Ä°slam
Reytingci Ramazan hocaları ve aziz İslam dini
Sanırsınız ki İslam esrarengiz, melankolik, asılsız hurafeler üreten bir din. Maalesef utanç verici bir müşteri kapma yarışı içinde her gün ekranlarda boy gösteren reyting tüccarları, aslı astarı olmayan menkıbelerle bol bol gözyaşı döktürerek topluma hayali bir İslam anlayışı boca ediyorlar.
Mehmet Ocaktan - KARAR
İnanıyoruz ki gönlümüzün en güzel misafiri oruçla birlikte bütün İslam toplumlarının ruhunda yeni bir oruç iklimi doğacak. Ve Müslümanların kalbi birbirine değdikçe yeni bir barış ve dayanışma mevsimi başlayacak, buna bütün kalbimizle iman ediyoruz.
Ancak Ramazan vesilesiyle televizyonlarda boy gösteren reltingçi hocaları gördükçe içimiz sızlıyor, Müslümanlar adına umutsuzluğa kapılıyoruz. Tamamen işportacı bir mantıkla ve de müşteri kapma esasına dayalı öyle bir din anlayışı sunuluyor ki, İslam adına hayıflanmamak mümkün değil.
***
Sanırsınız ki İslam esrarengiz, melankolik, asılsız hurafeler üreten bir din. Maalesef utanç verici bir müşteri kapma yarışı içinde her gün ekranlarda boy gösteren reyting tüccarları, aslı astarı olmayan menkıbelerle bol bol gözyaşı döktürerek topluma hayali bir İslam anlayışı boca ediyorlar.
Oysa Ä°slam hayatımızı tanzim eden ve hayatın bütün alanlarına iliÅŸkin temel doÄŸruları vazeden bir din. Ve biliyoruz ki Ä°slam sadece ibadetleri vazeden bir din deÄŸil, aynı zamanda hak, hukuk, adalet, toplumun imarı ve özgürlüklerin korunması gibi temel doÄŸruları da emrediyor. Çünkü Allah, Ä°slam’ı bu dünyada yaÅŸanmak için Müslümanlara armaÄŸan etmiÅŸtir. Kısacası Ä°slam, hurafe pazarlayıcısı hocaların anlattığı gibi sadece ahirete ait bir din deÄŸildir. Ve Ä°slam, son yıllarda isteÄŸe baÄŸlı fetvalar üreten hocaların anlattığı gibi ‘müşteri memnuniyeti’ne dayalı bir din de deÄŸildir.
Prof. Dr. Ali BardakoÄŸlu Hoca’nın geçtiÄŸimiz günlerde Hürriyet’te nefis bir söyleÅŸisi yayınlandı. Hoca, Ä°slam dünyasının halihazırdaki periÅŸan halinden, hurafeci din anlayışına, dünya ahiret dengesini yitirdiÄŸi için Ä°slam’ı menkıbelere hapseden ulemanın trajik haline kadar her alanda önemli tespitlerde bulunuyor.
“Reytingi en yüksek programlar en çok menkıbenin anlatıldığı, en çok gözyaşının döküldüğü programlar. Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor. Böyle bir din anlayışı sizi dünya sahnesinde yukarı çeker mi? Hazreti Muhammed’in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaÅŸanması mümkün deÄŸil. Bugün Ä°slam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peÅŸindeler.”
Başımıza geleni de hep “ya Allah’ın gazabı ya da ötekinin kötülüğü” diye anlattık. “Sen sadece dua et, hatta en etkili ve gizemli duayı ve zamanı bul yeter, bunlardan kurtulursun” diyerek piyangocu bir anlayışı besledik.”
Maalesef Ä°slam uleması, Ä°slam’ın evrensel ilahi bir mesaj olduÄŸunu bildiÄŸi halde dini neredeyse sadece menkıbelere ve fetvalara indirgedikleri için topluma kuÅŸatıcı bir Ä°slam anlayışı sunamıyorlar.
BardakoÄŸlu Hoca’nın Ä°slam’ın cihanşümul yaklaşımı konusundaki tespitleri de son derece dikkat çekici: “Ä°slam uleması tıkandığımız ekonomik alanlarda sorunları aÅŸmada son derece mahirler. Ama insan hakları, kadın hakları, ötekinin hakkı ve özgürlüğü, cinsiyet ayırımcılığı, sosyal adalet gibi daha geniÅŸ tabanlı konuları gündeme taşımaya pek istekli deÄŸiller. Sadaka ve iane kültürüyle ya da retorikle bunları saÄŸlayamayız.”
***
Toplumun deÄŸiÅŸik kesimlerinden zaman zaman “Ä°slam dünyası neden bu halde?”benzeri soruların yükseldiÄŸini hepimiz duymuÅŸuzdur. Her ne kadar bu ve benzeri sorular yüreÄŸimizi yaksa da, maalesef Ä°slam coÄŸrafyaları son yıllarda terör üreten, terörden maÄŸdur olan ve de ekonomik olarak periÅŸan haldeler. Bu konuda elbette pek çok sebep sayabilir ve farklı mazeretler üretebiliriz. Ama ne yazık ki gerçekleri örtmek mümkün olmuyor. Kabul etmek zorundayız ki, Ä°slam ülkelerinin neredeyse hemen hepsinde adaletin tecellisini saÄŸlayacak evrensel normlarda bir hukuk nizamı yok, özgürlükleri ve insan haklarını teminat altına alan demokratik bir sistemden mahrumlar ve koyu bir istibdat rejimiyle yönetiliyorlar.
En acısı da her türlü adaletsizliğe, sömürüye, eşitsizliğe, hak ve hürriyetlerin ihlal edilmesine karşı çıkması gereken İslam ulemasının menkıbeler ve hurafelerle dolu bir İslam anlatımıyla sorumluluklarından kaçıyor olmalarıdır.
Henüz yorum yapılmamış.