Güncel
Filistin: Özne ve merkez
Büyük savaşların bir değil birçok sebebi vardır. Ancak bu sebepler o kadar çok boyutlu ve o kadar karmaşıktır ki, onları (savaşın sonucuna da bağlı bulunduklarından) bir çırpıda izah etmek mümkün değildir. Bu nedenle söz konusu sebepleri geriye itecek kabiliyette tek bir vesile öne çıkartılır ki, yığınlar da bunu bilmekle tatmin olurlar.
Ömer Lekesiz - Yeni Şafak
Ä°lgili son yazımda, Filistin’deki sıradan gibi görünen ÅŸeylerin, asıl “konu genelde Filistin, özelde Gazze ve elbette Katar olunca, ÅŸiÅŸede durduÄŸu gibi” durmadığını söylemiÅŸtim.
Çünkü, Filistin demek, Ä°branilerin devlet olmak amacıyla Ä°ngiltere desteÄŸinde iÅŸgal ettiÄŸi topraklardaki ezeli ve ebedi güvensizliÄŸidemektir ki, ÅŸimdi burada kim ne yapıyor olursa olsun, sonucu yine Ä°srail’in güvenliÄŸine ya da güvensizliÄŸine deÄŸer.
Firavunlar, Hititler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, MoÄŸollar... devrinde Levant’ın (ve aynı zamanda Bereketli Hilal’in) kapısı olan Gazze de, bu niteliÄŸinde hemen hiçbir deÄŸiÅŸme olmaksızın, Osmanlı’yı yıkıp Orta DoÄŸu’da hakimiyet kurmak isteyen Batı devletleri için her zaman bir kapı olmuÅŸtur. Bugünkü durumu da el'an böyledir. En kısa ifadesiyle Gazze’ye hakim olmak demek sadece Filistin’e deÄŸil, Türkiye’ye, Mısır’a, Sudan’a, Basra Körfezi’ne, Yemen’e hakim olmak demektir.
Meramımı şu örnekle teyit edeyim:
Büyük savaşların bir değil birçok sebebi vardır. Ancak bu sebepler o kadar çok boyutlu ve o kadar karmaşıktır ki, onları (savaşın sonucuna da bağlı bulunduklarından) bir çırpıda izah etmek mümkün değildir. Bu nedenle söz konusu sebepleri geriye itecek kabiliyette tek bir vesile öne çıkartılır ki, yığınlar da bunu bilmekle tatmin olurlar.
ÖrneÄŸin, Birinci Dünya Savaşının vesilesi, Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi Franz Ferdinand’ın eÅŸi Sofia ile birlikte, Saraybosna’da 28 Haziran 1914 tarihinde Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından öldürülmesidir. Ancak bu vesile, sebep yerine oturtulmuÅŸ ve dolayısıyla bu sayede, Birinci Dünya Savaşı’yla, Batı’nın Osmanlı’yı yıkarak Orta DoÄŸu’ya hakimiyet kurma niyeti baÅŸta olmak üzere diÄŸer ekonomik, siyasi, demografik ve sosyal nedenler perdelenmiÅŸtir.
Konunun Filistin (Kudüs ve Gazze) ile ilgili örneğine gelince:
Vesilesi, Macar – Avusturya – Rus Savaşı sonrasında Osmanlıya’ya sığınan Macarların Rusya’ya verilmemesi olanKırım Savaşı’nın (1853-1856) asıl nedeni doÄŸrudan doÄŸruya Filistin’dir.
Kırım ile Filistin’in coÄŸrafi uzaklığı (ve benim de tarihçi olmamam) nedeniyle ilettiÄŸim bu sonuçtan kuÅŸku duyabilirsiniz. Bu durumda, uluslararası bir savaÅŸa dönüşen bu sonucu, Kudüs –Bir ÅŸehrin Biyografisi adlı kitabın Yahudi yazarı Monteifore’nin ÅŸu yorumuyla pekiÅŸtireyim:
“(1852) Kasım ayında Sultan (Abdülmecid) kilisedeki üstünlüğü Katoliklere devretti. (Rus Çarı) Nikolas köpürdü. Kudüste’ki Ortodoks haklarının iadesini ve Rusya’yı Osmanlı Ä°mparatolruÄŸu’nun hamisi konumuna getirecek bir ittifak teklif etti. Nikolas’ın bu tehditkar talepleri reddedilince Ruslar, Tuna’daki Osmanlı topraklarını –Romanya- iÅŸgal edip Ä°stanbul’a doÄŸru ilerlemeye baÅŸladı. (Buna karşılık...) 28 Mart 1853’te Fransa ve Ä°ngiltere Rusya’ya savaÅŸ ilan etti. Savaşın çoÄŸu Kırım’da geçse de bu savaÅŸ Kudüs’ü dünya sahnesinin merkezine taşıdı ve o gün bugün de orada kalmaya devam etti.”
Kırım Savaşı’ndan Katar Krizi’ne kadar geçen yüz altmış dört yıldan sonra, 3-9 Temmuz 2017 tarihli Gerçek Hayat’ta, Yakup Kocaman’ın konumuzla ilgili yazısında spota çıkartılan ÅŸu güncel soruların, verdiÄŸim son örnekle olan baÄŸlam bağını kurmak hiç de zor olmasa gerektir:
“Daha bir buçuk yıl önce, Suudi Arabistan’ın yeni atanmış genç prensi Muhammed bin Salman, Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi Örgütü’ne üye –Türkiye, Pakistan, Malezya, Ãœrdün dahil- 41 ülkeyi ikna ederek Ä°slam Ordusu Ä°ttifakı’nın kuruluÅŸuna ön ayak olmuÅŸ, Ä°slam dünyasını kasıp kavuran terörizm dalgasına karşı ortak mücadele edileceÄŸini ilan etmemiÅŸ miydi?
Peki aradan geçen bir buçuk yılda ne oldu da bu ittifak Sudi Arabistan’ın öncülüğüyle parçalandı? Terörizme karşı ortak mücadeleyi, meÅŸru bir devlet olan Katar’ı ablukaya almaya ve sosyal bir olgu olan Ä°hvan hareketini ortadan kaldırmaya eÅŸitlemek bir samimiyet testiydi. Suudi Arabistan ve BAE’nin ittifaka üye 41 ülkeden sadece birkaç tanesinin desteÄŸini alabilmesi bunu göstermiyor mu?”
Buradan baktığımızda, Mısır’da halkın özgür iradesiyle seçilmiÅŸ Müslüman KardeÅŸler iktidarının, ABD tarafından bir askeri darbe ile yıkılması; Türkiye’deki Gezi kalkışması ve 15 Temmuz baÅŸarısız darbe giriÅŸimi, Ä°hvan ve Hamas’a destek verdiÄŸi gerekçesiyle Katar’ın boÄŸazının bizzat kardeÅŸ ülkeler tarafından sıkılması... neticede Gazze halkının iyilik umutlarına son darbeyi indirme, Ä°srail’in güvenlik kalkanını nihai olarak güçlendirme çabasından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.
Dolayısıyla Filistin, Kudüs ve Gazze, coğrafyamızda yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan uluslararası siyasi ihtilafların, sıcak çatışmaların öznesidir ki, onları mevcut problemlerin merkezine koymaksızın yapılacak her yorum batıl, aranabilecek her çözüm atıl olacaktır.
Henüz yorum yapılmamış.