Coğrafyamız
'İsrail, 2 milyar Müslümana meydan okuyor'
1948 Filistin İslami Hareketi Lideri Salah, "İşgalci İsrail, Mescid-i Aksa'yı tanımıyor. Müslümanların orada hakları olduğuna inanmıyor, 2 milyar nüfuslu İslam alemine meydan okuyor." dedi.
1948 Filistin İslami Hareketi Lideri ve dünya Müslümanlarınca 'Mescid-i Aksa'nın Muhafızı' olarak anılan Şeyh Raid Salah, evinde kabul ettiği bir grup Türk gazeteciye açıklamalarda bulundu.
Bir cuma hutbesinde verdiği vaazdan ötürü "şiddeti teşvik ettiği" gerekçesiyle İsrail mahkemesi tarafından 18 Nisan 2016'da 9 ay hapis cezasına çarptırılan ve mayıs ayında tutuklanıp tek kişilik hücreye kapatılan, cezasını çektikten sonra da 17 Ocak 2017'de serbest bırakılan Salah, İsrail otoritesinin Müslümanlara yönelik baskılarını had safhaya çıkarttığını kaydetti.
İsrail'in 2015'in sonunda İslami Hareketi yasakladığını, çok araştırmalarına rağmen bu yasaklamanın makul hiçbir sebebini bulamadıklarını dile getiren Salah, "İsrail, bugünlerde bütün dünyada moda olan terörist damgasını bize yapıştırdı. Bunun sonucunda 30 tane İslami kuruluş kapatıldı. Kapatılan bu müesseseler ve kurumlar, 500 bin Filistinliye hizmet sunan müesseselerdi." şeklinde konuştu.
"Yaptıklarından dolayı İsrail'in İslami değerlere karşı savaş açtığı sonucuna vardık" diyen Salah, şöyle devam etti:
"Kapatılan kurumların tümü eÄŸitim, saÄŸlık, insani yardım gibi faaliyetler yürütüyor, aynı zamanda Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya hizmet götürüyorlardı. Bütün bu müesseseler, elle tutulur hiçbir neden gösterilmeden kapatıldı. Bunlarla ilgili olarak hiçbir ÅŸekilde mahkeme süreci yaÅŸanmadı. Bu müesseselerden bir tanesi hem Batı Åžeria’da hem de Gazze’de 20 bin yetime yardım ediyordu. Bu yetimlerin ÅŸu anda bakacak kimseleri yok. Sokaklarda kalıyor ve Ä°srail güçleri tarafından takip ediliyorlar. Çocuklara Kur'an-ı Kerim'i öğreten Hira isimli kuruluÅŸ ile üniversiteli gençlere yönelik çalışmalar yürüten Ä°kra adlı kuruluÅŸ kapatıldı. Yine hiçbir siyasi ve politik yönü olmayan Ä°mar isimli kuruluÅŸ da ekonomik anlamda insanlara yol gösterip destek olduÄŸu için kapatıldı. Ä°srail, bu müesseselerimizi yok ederek, halkımıza, Ä°slami deÄŸerleri anlatma ile eÄŸitim, öğretim, saÄŸlık ve iktisadi hizmetler sunmamıza engel oluyor."
Salah, İsrail'in Filistin halkına hizmet sunan dernek ile vakıf gibi kurum ve kuruluşları kapatmakla yetinmediğini kimi kişilere ise Kudüs'e girme ve yurt dışına çıkış yasağı getirdiğini söyledi.
"İşgalci İsrail, Mescid-i Aksa'yı tanımıyor"
Salah, Kudüs'te üç semavi dinin mensuplarınca kutsal sayılan mabetlerin bulunduğunu ancak farklı aidiyette olan insanların bir arada yaşamasını İsrail'in engellediğini belirtti.
Bir gücün diğer tarafları ezmek için girişimlerini sürdürdüğünü anlatan Salah, "İsrail işgali, Kudüs'te sadece kendi hegemonyasını öne sürüyor ve diğer bütün tarafları ret ediyor. O yüzden birlikte yaşam mümkün olmuyor ve problemler çıkıyor. İşgalci İsrail, Mescid-i Aksa'yı tanımıyor. Müslümanların orada hakları olduğuna inanmıyor. Bütün buraların tek sahibi olduğuna inanıyor. O yüzden de bizim Mescid-i Aksa'ya girişimize yasak getiriyor. O yüzden aşırı dinci Yahudilerin oraya girmesine izin veriyor. Bize düşmanca davranmasına müsaade ediyor. Mescid-i Aksa'ya giren aşırı dinci Yahudileri silahlı adamlarla koruyarak, 2 milyar nüfuslu İslam alemine meydan okuyor. Tarih boyunca, hiçbir işgalci ile bir uyum olmamıştır. İşgalciler, her zaman baskıcı olmuşlardır." ifadelerini kullandı.
Cezaevinde yaşadıklarını kitap yaptı
İsrail cezaevlerinde geçirdiklerine ilişkin "Hapiste Tecrit Hayatı Yaşamak" isimli bir kitap yazdığını dile getiren Salah, pek çok acıklı hikaye yaşandığını vurguladı.
En son hapse girdiğinde tek başına bir hücrede her şeyden izole edilmiş bir hayat yaşamaya mahkum edildiğini anlatan Salah, şu bilgileri paylaştı:
"Benim tutulduÄŸum bölümde hiçbir mahkum ile karşılaÅŸmak mümkün deÄŸildi. Ä°ster hava almaya isterse ziyaretçilerinizle görüşmeye gittiÄŸinizde ellerinize kelepçeleri vuruyorlar. Ben izole edildiÄŸim için diÄŸer mahkumlarla sadece pencerelerden bağırarak tanışabiliyordum. Bir mahkumu kafesin içinde aile bireyleriyle görüştürüyorlardı. Ağır kanser hastası olan bir mahkuma ise ilaç verilmedi. O da 30 gün boyunca kanser ilaçlarını alabilmek için açlık grevi yaptı. Hapiste tutuklu ve mahkumlara baskı uygulayan birimler var. Bunlar gerçekten çok vahÅŸice eziyet ve iÅŸkenceler yapıyorlar. Filistin Nekbe'sinden (1948'ten) bu yana yaklaşık bir milyon Filistinli, Ä°srail cezaevlerine girmiÅŸtir. Bunlar 70 farklı iÅŸkence uygulamalarına muhatap olmuÅŸlardır. Bunların dışında onlarca insan iÅŸkencelere dayanamadıkları için cezaevlerinde hayatlarını yitirmiÅŸlerdir. Çok fazla trajedi yaÅŸanmıştır cezaevlerinde.”
Henüz yorum yapılmamış.