Dikta rejimlerin medya korkusu

Resul Tosun - STAR

Katar’a ambargo uygulayan Arap ülkelerinin mantıksız talepleri, objektif bir deÄŸerlendirmeye tabi tutulduÄŸunda kendileri açısından en mantıklısı medya kuruluÅŸlarının kapatılması talebi olduÄŸu görülür.

Bu gerçeÄŸi geçen hafta kaleme aldığı makale ile en güzel ÅŸekildeTunus Eski CumhurbaÅŸkanı Munsif Merzuki ifade etti: “Katar’dan ambargoyu kaldırmak için mütekebbir komÅŸularının ileri sürdüğü sürrealist talepler arasında mantıklı tek bir talep var, o da el-Cezire kanalının kapatılmasıdır. Neden? Çünkü diktatör Arap rejimlerini tehdit eden en son ve en tehlikelisini oluÅŸturan Arap Baharı’nı el-Cezireden baÅŸkası tetikleyemezdi.”

***

Katarne nüfusu ne yüzölçümü ne de askeri kuvvetleri itibariyle körfez ülkelerini tehdit edecek bir güce sahip.

Katar’ın en büyük ve en etkileyici gücü Arap dünyasında bulunmayan Ã¶zgür medya gücü ve kendi halkıyla barışık siyasi yapısıdır.

Kataryönetimi doksanlı yıllara kadar diÄŸer körfez ülkeleriyle aynı sistemi ve aynı mantığı taşıyan bir ülkeydi.

Doksanlı yıllarda baskıya dayalı Arap sistemlerinin yürümeyeceÄŸini görmüş, özgürlükler alanında yeni reformlar baÅŸlatmış, insan hak ve özgürlüklerini önceleyen bir sisteme geçmiÅŸtir.

Bu baÄŸlamda Arap dünyasındaki maÄŸdurların ve mazlumların sesi olan el-Ceziretelevizyon kanalını kurmuÅŸ, daha sonra deÄŸiÅŸik dillerde yayın yapan yan organlarıyla Arap toplumlarının uyanışını tetiklemiÅŸtir.

***

Karşı devrimcilerin yaptıkları ilk iÅŸ de el-Cezire istasyonlarını kapatmak olmuÅŸtur.

Darbeci General Sisi’nin yaptığı ilk icraat ise ülkesindeki el-Cezire istasyonuna ve Anadolu Ajansı’na kilit vurmak olmuÅŸtur.

Çünkü diktatörün en çok korktuÄŸu güç medyadır.

Ambargo uygulayan ülkelerin otellerinde bile el-Cezire kanalını yasaklayan talimatları bu bakımdan anlamsız deÄŸildir!

***

Katar’ın yaptığı bir baÅŸka ÅŸey daha var ki, o da dikta rejimleri derinden rahatsız etmektedir.

Önceki Emir, medya organlarını güçlendirirken, yeni Emir baÅŸka bir adım atmış ve ‘Yolsuzlukla Mücadelede Uluslararası Ödül Programı’ baÅŸlatmıştır.

Dikta rejimlerin en büyük korkularından biri de baskı ile yönettikleri ülkelerdeki yolsuzluklarının faş edilmesidir.

Yani terörü desteklediÄŸi veya finanse ettiÄŸi için deÄŸil, Ã¶zgürlükleri desteklediÄŸi ve baskıcı yönetimlere karşı tavır koyduÄŸu için Katar bu ambargoya maruz kalmıştır.

Mesela topraklarının iÅŸgaline karşı direniÅŸiyle temayüz etmiÅŸ olan HAMAS’ı terör örgütü ilan etmek için Filistinlinin özgürlüğünü gasp eden bir Siyonist olmak gerekir.

HAMAS’ı terör örgütü ilan etmek özgürlük mücadelesine karşı iÅŸgalcilerle birlikte olmak demektir.

***

Müslüman KardeÅŸler’iterör örgütü ilan etmek de fikri özgürlüklere karşı olmaktan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.

HAMAS fiili iÅŸgale karşıçıkarken,Ä°hvan Arap dünyasının en ciddi sivil toplum örgütü olarak beyinlerin ve zihinlerin iÅŸgaline karşı mücadele etmektedir.

Katar’a ambargo uygulayanlar kendi halklarını mahrum bıraktıkları özgürlükten tüm Arap halklarını mahrum bırakma gayreti içindedirler. Bu yüzden de en etkili silah olan medya yayınlarını durdurmak istemektedirler.

Özgür medyadan yana olanlar, insan hak ve özgülüklerini savunanlar Katar’ın yanında yer almak zorundadırlar.

***

Batınınbu ambargoya karşı cılız itirazı düşündürücüdür!

Arap baharındakarşı devrime giriÅŸenlerin yanında yer alarak savundukları demokrasi ve insan hakları konusundaki ikircikli tavırları maalesef Katar krizinde de sırıtmaktadır.

Türkiye kendisine yakışan tavrıyla oyunu ÅŸimdilik bozmuÅŸ görünüyor.

Ama Batı dünyasının bu vurdumduymazlığı devam ederse, krizin katmerleşmesi kaçınılmazdır.

Allah doğruların yardımcısı olsun.