelimelerin yetmediÄŸini ifade edelim. İçimizdeki bazı varlıkların insanlıktan ne denli uzaklaÅŸtığını ve vahÅŸileÅŸtiÄŸini resmeden bu kan dondurucu olayı çok iyi tahlil etmeli ve “onlara hangi günahtan dolayı öldürüldükleri sorulduÄŸunda” (Tekvir 8-9), onların hesabının bize de sorulacağını bilmeli ve cevabımızın kolay olmayacağını da unutmamalıyız. Ve ÅŸimdi üzerimize düşen sorumlulukları da…
Åžeytani Medya odaklarının “Suriyeliler evine dönsün” kampanyalarının bu vahÅŸete nasıl zemin hazırladığına tanık olan bizler, Müslüman kimliÄŸi iyiden iyiye örselenmiÅŸ de olsa insanımızın kahir ekseriyetinin mültecilere ensarlık yaparak dünyaya “kardeÅŸlik” ve “merhamet” örnekliÄŸi sergileyebildiÄŸini de göz ardı etmeden bu erdemlerimizi onarıp beslemeli ve hep diri tutmalıyız…
Bu meyanda birliÄŸimizi, kardeÅŸliÄŸimizi, ümmet bilincimizi ve kötülük odaklarına karşı direniÅŸimizi sürekli diri tutmamızın önemli imkânlarından biri olan “15 Temmuz Kıyâmı”nın ve “ruh”unun zedelenmesine de, içinin boÅŸaltılmasına da asla izin vermemeliyiz…
İmdi, bugün 15 Temmuz ruhunu geleceğe taşımak ve geleceğimizi bu diri ruhla inşa etmek için neler yapılması gerektiğinin ve geçen bir yıl içinde neler yapabildiğimizin ciddi bir muhasebesini hiçbir komplekse kapılmadan ve başkalarını suçlama kolaycılığına sığınmadan yapmamızın tam zamanıdır.
Evet, 15 Temmuz kıyâmı; milletimizin 300 yıllık ma’kûs talihini yendiÄŸi; son haçlı saldırısını da geri püskürttüğü, istiklâline ve istikbaline sahip çıktığı gündür.
15 Temmuz kıyâmı; “Çanakkale ruhu”nun, “millet ve ümmet ÅŸuuru”nun tekrar dirildiÄŸi gündür.
15 Temmuz kıyâmı; yenilgilerin, kendine güvensizliğin, kendi değerlerine yabancılaşmanın, mandacılığın, batılılaşmanın mîâdı; kendine gelişin, kendi özüne dönüşün, kadim İslâmî değerleri ile tekrar buluşma azim ve kararlılığının mîlâdı olmuştur.
15 Temmuzkıyâmının ruh kökü ve heyecan kaynağı Salâ-Ezan, Tekbir ve Şehadet olmuştur.
15 Temmuz gecesi milletimiz, Ä°srailoÄŸullarının Hz. Musa’ya “Sen ve Rabbin, gidin de savaşın; biz ise burada oturacağız” (Maide/24) dediÄŸini demeyip; abdestlerini alarak evlerinden meydanlara çıkmış, tankların altına yatmış, kurÅŸunlara göğüs germiÅŸtir.
Bu yönüyle 15 Temmuz Kıyâmı unutulmamalı, unutturulmamalı ama sadece hamaset üreterek15 Temmuzruhu“tüketilmemeli”, kalıcı bir “enerji kaynağı” ve “kalkış noktası” olarak pekiÅŸtirilmelidir.
FETÖ gibi; Ä°slâmî motifleri akla ziyan biçimde istismar ederek insanları sözde ‘cemaat’ dedikleri örgüt yapılarına “körü körüne”baÄŸlayan anlayışlar mahkûm edilmelidir.
FETÖ gibi; aklını, fikrini, zihnini, kalbini, imanını, iz’anını, iradesini ‘kutsal’liderlerine teslim eden “mankurt” tiplerin yetiÅŸmesine izin verilmemelidir.
FETÖ gibi; kendilerini Ä°slâm’a nispet eden, ama Ä°slâm Dini’ne “Ä°slâm düşmanları”ndan daha fazla zarar veren arızalı ve patolojik yapılanmalar artık icra-i faaliyet alanı bulamamalıdır.
Bunun için de Aziz Din’imiz, istismara açık her tür hurafe ve esatirden, ifrat ve tefritten, tekfirci ve te’vilci yaklaşımdan, kiÅŸi ve kurumları kutsayıcıuç ve uçukanlayıştan uzak, Kur’ân ve Sünnete dayalı, dengeli, kuÅŸatıcı ve özgün muhtevası ile insanlığın ve insanımızın idrakine sunulmalıdır.
“Müminin mümine karşı durumu, bir parçası diÄŸer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.» hadisi (Buharî, Salât 88) gereÄŸi kenetlenen bu millete gereÄŸi gibi ve doÄŸru öncülük yapılmalıdır.
Siyasetçilerimiz, kanaat önderlerimiz, davetçilerimiz, ilim ve fikir adamlarımız tarz-ı siyasetleri, dilleri, üslûpları, gündemleri, öncelikleri, yaklaşım biçimleri ile daha kuşatıcı, kucaklayıcı ve daha kolaylaştırıcı olmalı; asla itici, öteleyici, ötekileştirici, eleştirici, yargılayıcı, suçlayıcı olmamalıdırlar.
Diyanet teÅŸkilatımız, Din’i tebliÄŸ ve temsil edenlerimiz “hikmetle ve güzel öğütle Rabbimizin yoluna” (Nahl 125) davet etmeli, hakkı ve hakikati dosdoÄŸruanlatmalı; “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylaÅŸtırın zorlaÅŸtırmayın” (Müslim, Cihâd, 1732) hadisini, her zamankinden daha çok öncelemelidir.
Özetle: Allah’ın bu asil millete merhamet ve inayetinin eseri olan 15 Temmuz Kıyâmı; millet ve ümmet olarak topyekûn diriliÅŸimiz için eÅŸsiz bir fırsat olarak deÄŸerlendirilmeli ve heba edilmemelidir.
Henüz yorum yapılmamış.