Genel
Bakışlarımızı İslamlaştırmalıyız
Müslüman’ın ağzından çıkan söz, düşmana atılan ok gibidir. Bazen yaraları saran ilaç gibidir, bazen de ameliyat yapma özelliğine sahiptir.
Abdullah Büyük - Yeni Akit
İnsanlara, hadiselere, yaşanan tüm olaylara gönül gözü ile bakmak, Peygamberimizin ümmetine yakışan bir tavır olsa gerek. Ramazan Ayı, Müslüman ümmete bu nimeti hazırlıyor. Yeter ki kulluğumuzun ve kulluk birimlerimizin farkına varalım.
Müslüman’ın aÄŸzından çıkan söz, düşmana atılan ok gibidir. Bazen yaraları saran ilaç gibidir, bazen de ameliyat yapma özelliÄŸine sahiptir.
Mesela Peygamberimiz mealen şöyle buyurur: “Mü’min, kılıcı ve diliyle cihat eder.” (Ahmed. Müsned.) Yine bir baÅŸka hadislerinde ise: “Allah’a yemin ederim ki, sizin dilinizle düşmana attığınız sözler, tıpkı ok gibidir.” (A.g.e 6/387)
Bir başka örnek verelim. Yağmurdan ıslanmış birine, bir bardak su atsanız, size tepki gösterir, kızar, kavga eder. Yağmurdan ıslanmış olan insan, Rabbine kızmaz. Öyle ise şahsi fikirlerimizi değil, Kitap ve Sünnetin onayından geçmiş fikirlerimizi, nasihat ve uyarılarımızı dillendirirsek, muhatabımız bizlere dua eder.
Sizlere sunduÄŸumuz mesajları, bu ölçüler içinde okursanız, inÅŸallah gönlünüz rahat eder. Hz. Mevlana’dan, sizlere bir sözünü hatırlatmak istiyorum: Sopayla kilime vurmanın gayesi, kilimi dövmek deÄŸil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle, tozunu, kirini alır, niye kederlenirsin. TaÅŸ, taÅŸ olmaktan vazgeçmedikçe, yüzük olmaz. Yüzük olmayı dileyen taÅŸ, yontulmayı göze almalıdır.”
İçinde bulunduğumuz ay, rengârenk nimetlerle donanmıştır. Tepeden tırnağa kadar tuttuğumuz oruçların manevi hazzını yaşamak için, Ramazan Ayının arka bahçesini fark etmeye bağlıdır. Basmakalıp ifadelerle değil, düşünerek, anlayarak, farkına vararak, bu ayın iç dinamiklerini hissetmeye başlarız.
Mesela, Ä°bn Teymiye, sabah namazını kıldıktan sonra, güneÅŸ bir hayli yükselinceye kadar yerinde oturur ve şöyle derdi: Bu benim kahvaltımdır. EÄŸer bunu yapmazsam kuvvetten düşerim.”
DiÄŸer taraftan, Ä°bn’ül Cevzi isimli büyük bir âlim, müslümanın gücünün, kuvvetinin adresini ÅŸu ibretli ifadelerle dile getirir: “Allah, müminin kuvvetini kaslarına deÄŸil, kalbine yerleÅŸtirmiÅŸtir. Bakmaz mısınız? YaÅŸlı adam güçsüz görünmesine raÄŸmen, gece ibadet eder, gündüz de oruç tutar. Hâlbuki gençler bunu yapamıyorlar.”
Bu güzel ve tesirli sözlerin ışığında küçük bir örnek verelim. Peygamberimiz Efendimiz, müslümanın sahura kalkmasını istiyor. Karnı tok olsa bile sahura kalkıp bir bardak su içmesini tavsiye ediyor. Demek ki gece kalkıp yenilen sahur yemeğinin bir başka hikmetleri söz konusu. Biyolojik bir kuvveti değil, seher ile sahurun kesiştiği noktada bir yudum su içmenin manevi özelliğine dikkat edilmesi isteniyor. İşte, Ramazan Ayımızın gece ve gündüzü ile gönül bağını kurduğumuzda, teknolojik imkânların çok ötesinde, oruçlu kullara tahminlerin üstünde manevi nimetler veriliyor.
Bu duygularla cümlenizin Ramazan Ayını tebrik ediyor, bu ay sebebi ile affedilen kullardan olmamızı yüce Rabbimizden istiyor ve sizleri diğer mesajlarla tanıştırmak istiyoruz.
Henüz yorum yapılmamış.