Yüreklerin ağza geldiği o anlar

Ahmet TaÅŸgetiren - STAR

Bayram sabahı eÅŸimle birlikte namazı Mimar Sinan Camiinde kılmak üzere yola çıktık. Yolda olaÄŸanüstü güvenlik tedbiri vardı. “Anlaşılan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan da namazı orada kılacak” diye düşündük. Cami çevresine vardığımızda yanılmadığımızı anladık. Cemaat bir tek kapıdan girmeye yönlendiriliyordu. Üç yerde arandıktan sonra  cami çevresine vardık.

Henüz dışardaydık, içerden cemaate yönelik “Herkes otursun” çaÄŸrıları yapılıyor, sürekli tekbir getiriliyordu. OlaÄŸanüstü bir durum olduÄŸu anlaşılıyordu.

İçeri girdik, caminin ortasında bulunan müezzin mahfilinin etrafında insanlar sırtları mahfile, yüzleri cemaate dönük ayakta duruyordu. Bu arada Ä°stanbul müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz Hoca'nın sesini duymaya baÅŸladık: “Sayın CumhurbaÅŸkanımıza Rabbimizin “EÅŸ-Åžafi” ismi hürmetine ÅŸifalar dileyelim. Åžifa ayetlerini okuyalım.” Tekbir sesleri devam ediyordu. Müezzin mahfeli etrafında sıralanan korumaların gözlerinin yaÅŸardığı görüldü. 

Anlaşılan sayın Cumhurbaşkanı camiye bizden önce gelmişti ve ortalıkta çok ciddi bir sağlık sorunu vardı.

İşte o an, memleketin yüreğinin ağzına geldiği andı.

Bayram günü, bayram namazı ve Türkiye'nin merkez insanı camide ciddi bir sağlık sorunu yaşıyor.

Bu, sadece Türkiye için değil, bölgemiz için, İslam dünyası için ve bu coğrafyaya odaklı gelişmeler sebebiyle belki bütün dünya için önemli bir hadiseydi.

Türkiye, geçmiÅŸte CumhurbaÅŸkanı Özal'ın kalb krizi geçirip hastaneye kaldırılması haberi ile bir sarsıntı yaÅŸamıştı.

Türkiye, Tayyip Bey'in Ankara'da bir araç içinde hastalanıp aracın kilitlenen camları balyozla kırıldığında böyle bir sarsıntı yaşamıştı.

Ve şimdi bir bayram namazında...

Namaza durmadan önce Cumhurbaşkanı'nın sağlığının iyi olduğu anonsları yapıldı. Sonra Hasan Kamil Yılmaz Hoca Bayram Namazını kıldırdı.

Namaz bitip cemaat camiden ayrılmaya başladığında henüz bilgiler net değildi. Dışarda herkes sayın Cumhurbaşkanı'nın çıkmasını bekledi.

Ben o an Hasan Kamil Yılmaz Hoca'ya ulaÅŸmaya çalıştım, sekreteri çıktı “Sayın CumhurbaÅŸkanı'nın iyi olduÄŸu”nu söyledi. Ferahladık. 

Sayın CumhurbaÅŸkanı bir süre sonra kameraların karşısına çıktı, “Åžekere baÄŸlı bir tansiyon problemi yaÅŸadığı”nı söyledi. “Åžimdi iyiyim elhamdülillah” dedi. Bu saÄŸlık konusu idi.

Ama söz konusu Tayyip ErdoÄŸan olunca meselenin saÄŸlıktan öteye, memleket meselelerine yönelmesi tabii idi. Hemen orada “Katar konusu”na dair deÄŸerlendirmeler de yaptı. Yani en ciddi saÄŸlık sorunları ile uÄŸraşırken memleket meseleleri ihmal edilmezdi.

Ãœstelik sayın CumhurbaÅŸkanı, “Partili CumhurbaÅŸkanı” sıfatını kazandıktan sonra saat 15.00'te Haliç Kongre Merkezi'nde yapılması planlanan Ak Parti teÅŸkilatlarıyla bayramlaÅŸma buluÅŸmasına da iÅŸtirak edecekti.

Bunlar sağlık probleminin tamamen aşıldığını gösterecek ve muhakkak ki gönülden sevenler için ilaç gibi gelecek olan jestlerdi.

Tayyip Bey'in mücadelesi... Büyük mücadele. Nerede ise kendini feda edercesine bir mücadele. Ona bakanlar “Bu enerjiyi nasıl buluyor?” sorusunu sormadan edemezler. Ailesi muhakkak “Biraz dinlensen” diyordur. Etraf, Tayyip bey'in enerjisi ile coÅŸan etraf, hayran olur ama, belki “Biraz dinlensen” demek akla gelmez. Ä°nsanoÄŸlu makine deÄŸildir, halbuki bizzat sayın CumhurbaÅŸkanı'nın kendisi “Metal yorgunluÄŸu”ndan söz etti. Eminim ki yorgunluÄŸu asla üzerine kondurmayacaktır. Ama insanın yorulmasa bile dinlenmeye ihtiyacı vardır.

Hastalanıverdiğinizde dünyanın kulakları dikilir. Sizin ile ilgili hesapları bulunanlar, Türkiye ile ilgili hesapları bulunanlar, olan biteni okumaya, planlar yapmaya başlarlar. O kadar hayatidir sizin sağlığınız.

Tuncay Opçin, Emre Uslu rezillikleri böyle zamanlarda cesaret bulur.  Dışardan, içerdekileri kahretmek pahasına...

“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...”  demiÅŸ ya Koca Hünkar Kanuni Sultan Süleyman! Aynen öyle.

Sağlık afiyet diliyorum. Bayramınız mübarek olsun sayın Cumhurbaşkanım.