Alim
Ahlakta adalet
İslam ahlakçıları Yunan filozoflarının da meşgul oldukları ahlakta adalet konusunu, Kur
Hayrettin Karaman - Yeni Åžafak
Adalet için yürüyoruz diyenlere adaletin ne olduÄŸunu hatırlatmak için kaleme aldığım birkaç yazıdan bugün “ahlakta adalet” konulu ikincisini takdim ediyorum.
Ä°slam ahlakçıları Yunan filozoflarının da meÅŸgul oldukları ahlakta adalet konusunu, Kur’an ve Sünnet kaynaklarından yararlanarak geliÅŸtirmiÅŸler ve ortaya bir “Ä°slam ahlak felsefesi” çıkmıştır.
Ä°slam ahlakçılarının açıklamalarına göre insanda mevcut olan ÅŸehvet (arzu), gadap (öfke) ve akıl (anlama, bilme, düşünme) Allah Teâlâ’nın insan için uygun bulduÄŸu, olmazsa olmaz kıldığı güçlerdir. Bu güçler yaratılış amacına uygun kullanıldıklarında insanı kemale erdirir, güzel ahlak sahibi (erdemli, faziletli) kılar; iki ucu ile aşırılığa gidildiÄŸi zaman ise hem sahibine hem de baÅŸkalarına zarar verir, insanı rezil eder, erdemsiz ve deÄŸersiz hale getirir.
Akıl gücünün zeki insanlarda gerçekleşebilecek aşırılığı (ifratı) aklı kötüye kullanarak insanları aldatmak, çıkmazlara sokmak, onların gaflet ve ahmaklıklarından yararlanarak kötü amaçlara ulaşmak gibi şekillerde görülür. Aklın ters yönde aşırılığı (tefriti) ise ahmaklıktır; aklı gereği gibi kullanmamaktır, akılsız gibi davranmaktır. Bu iki uçtan uzak duran ve aklı yaratılış amacına uygun olarak kullanan, doğru düşünen, doğru bilen, doğru okuyan insan ise hikmet
sıfatına sahip olur.
Öfke (gadab) gücünün ifrat derecesi insanı zalim, despot, gücünü ölçüsüz kullanan, atılgan, zayıfları ezen ve bu cihetten erdemsiz kılar. Tefriti ise korkaklıktır. Öfkenin itidali, ortası, yaratılış amacına uygun kullanılışı şecaattir. Bu sıfata sahip olan insanlar hem kendi varlıklarını ve haklarını korurlar, hem de başkalarının, zalimler tarafından zulme uğramasını, ezilmesini, sömürülmesini engellemeye çalışırlar. Ahlak kahramanları şecaat sahibi olan insanlardır.
Åžehvet (arzu) gücünün bir yönü cinsellikle, diÄŸer yönü de beslenme ile ilgilidir. Cinsellik, cinsel arzu manasındaki ÅŸehvetin ifrat derecesi insanı iffetsiz, namussuz, namus düşkünü ve düşmanı, zinâkâr… kılar, tefrit derecesi ise bu gücü ihmal etmeye, gerektiÄŸi halde ve meÅŸru olarak da kullanmamaya, aile sahibi olmamaya götürür. Åžehveti aşırı uçlara kaçmadan kullananlar iffetli insanlardır ve bu sayede elde edilen erdemin adı da iffettir.
Beslenme, yeme içme şehveti (arzusu) aşırı uçlara kaçmadan kullanıldığında sağlıklı beslenme gerçekleşir; sağlıklı beslenme ise dünya hayatında insanın yeterince güçlü ve sağlıklı olmasını, bu sayede vazifelerini yapabilmesini sağlar.
Öfke, ÅŸehvet ve akıl güçlerini aşırı uçlara kaçmadan (i’tidal derecesinde) kullanmak kiÅŸiyi üç erdeme (fazilete) sahip kılar: Åžecâat, iffet ve hikmet; iÅŸte bu üç erdem birlikte “ahlakta adâleti” temsil etmektedir.
Şecâattan, iffetten ve hikmetten yoksun olmanın veya bu üç erdemin eksikliğinin ferde ve cemiyete verdiği zarar tarihte ve günümüzde insanlığın en büyük problemidir.
EÄŸer adalet için yürünecekse önce “ahlakta adalet” için yürümek gerekiyor; çünkü önceki yazıda ele aldığımız “hukukta adaletin” de, gelecek yazıya konu edineceÄŸimiz toplumda adaletin (sosyal adaletin) de gerçekleÅŸme ÅŸartı ahlakta adalettir.
Ahlakta adalet yoksa ne hukukta adalet olur ne de toplumda!
Henüz yorum yapılmamış.