Ekonomi
Ä°brahim Kahveci: Yolda kalan bir yerli otomobil hikayesi daha
Yerli otomobil için yeniden yola çıkmak için Ak Parti dönemine kadar bekledik. Nihayet bu işi adeta namus meselesi haline getiren Fikri Işık oldu. Sabah yerli otomobilden bahsetti, akşam yerli otomobili anlattı. Nerede ise her konuşmasının bir yerinde ‘yerli otomobil’ geçti. Kendisi Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı döneminde bu işi prototip aşamasına kadar getirdi. Kamu-Özel ortaklığı ile iş artık son noktaya geliyordu... Ki, Sayın Bakan bir kabine değişikliği ile görevini devretti. Yine bir başka Ak Parti kabinesinde, başka bir bakanlık görevine geçti. Ve yerli otomobil hikayesi noktalandı...
Devrim arabası...
Yakıt unutulup, yarı yolda kaldığı için milli otomobil marka hikayemiz de yarı yolda kaldı.
Yerli otomobil için yeniden yola çıkmak için Ak Parti dönemine kadar bekledik. Nihayet bu işi adeta namus meselesi haline getiren Fikri Işık oldu.
Sabah yerli otomobilden bahsetti, akşam yerli otomobili anlattı.
Nerede ise her konuÅŸmasının bir yerinde ‘yerli otomobil’ geçti. Kendisi Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı döneminde bu iÅŸi prototip aÅŸamasına kadar getirdi. Kamu-Özel ortaklığı ile iÅŸ artık son noktaya geliyordu...
Ki, Sayın Bakan bir kabine değişikliği ile görevini devretti. Yine bir başka Ak Parti kabinesinde, başka bir bakanlık görevine geçti. Ve yerli otomobil hikayesi noktalandı...
2015 yılında Saab markasının NEVS firmasından 40 milyon euro ödenerek satın alınan fikri mülkiyet hakları ve resimleri de artık mazide bir hatıra oldu.
Bakan Fikri Işık’ın son açıklamaları, 2016 yılı ilk çeyreÄŸinde yerli ‘babayiÄŸit’in belli olacağı yönündeydi. Ama belli olan ÅŸu ki; kendisinin yeni bakanlık koltuÄŸunda oturuyor.
Åžimdi sormak isterim:
Yerli otomobil iÅŸini TÃœSÄ°AD’mı sahiplenmedi?
Yoksa Ak Parti Hükümetleri mi?
Peki ya; TOBB ne yapacak? Banka mı kuracak; yerli otomobil mi yapacak? Belki de köyünde evinden tarlasına çalışmaya çıkan çiftçiyi kendi hanesine yazıp, istihdam mı etmiş olacak?
Verisi yayımlanmayan istihdam seferberliği
İŞ-KUR veri yayımlamıyor.
SGK ise gecikerek TÜİK ile veri yayınlıyor.
Kısaca, kimse 17 Ocak’ta baÅŸlayan istihdam seferberliÄŸinde ne kadar yeni-gerçek istihdam saÄŸlandığını bilmiyor. 22 Mayıs günü “Bu seferberlik tarlada son buldu” baÅŸlıklı yazımda ÅŸu noktaları açıkladım:
-Ocak ayından itibaren mevsimsel etki ile Mayıs ayına kadar 1,3-1,7 milyon kişi yeniden işine dönüyor. Mesela sonbaharda hasadını bitiren çiftçi kış aylarında oturuyor ve baharda yeniden tarlasına dönüyor. Mesela kış aylarında evinde oturan turizm çalışanı da yaza doğru yeniden işine dönüyor. Kısaca mevsimsel etki ile bahar aylarında 1,3-1,7 milyon kişi yeniden eski işine dönüyor.-
Åžimdi açıklamalar “istihdam seferberliÄŸinde” 1 milyon 170 bin kiÅŸinin iÅŸe baÅŸladığı yönünde. Ä°yi de bizlerin-kamuoyunun görebileceÄŸi veriler yayınlanmıyor. Ama laflar havada uçuÅŸuyor...
***
Şimdi size bir hesapla bu işi anlatmak istiyorum. Ocak -Nisan 2016 istihdam rakamlarına bakalım:
Çalışan sayısı: 26.275 bin - 27.638 bin (Çalışan sayısı 1 milyon 363 bin artıyor)
Kayıtlı istihdam: 17.920 bin -18.366 bin (Kayıtlı çalışan sayısı sadece 446 bin kişi artıyor)
Ocak-Nisan arası mevsimsel etki ile tarlaya çıkan (540 bin kişi) ve yeniden eski işine dönenlerin büyük kısmı -kayıt dışı- çalışanlardan oluşuyor.
Åžimdi hesabı sürdürelim. EÄŸer TOBB’un dediÄŸi gibi sözler tutulmuÅŸ ve 1 milyon 170 bin kiÅŸi iÅŸe alınmış ise, (yeni ve ek istihdam) TÜİK- Nisan ayı verisi açıklandığında;
1- 2017-Ocak ayında çalışan sayısı 26.672 bin kiÅŸi. Buna en az 1,3 milyon mevsimsel etkilerle gelen eski işçilerin iÅŸine dönmesini ekleyin. Etti mi 27.970 bin kiÅŸi. Bir de TOBB’un “sözümüzü tuttuk” dediÄŸi 1.1 milyon ek istihdamı ekleyince rakam çıkıyor 29 milyon çalışana....
Yani, TÜİK 2017-Nisan istihdam rakamlarını açıkladığında Türkiye Cumhuriyeti devletinde çalışan sayısı en az 29 milyon kişi olmalı. Aksi halde -istihdam seferberliği- sözlerinin altı dolmamış olacaktır.
2-Gelelim ikinci meseleye. TOBB üyeleri 1.1 yeni istihdamı herhalde kayıt dışı yapmıyordur. 2017 Ocak ayında 18 milyon kayıtlı çalışan var. Buna mevsimsel etkiler ile eski işine dönen yaklaşık 450 bin kayıtlı çalışanı ekleyince, rakam çıkıyor 18,4 milyona. Şimdi buna TOBB kampanyasının 1.1 milyonunu daha ekleyin... O vakit Nisan ayında kayıtlı çalışan sayısı da en az 19.5 milyon kişi olmalıdır.
Bekleyeceğiz ve göreceğiz...
Sorun faiz deÄŸillll
Defalarca ama defalarca anlatıyorum.
Ekonomide nerede ise her canlandırma adımımız “faiz-kredi” düzeni üzerinden yapılıyor. Faize karşı isek, neden baÅŸka enstrüman bulmuyoruz.
Ak Parti iktidara geldiğinde faiz piyasası ekonomimizde %10-13 aralığındaydı.
Åžimdiler her yer faizle doldu. Faiz piyasasının ekonomideki ağırlığı %70’i geçti.
Kim faizci acaba?
Ama benim için sorun daha başka.
Her doğal denge gibi, faizin de bir doğal dengesi var. Ekonomide asıl sorunumuz asla ve asla faiz değildir. Bunu çok ama çok net söylüyorum. Reel faizin en düşük olduğu son 5-6 yılda sanayi sektörümüz-üretim gücümüz tarihin en düşük büyümesini gösteriyor.
Ekonomide sorunu faize bağlamak aslında gerçek sorunlardan kaçmaktan başka bir şey değildir. Çünkü gerçek sorunlar ağır maliyetli ve bedel isteyen reformlardan geçiyor.
Mesela düşük faiz ile artan emlak fiyatları ve şişen kiralar acaba esnafı ve fabrika arazisi bulamayan sanayiciyi nasıl etkiliyor? Asıl büyük rant, düşük faiz ile emlak sektöründen kazanılmıyor mu? Gerçek... lütfen gerçeklere dönelim.
Henüz yorum yapılmamış.