Güncel
"Katar'a karşı adımlar orantısız"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Katar’a karşı atılan adımların orantısız olduğunu ve bu yaptırımların krizin çözümüne katkı sağlamadığını belirtti.
CumhurbaÅŸkanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ä°brahim Kalın, Daily Sabah gazetesinde kaleme aldığı makalesinde gündeme iliÅŸkin açıklamalarda bulundu. Katar ve bazı Körfez ülkeleri arasında yaÅŸanan krizin üçüncü haftasına girmesine raÄŸmen aynı ÅŸiddetle devam ettiÄŸini belirten Kalın, "Krizi çözme giriÅŸimleri karalama kampanyaları ve ciddi ekonomik ve jeopolitik yansımaları olan siyasi baskılardan müteÅŸekkil döngüyü henüz kıramadı. Aslında bu kriz Körfez’deki bölgesel düzenin ne kadar kırılgan olduÄŸunu ve bölge ülkelerinin Avrupa ve ABD ile olan iliÅŸkisinin istikrarsızlığını ortaya koydu. Katar, terörü desteklediÄŸi suçlamasını reddederek kendisini bu pozisyonda bulan her ülkenin yapacağı gibi somut kanıtlar görmek istiyor. KuÅŸkusuz ortada çok ciddi bir itham var. Katarlı yetkililer bu iddiaları ciddiye alıyor ama henüz kendilerini Körfez’de, Suriye’de veya baÅŸka yerlerde faaliyet gösteren terör örgütleriyle irtibatlandıran somut kanıt göremediler. Ayrıca Katar’a uygulanan blokajın adil olmadığını, uluslararası normlara uymadığını ve Müslüman ülkeler arasındaki dostluk ve kardeÅŸliÄŸi ihlal ettiÄŸini vurguluyorlar" ifadelerini kullandı. Kalın ÅŸunları kaydetti:
"Katar’ın terör örgütlerini desteklediÄŸi iddiasını destekleyecek herhangi bir kanıt ortaya çıkmadığı düşünülürse bu ülkenin talepleri oldukça makul. Katar’a karşı atılan adımlar gerçekten orantısız ve bu yaptırımlar krizin çözümüne katkı saÄŸlamıyor. Zaten Katar hükümeti de blokaj kaldırılmadığı sürece müzakereye yanaÅŸmayacağını açıkça söyledi. Suudi Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin bu çaÄŸrıyı dikkate alarak diyalog ve müzakere sürecini baÅŸlatmak için blokajı kaldırmaları gerekir. Bu süreçte Kuveyt Emiri de gerilimin azaltılması ve krizin çözümü için önemli bir rol oynadı. Kendisinin giriÅŸimini desteklemek gerekir. Türkiye de bu noktada yardıma hazırdır."
"TÜM TARAFLAR KÜÇÜK ÇIKARLARI BİR KENARA BIRAKMALIDIR"
Krizin başından itibaren CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın bölge liderleriyle birçok telefon görüşmeleri yaparak gerilimin azaltılması ve sorunun barışçıl ve dostane yollardan çözülmesi için gayret sarf ettiÄŸini hatırlatan Kalın, "Blokajdan etkilenen Katar vatandaÅŸlarına yardım için Türkiye insani bir jest yaparak gıda maddelerini Doha’ya ulaÅŸtırdı. Ayrıca tüm bölgenin güvenlik ve istikrarına hizmet edecek olan bir askeri üssün Katar’da kurulmasına dair anlaÅŸma Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı. CumhurbaÅŸkanımız birkaç defa Hadimul Haremeyn Åžerifeyn Selman bin Abdülaziz’in bölgenin en güçlü ülkesinin lideri olarak bu süreçte özel bir rol oynayabileceÄŸini ifade ettiler. Aslında Türkiye bu tavrı takınarak hiçbir bölge ülkesinin iç meselelerine müdahil olmak istemediÄŸini açıkça gösterdi. Bu krizden faydalanarak Türk-Arap iliÅŸkilerine zarar vermek isteyen bazı propagandistlerin iddialarının aksine Türkiye’nin tek arzusu bu krizin barışçıl yollardan çözülmesidir" açıklamasında bulundu.
Birlik ve dayanışma vurgusu yapan Kalın, "Suriye iç savaşının siyasi ve insani sonuçlarıyla karşı karşıya olduÄŸumuz, mezhep gerilimlerinin devam ettiÄŸi ve terörün ulusal sınırları tanımadığı bir dönemden geçerken asıl ihtiyacımız olan birlik ve dayanışma ruhu içerisinde el birliÄŸiyle ve koordineli bir ÅŸekilde hareket etmektir. Tüm taraflar bu hedef doÄŸrultusunda çalışmalı, küçük çıkarları ve farklı hedefleri bir kenara bırakmalıdır. Ancak bu aÅŸamada krizin terör suçlamalarından çok daha kapsamlı olduÄŸunu görüyor olmamız gerekir. YaÅŸananlar aynı zamanda Müslüman KardeÅŸler ve Hamas gibi siyasal Ä°slami hareketlerle ne yapılacağıyla baÄŸlantılı. Müslüman KardeÅŸler ÅŸiddeti uzun süre önce reddetmiÅŸtir ve bugün ÅŸiddete baÅŸvuran gruplarla arasında hemen mesafe koymaktadır. CumhurbaÅŸkanı Muhammed Mursi’nin General Abdülfettah Sisi tarafından bir darbe ile devrildiÄŸi Mısır’da Müslüman KardeÅŸler ÅŸiddete baÅŸvurmadı. Binlerce üyelerinin öldürülmesine, çok daha fazla kiÅŸinin hapsedilmesine ve liderlerinin dört yıldır hapiste olmasına raÄŸmen ÅŸiddeti bir siyasi enstrüman olarak kullanmadılar. Müslüman KardeÅŸler’i yer altına itmek ancak ÅŸiddet yanlısı aşırıcıların çıkarlarına hizmet eder" dedi.
"BU OYUNA HEP BÄ°RLÄ°KTE DUR DEMELÄ°YÄ°Z"
Hamas’ın Arap dünyasında herkes tarafından Filistin’in bağımsızlık davasının bir parçası olarak görüldüğünü anlatan Kalın, "Bugün Hamas’ı terörizmle suçlama gibi bir niyet varsa bile bunun hiçbir anlamı olmaz. Zira Hamas, Filistin toplumunun ve Filistinlilerin Ä°srail iÅŸgalini sona erdirme çabalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Doha’da bulunan Hamas Bürosu’nun Åžam’dan Katar’a birkaç yıl önce tüm bölge ülkeleriyle koordinasyon içerisinde taşındığı düşünülürse bu durum da Katarlılara yönelik terör suçlamasını kanıtlamaz. Bu süreç yaÅŸanırken krizden faydalanmak isteyenler, Türkler ve Araplar arasına fitne ve düşmanlık tohumları serpmeye çalışıyor. Kökleri eskiye dayanan bu oyuna hep birlikte dur demeliyiz. Yüz yıl önce Arapların Osmanlı’yı sırtından hançerlediÄŸi iddiası on yıllar boyunca Türklerle Arapların ayrı düşmesine sebep oldu. Aynı ÅŸekilde Türklerin Cumhuriyet kurulduktan sonra Araplara sırtını döndüğü iddiası Arap kamuoyunda Türkiye’yle olan iliÅŸkilere şüpheyle yaklaşılması sonucunu doÄŸurdu" ifadelerini kullandı. Kalın makalesini şöyle tamamladı:
"Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu efsane son on yılda çürütülmüştür. Türkler ve Araplar kardeş, dost, müttefik, komşu ve ortak olarak Arap ve Müslüman dünyasına daha parlak ve güvenli bir gelecek sunmak için iş birliği yapmak durumundadır. Fikir ayrılıkları asla karşılıklı suçlamalara, güvensizliğe ve karalama kampanyalarına dönüşmemelidir. Bugün Türklerle Arapların arasını açmak isteyenler sadece kendi çıkarlarına hizmet etmektedir. Medya savaşları kimseye bir fayda sağlamaz. Tam aksine entelektüel ve siyasi kaynaklarımızı düşmanlık ve vekalet savaşları yolunda ziyan etmemiz için atılan adımlara karşı uyanık olmalıyız. Bunun yerine enerjimizi karşılıklı olarak gücümüzü artıracak ortamlar kurmaya ve kazan-kazan ilişkilerini geliştirmeye harcamalıyız."
Henüz yorum yapılmamış.