Güncel
Sosyo-politik hâfızalar sıfırlanacaksa, kimden başlanmalı?
Ki, o kişi, partisinin 90 küsur yıllık bütün o jakoben/tepeden inmeci, dayatmacı diktatörce, faşistçe uygulamalarını kendi dünya görüşlerinin iftihar vesilesi sayıyorsa.. Bugün, ‘kuzu postuna bürünen’lerin yeni tuzakları karşısında bulunulduğunu düşünemeyecek kadar ‘balık hâfızalı’ olmak, olacak şey mi?
Selahaddin E. Çakırgil - STAR
Birileri diyor ki: ‘Yahu, adam bir protesto eylemi ortaya koyuyor, doÄŸruluÄŸu-yanlışlığı, herkese göre deÄŸiÅŸir. Kendisine göre muhakkak haklıdır. Siz ona hemen, ‘28 Åžubat’ı 97’de asker ve laik kamuoyu, birlikte korkunç bir baskı uygularken neredeydiniz’ diye soruyorsunuz. ‘Başörtülü onbinlerce- yüzbinlerce kız üniversite kapılarından laik zorbalığın emrindeki polis tekmeleriyle kovulurken n’apıyordunuz?’ diye soruyorsunuz. ‘Meclis’te 411 oyla anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine gidilerek, başörtüsü yasağı kaldırıldıktan sonra onu Anayasa Mahkemesi’ne götüren siz deÄŸil miydiniz ve arkasından da sırf bu düzenlemeden dolayı iktidar partisinin kapatılması için dava açıldığında neredeydiniz? Ä°tiraz etmek ne kelime, ellerinizi ovuÅŸturup, heyecanla kapatma kararı beklemiyor muydunuz?' diyorsunuz.. Adam hangi adımı atsa hemen dünkü davranışlarıyla muaheze ediyorsunuz. Bırakınız, geçmiÅŸe takılıp kalmayı.. Adam, gitsin adam gibi siyaset yapsın…Adam, bugün bir eylem gerçekleÅŸtiriyorsa ve solcu gelenekteki yakıp yıkma eylemlerinden uzak duruyorsa, bırakınız yürüsün!’
***
Bu yaklaşım, ilk planda bazılarına, düz mantıkla doğru gibi gelebilir.
Ama, bu protesto eylemini tezgahlayan kiÅŸi, sokaktaki sıradan bir vatandaÅŸ deÄŸil, bir siyasî partinin baÅŸkanı ise.. Ve başında bulunduÄŸu partinin 90 yılı aÅŸkın geçmiÅŸi, baÅŸtan aÅŸağı milleti sıkboÄŸaz ediÅŸin, milletin bütün temel deÄŸerlerine savaÅŸ açışın bir kanlı, dâraÄŸaçlı hafakanlar tarihi ise.. Bugün de, gayet mülâyim bir görüntü vererek, ‘Biz bu uygulamaları protesto yapıyoruz, bu bizim hakkımız, bunda ne var?’ diyor ve bütün o 90 küsur yıllık geçmiÅŸini ve inkar ve redd-i miras eylemeden ya da özeleÅŸtiri süzgecinden geçirmeden, onu nasıl, yeni bir entrikanın dışında sayabiliriz?
Ki, o kiÅŸi, partisinin 90 küsur yıllık bütün o jakoben/tepeden inmeci, dayatmacı diktatörce, faÅŸistçe uygulamalarını kendi dünya görüşlerinin iftihar vesilesi sayıyorsa.. Bugün, ‘kuzu postuna bürünen’lerin yeni tuzakları karşısında bulunulduÄŸunu düşünemeyecek kadar ‘balık hâfızalı’ olmak, olacak ÅŸey mi?
***
Unutmayalım ki, bugünkü yürüyüşçü BaÅŸkan, kendisine örnek edindiÄŸini ikide bir tekrarladığı Ecevit’in, henüz 18 sene önce, Mayıs-1999 Meclis’e başörtülü olarak giren Ä°stanbul milletvekili Merve Kavakçı hanım karşısında, ‘Burası devlete meydan okuma yeri deÄŸildir. Bu kadına haddini bildirin..’ diye tepiniÅŸini bile eleÅŸtirememiÅŸtir; bırakalım, 90 yıllık zulüm yükünü..
***
Aynı ÅŸekilde, bugün askerî darbelere karşı olduÄŸunu söyleyen bu kiÅŸi, daha geçen yılki, ‘15 Temmuz Darbe Hıyaneti’ne bile, ‘kontrollü ve hükûmet tarafından kurgulanmış bir oyun’gözüyle bakmıyor mu?
Zaman zaman, askerî darbelere karşı olduÄŸunu söyleyen bu kiÅŸinin, konuÅŸmalarına dikkatle bakılsın; ‘12 Eylûl 1980, 12 Mart 1971 ve 28 Åžubat 1997 Askerî Müdahaleleri’ni sayarken, 27 Mayıs 1960 Darbesi’ni ısrarla zikretmiyor. Çünkü onun safındaki solcu ideologlar o darbeyi darbe deÄŸil, ‘aydınlanma’ sayarlar. Kezâ, ‘Cezaevinde gazeteciler var’diye feryat ederken de, dikkat edelim, saydığı isimler arasında Ä°slamî kimliÄŸiyle bilinen isimleri söylemez. Çünkü, onların içerde de-dışarda da yok sayılması devrimciliÄŸin gereÄŸibilinir.
***
Kruşçev,Stalin’in ölümünden sonra dizginleri eline geçirdiÄŸinde, iktidarının 3. yılında, Stalin’i lanetledi. Gorbaçov da kısmen benzer ÅŸekilde hareket etti. Bizdeki muhalefet lideri ise partisinin 90 yılı aÅŸkın bütün tarihini bütün zulümlerini, iftiharla kabullendikten sonra, eline aldığı ‘adalet’ pankartı ile yürürken, bazılarımızda ‘deÄŸiÅŸmiÅŸ olamaz mı’ gibi bir ihtimal kapısını aralatıyor. Siyaset bu kadar saflığı kaldırmaz.
***
Evet, geçmiÅŸe takılıp kalmayalım ama bütün gücünü son yüz yıllık kanlı, zâlim ve zorba devrimlerinden alanların mazlumiyet gösterilerine de hemen inanılamaz. Siyaset, dünlerden yarınlara uzanan bir sosyo-politik eylemler bütünüdür. GeçmiÅŸiyle hesaplaÅŸmadan sergilenen tavırlar, siyasî bir atraksiyondan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.‘Pek rengine aldanma, felek eski felektir..’
Henüz yorum yapılmamış.