Sosyal Medya

Güncel

Salih Tuna, Yeni Şafak'a böyle veda etti!

Yeni Şafak yazarı Salih Tuna gazeteye veda etti. Uzun yıllardır Yeni Şafak’ta olan Tuna, "Veda yazısı: Hadi bana eyvallah" başlığıyla son yazısını kaleme aldı.



Yeni Şafak yazarı Salih Tuna gazeteye veda etti.

Uzun yıllardır Yeni Åžafak’ta olan Tuna, "Veda yazısı: Hadi bana eyvallah" baÅŸlığıyla son yazısını kaleme aldı.

Geçirdiği kalp krizi sonrasında hayatını kaybeden gazeteci Akif Emre'nin ardından üzüntüsünü yazısında anlatan Salih Tuna, "Öyle dedim ama bir 'biz' kaldı mı o yıllardan geriye, bilmiyorum, bilemiyorum. Bildiğim tek şey: Ben de gidiyorum. Yeni Şafak'ta bu son yazım. Hakkınızı helal edin. Allahaısmarladık" ifadelerini kullandı.

İşte Salih Tuna'nın Yeni Şafak'taki veda yazısı:

Akif Emre abim, 81'de aynı evde kaldığımız dönemde, aynı fakültede okuduÄŸumuz “Ä°slamcı bir gençten” bahisle, “Hâlâ tanışmadın mı onunla?!” diye serzeniÅŸte bulunmuÅŸtu.

Ben de 17 yaşımın deliÅŸmenliÄŸiyle, “Adama benzemiyor abi, tanışmasam daha iyi” karşılığını vermiÅŸtim.

Bakmıştı.

Sadece bakmıştı.

“Buldun da bunuyorsun” edalı bir “bakış fırçasıydı.” (Kırk yıl kesintisiz kardeÅŸliÄŸimiz boyunca bir kez olsun “söz fırçası” iÅŸitmemiÅŸtim. Zaten bilenler bilir, kırmaktansa kırılmayı tercih eden diÄŸergamlardandı.)

Haklıydı.

Azdık…

Çok azdık…

O kadar ki, nerde hangi mahalle, hangi semt, hangi ÅŸehirde kim var; tek tek biliyorduk nerdeyse.

Sonra çoÄŸaldık…

Çoğaldıkça yalnızlığımız arttı.

***

Akif abiyle 2000'li yıllardan vefatına kadar, yolda izde bir tanıdık “Ä°slamcıya” rastlarız endiÅŸesiyle, adeta “gizlice” buluÅŸmaya baÅŸlamıştık.

Halbuki…

“Derin ve gerçek Müslüman” manasında en hakiki, en sahici “Ä°slamcılardandı.”

Kaçtığı, ışık hızıyla uzaklaşmak istediği gevşeklerdi; yani mürailer, yani riyakârlar, yani fırıldaklar, yani müfteriler, hülasa, Asumanlardı.

Yoksa…

Ebubekir Doğan'dan Mehmet Güney'e, İbrahim Çelik'ten (Hüseyin Su) Osman Ağırman'a, Mustafa Şahin'den Birol Küle'ye, Mehmet Kılıç'tan Hasanali Yıldırım'a kadar görüştüğü, muhabbet ettiği birçok dostu, kardeşi vardı.

***

Keramettin Aslan, Bahattin Yıldız ve Ahmet Bayazıt abilerimiz ve Ayşe Şasa ablamız gittiğinde yalnız kalmıştım.

Yine…

Yeni Åžafak'ın BayrampaÅŸa'daki binasında Mehmet Åžeker kardeÅŸimin odasında yarenlik ettiÄŸimiz “Derbesiye Günleri”nin yazarı Hamit Can'ımız “dâru'l-bekâ”ya göç ettiÄŸinde ve dünyanın en güzel gülen adamı Mustafa Cambaz'ımız ÅŸehit düştüğünde yalnızlığım artmıştı.

Ve, Akif abi de gitti.

Yapayalnız kaldım!

Öyle hissettim, öyle hissediyorum…

Akif abiyi Mehmed Akif'in yanına defnettikten sonra Bahariye Mevlevihanesi'ndeki taziyede Ebubekir DoÄŸan, “Yapayalnız kaldım; ben ne yapacağım ÅŸimdi…” diyerek omzumda gözyaşı döktüğünde, “Ya ben Ebubekir abi, ya ben!” diyemedim.

“Biz varız abi…” dedim son nefesimi verircesine…

Öyle dedim ama bir “biz” kaldı mı o yıllardan geriye, bilmiyorum, bilemiyorum.

BildiÄŸim tek ÅŸey: Ben de gidiyorum.

Yeni Şafak'ta bu son yazım.

Hakkınızı helal edin.

Allahaısmarladık.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.