Güncel
5 Haziran
Doha’yı Suriye, Libya, Yemen nedeniyle veya Amerikan üssünden ötürü cezalandırmıyorlar. El Cezire televizyonunun Irak, Lübnan ve Gazze savaşlarındaki şahitliğinden ötürü cezalandırıyorlar. 2009’da, 2012’de, 2014’te Filistin direnişine ve 2000 ile 2006’da Lübnan direnişine verdiği destekten ötürü cezalandırıyorlar. Mübarek’in 2011 baharında devrilişinden ötürü cezalandırıyorlar.
Hakan Albayrak - KARAR
Ä°srail’in 5 Haziran 1967’de Ãœrdün, Mısır ve Suriye’ye saldırmasıyla baÅŸlayan “6 Gün Savaşı”nda DoÄŸu Kudüs’ün de dahil olduÄŸu Batı Åžeria toprakları iÅŸgale uÄŸradı, Mescid-i Aksa’ya Ä°srail bayrağı çekildi.
Suudi Arabistan ve müttefiklerinin Katar’ı ablukaya aldıkları tarih (5 Haziran 2017), bu felaketin 50’nci yıldönümüne denk geliyor.
Tesadüf mü?
Tevafuk mu?
Filistin kökenli Mısırlı ÅŸair Temim Barguti’ye göre bilinçli bir tercih.
***
Facebook sayfasında şöyle yazmış Barguti:
“Ä°srail’in Kudüs’ü iÅŸgalinin 50’nci yıldönümünde bir Mısır-Suud-BAE-Bahreyn-Ä°srail ittifakı, son yirmi yıl boyunca Filistin ve Lübnan direniÅŸlerine ve Arap devrimlerine -bilhassa Ä°srail’in müttefikini iktidardan düşürüp Camp David’in Kahire’deki askerî otoritesini tehdit eden Mısır Devrimi’ne- sahip çıkmaktan baÅŸka suçu olmayan bir Arap ülkesini karadan ve havadan ablukaya alıyor.
“Doha’yı Suriye, Libya, Yemen nedeniyle veya Amerikan üssünden ötürü cezalandırmıyorlar. El Cezire televizyonunun Irak, Lübnan ve Gazze savaÅŸlarındaki ÅŸahitliÄŸinden ötürü cezalandırıyorlar. 2009’da, 2012’de, 2014’te Filistin direniÅŸine ve 2000 ile 2006’da Lübnan direniÅŸine verdiÄŸi destekten ötürü cezalandırıyorlar. Mübarek’in 2011 baharında devriliÅŸinden ötürü cezalandırıyorlar.
“Macbeth sendromundan muzdarip olup elindeki eski kanı yenisiyle yıkayan yolsuz bir subay (Mısır diktatörü Sisi –ha.) ile kral olmak için acele eden ve taht yolunda kuzenini ne pahasına olursa olsun çiÄŸnemeye azmeden bir ergen (Suudi Arabistan 2. Veliaht Prensi ve Savunma
Bakanı Muhammed Bin Selman –ha.), 5 Haziran tarihini, ülkelerini Ä°srail’in stratejik derinliÄŸine soktuklarını ilan etmek için özellikle seçti.”
***
Barguti’ninkine benzer yorumlar başını almış gidiyor.
Suudi Arabistan ve müttefiklerinin iddialarını ciddiye alanlara nadiren
rastlanıyor.
Yerlere sürünüyor o iddialar.
Ä°ÅŸin başında, Katar’ın Yemen’deki Husi milislerine desteÄŸinden dem vuruluyordu…
Öyle ki, esas mesele buymuÅŸ havası veriliyordu…
Kimse ciddiye almayınca iddianın sahibi olan Suudi Arabistan bile bunu öne sürmekten vazgeçti.
“Ama Katar’ın Ä°ran’la iliÅŸkileri…” de kimsenin ciddiye aldığı bir argüman deÄŸil, çünkü Suudi Arabistan’ın kankası ve Katar’ı kuÅŸatma harekâtının baÅŸ aktörlerinden olan BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin Ä°ran sermayesiyle içli dışlılığını herkes biliyor.
***
Bu arada, Katar’la imzaladığı askerî anlaÅŸmaları meclise tasdik ettirip hayata geçirmeyi öne alan Türkiye bir kere daha iyilerin kahramanı oldu.
İyilerin kahramanı, kötülerin öcüsü.
Yeni bir “One Minute!” bu.
Ä°nternetteki Middle East Eye sitesinde Katar aleyhindeki kampanyanın niçin baÅŸarısızlığa mahkûm olduÄŸunu (“Why the campaign against Qatar is doomed”) yazan David Hearst, Katar’a Türk askerlerinin gönderilmesine imkân tanıyan bir kararın Türk parlamentosunda
kabul edilmesini “Suudi Arabistan’ın oyununu bozan iki geliÅŸmenin birincisi” olarak görüyor.
Hearst’e göre diÄŸer tayin edici geliÅŸme ise Ä°ran yönetiminin Tahran’daki terör saldırılarını Suudi Arabistan’a mal etmesi.
Henüz yorum yapılmamış.