Sosyal Medya

Genel

Onur Sınavı

Hayatın anlam ve amacının flulaştığı zorlu süreçlerde anlam ve onur arayışı daha bir anlam kazanmış oluyor…



Ramazan Kayan - MÄ°LAT

Onursuz yaşamların tehdidi altındayız.

Olmanın ve onurlanmanın ıskalandığı, sahip olmanın kutsandığı günlerden geçiyoruz…

Hayatın anlam ve amacının flulaÅŸtığı zorlu süreçlerde anlam ve onur arayışı daha bir anlam kazanmış oluyor…

Ä°nsanların ‘'ne'' ve ‘'kim'' olduklarından ziyade ‘'nereli'' ve ‘'neci'' oldukları önem arz ediyor…

Kişilerin doğruları ile nerede durduklarına pek bakılmıyor; nerede doğdukları veya ceplerini nasıl dolduracakları dert ediniliyor.

DeÄŸer merkezli bir yaÅŸam yerine, yarar eksenli dünyalar önceleniyor…

Ä°nancından ve onurundan ödün veren bireyler gittikçe silik, sinik, sönük bir savrulma ile saygınlık ve ağırlıklarını yitiren zavallılara dönüşüyorlar…

Sonuçta öznelliğini, özgünlüğünü, özgürlüğünü hazlarına ve hırslarına kurban eden bir nesille karşı karşıyayız.

Aidiyetlerini yitiren acziyetlere tanıklık ediyoruz…

Modern uygarlıkların, onursuz yaÅŸamları bizim dünyamızı kuÅŸatma yolunda çember daralıyor…

Yanlış adreslerde izzet arayışları, insanoÄŸlunun hüsran ve hicranını derinleÅŸtiriyor…

Kutsallarını topraÄŸa gömen insanlar çamurlaşıyor.. Çaresizlik girdabında hiçleÅŸiyor…

Tam da onursuz yaÅŸamların omuzlarımıza yüklendiÄŸi bir süreçte ilahi uyarı bizleri sarsıyor…

‘'Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki, bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.'' (Nisa, 139)

İzzeti nerede arayacağız?

Hangi kaynaklarda? Hangi adreslerde? Hangi referanslarda?

İzzetin menşei, melcei, mebdei, merkezi neresi? Kimin nezdinde izzet aranır?

Görece değil gerçek izzetin imkânı kimde?

Aile, aÅŸiret, asalet, nesep mi?

Kavmiyet, milliyet, cinsiyet mi?

Etiket, rozet, üniforma, forma, kariyer, titr mi?

İdeolojik mensubiyet, politik aidiyet, ekonomik güç, bürokratik statü, medyatik başarı mı?

Yoksa kesrette, servette, şöhrette mi izzet arıyoruz?

Kişisel gelişim, bireysel başarı, ekonomik göstergelerde mi izzet bekliyoruz?

Sultanların kapısında, zenginlerin sofrasında mı onur umuyoruz?

Güç, iktidar, silah, teknoloji, sanat, kültür, medya, bilim, kariyer, statü, para, baÅŸarı…

Bunlar mı izzetin adresi?

Ä°ÅŸte imanın asaleti ile küfrün mantığının ayrıştığı nokta…

Ä°blis izzeti yaratılış maddesinde aradı… ‘'AteÅŸ topraktan üstündür'' mantığına tutundu… ÅžeytanlaÅŸma süreci ile ebedi ateÅŸe müşteri oldu…

Firavun'un izzeti ile izzetleneceÄŸini sanan sihirbazlar,

‘'Firavun'un gücü(izzeti) ile galip geleceÄŸiz'' dediler.

Ancak görüyoruz ki, Asa'yı Musa ile dize geldiler… Ä°manın izzetine teslim oldular…

Anlıyoruz ki, Allah'a raÄŸmen izzet yok, izzet O'na raÄŸbet etmektedir…

Ä°zzet Allah'ın hâkimiyetinde olmaktır…

Ä°zzet Allah'ın himayesinde kalmaktır…

Allah'a odaklandıkça onurlanırız…

Allah'a adandıkça anlam kazanırız…

‘'Kim izzet ararsa bilsin ki, izzet tamamıyla Allah'a aittir.'' (Fatır, 10)

Aidiyetimiz Allah'a ise izzet arayışında doÄŸru yoldayız…

Ä°manın bize ilk ödülü onurdur…

Aziz olan Allah bizleri imanla izzetlendirdi, Ä°slam'la nimetlendirdi…

İmandan sonra zillet ne acı bir hüsran!..

Hayatı sadece ve sadece Rahman'a ve Rasul'e kodlamadan ne Rabbanileşebiliriz ne de izzete yol bulabiliriz?

Şimdi şu mazlum ümmetin maruz kaldığı zillet, zulmet, zulüm, esaret ve sefaleti nasıl yorumlayacağız? Ve nasıl kurtulacağız?

Hiçbir şey olmamış gibi davranabilir miyiz?

Yaşananları alın yazgısı diye geçiştirebilir miyiz?

Mazlum coÄŸrafyalarımızdan küfür diyarına sığınmak için ölümü göze alarak yola çıkıp Akdeniz'de boÄŸulan insan sayımızın bir yıllık bilançosu beÅŸ bin(5000) kiÅŸi… Bu nasıl bir zillet?

Şimdi biz izzeti emperyalizmin egemenliğinde, insan onurunu vahşi kapitalizmin kucağında mı arayacağız?

Ümmetin evlatlarına da sirayet eden özgüvensizlik, onursuzluk ve sömürülmeye hazır ruh halinin reçetesini kime sipariş edeceğiz?

Nifak odaklarına, şer mihraklarına muhalefet etmeden şerefi nasıl elde edebiliriz?

Üretilmiş korkulara, öğretilmiş çaresizliklere tepki vermeden tutarlı ve ilkeli bir duruşu nasıl sürdürebiliriz?

Zorla giydirilen deli gömleklerini yırtıp atmadan, korku tünellerinden çıkmadan, izzetli bir direnişe nasıl yürüyebiliriz?

Ama öncelikle takva libasını kuÅŸanmak zorundayız…

Çıkar-çizgi çatışmasında tercihin çizgiden yana yapılmış olması gerekiyor…

Arazinin rengine uymaktan vazgeçip Allah'ın boyası ile boyanmak icap ediyor…

Menfaat ve maslahattan önce meÅŸruiyeti öncelemek mecburiyeti hasıl oluyor…

Her devrin deÄŸil her derdin adamı olmak sorumluluÄŸu oluÅŸuyor…

Zilleti durdurmanın yolu dünyevileÅŸmenin önüne geçmekten geçiyor…

Konforun kucağında, görkemli konutlarda kulluk kulvarından hızla kopuyoruz…

Bu kopuÅŸu durduracak olan Kur'an'dır…

‘'Şüphesiz bu Kitap hem senin için hem de toplumun için bir ÅŸereftir, itibar kaynağıdır.'' (Zuhruf,44)

Gayrısı acziyet, aÅŸağılık ve alçaklıktır…

Kıymetimiz, kudretimiz, kuvvetimiz, kemalimiz Kur'an'a verdiÄŸimiz kıymet kadardır…

Ä°ÅŸte izzetin kaynağı…

Ä°slam tarihinden izzet yüklü bir sahne…

Şam fethinden sonra Ebu Ubeyde bin Cerrahı(ra) halife Hz. Ömer(ra) Şam'a davet eder. Halife Medine'den Şam'a doğru yola koyulur. Hz Ömer(ra) kölesiyle beraber nöbetleşe deveye binerler. Şam'ın girişinde deveye binme sırası köleye geldiği için köle devenin sırtındaydı.

Şam fatihi Ebu Ubeyde bin Cerrah, halifeyi bir heyetle beraber karşıladı.

-Ey Halife ne yapıyorsun? Bütün Şamlılar, özellikle Rumlar Müslümanların halifesini görmek için toplandılar. Sana bakıyorlar, bu yaptığını beğenmezler, dedi. Halife Ömer(ra):

-Ya Eba Ubeyde, senin bu sözlerin buradaki insanlar için çok zararlıdır. İşitenler, şerefin bineğe binerek yürümekte ve süslü elbiseler giymekte sanacaklar. Şerefin, Müslüman olmakta ve kullukta olduğunu anlamayacaklardır.

Biz zelil insanlardık, Allah bizi İslam'la şereflendirdi. Allah'ın verdiği şereften başka şeref ararsak Allah bizi zelil eder.''

Gerçek bu… Åžimdi bu gerçeÄŸin neresindeyiz?..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.