Sosyal Medya

Söz ve Dua

Dün bu vakitte

Mevâkıf isimli kıymetli eserde, şu söylenir, söyletilir: “Kabrine yalnız gir.” (288) Zaten kabre yalnız girmiyor muyuz? Burada ne anlatılıyor olabilir? Cevabı başka bir kaynakta bulabiliriz belki.



Ä°brahim Tenekeci - Yeni Åžafak

Katıldığım her cenazede aynı sözü mırıldanıyorum: ‘Dün bu vakitte hayatta idi.’ Yani ÅŸu anda, ÅŸimdi. Bizim gibi. Yarın için muhtemelen planları vardı. Falan iÅŸi yapacak, filan kiÅŸi ile görüşecek vesaire. Olmadı. Her ÅŸey yarım kaldı.

Mevâkıf isimli kıymetli eserde, ÅŸu söylenir, söyletilir: “Kabrine yalnız gir.” (288) Zaten kabre yalnız girmiyor muyuz? Burada ne anlatılıyor olabilir? Cevabı baÅŸka bir kaynakta bulabiliriz belki.

Mesnevi’de ‘hırsına ve sonsuz emellerine lokma olan’ insanlardan bahsedilir. Onların daha yaÅŸarken hayata veda ettiÄŸini söyleyebiliriz. Çünkü hayat bu deÄŸildir, olamaz. Münasebetler bile ona göre kurulur. Ä°liÅŸkiler ağına yakalanmış av gibidir kendisi. Farkına varır mı, bilinmez.

DostluÄŸu dünyayla deÄŸil, insanlarla kurmalıyız. Hikem-i Atâiyye’yi okurken ÅŸu ifadeyle karşılaÅŸtım: “Kullukta sadakat.” Bunu güzel yazı defterine aktarırken, hemen kenarına kurÅŸun kalemle bir not düştüm: ‘ve dostlukta sebat.’

Biz kalbî dostluktan yanayız. DostluÄŸu kullanmamak, onu uzun ömürlü kılar. Duygular hariç, kullanılan her ÅŸey eskir. Demir dâhil.

Bunu diyoruz ama şunu da kabul etmeliyiz: Belki de hepimiz aynı durumdayız. Cesur düşmanlar ve sessiz dostlar arasındayız.

Dostumuzun elindeki imkânlar, Allah’ın ona emanetidir. Onlardan menfaat temin etmeye çalışmak, dostluÄŸu düşürür. KardeÅŸliÄŸin özünü kavrayamadığımızı gösterir. Yine aynı noktaya geldik: Kullukta sadakat ve dostlukta sebat.

***

Mesnevi’den bir hikâye: Kır sakallı bir adam temiz iÅŸ yapan bir berbere aceleyle geldi. “Yeni bir gelin alıyorum” dedi, “sakalımdaki beyazları ayıkla.” Berber sakalın tümünü kesip önüne koydu. “Sen ayıkla” dedi, “benim bir iÅŸim çıktı.” (Mesnevi’den Seçmeler, Derya Örs, Milli EÄŸitim Bakanlığı, sayfa 185.) Ä°ÅŸin içinden çık çıkabilirsen.

Beyazlıklar, ömrümüzün bizde kalan hatıralarıdır. Bütün günlerimizin özetidir. Dostlar ve düşmanlar, iyi ve kötü anlar, sevinç ve üzüntü, kazanç ve kayıp. Okunmuş kitap gibi düşünürsek, yaşanmış hayat. Fakat konumuz bu değil.

Bazen oluyor, olur: Gereksiz gördüğümüz bir ÅŸeyden kurtulmak isterken, elimizdekinin hepsini birden kaybediyoruz. Demek ki gerekli imiÅŸ. Tersi de doÄŸrudur. Ellerimiz dolu olduÄŸu halde, dalda durana veya rafta bulunana uzanıyoruz. Sonuç malum. Ä°nsanın istek ve arzuları bitmez, bitmiyor. Yetmiyor.

Bunlar bize ne söylüyor? Arzularımıza ulaşmak için çoğu zaman yürümek veya tırmanmak yetmiyor, eğilmek gerekiyor. Yerde bizi ne bekliyor, bilemeyiz. Tek bildiğimiz, yazımızın başında söylediğimizdir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.