Güncel
Sorun nasıl çözülür?-Mete Yarar
Türkiye üç şeyin her zaman olabileceğini öngörerek turizm politikasını belirlemek zorundadır. Dünyada artan terör saldırılarını, yabancı tur operatörlerinin fırsatçılığını ve politik gerilimleri her daim hesaba katmalıdır. Bu yaşanacak sorunlar konusunda kendi senaryolarını şimdiden oluşturmak zorundadır. Şu anda yaşanan sıkıntıları turizm işletmecileri ile turistler arasında oluyor gibi algılamadan kalıcı çözümler bulunmalıdır. Turizm kendisi ile beraber 59 yan sektörü de ayakta tutmaktadır. Cari açığın kapatılmasındaki en önemli sektördür. Direkt ve endirekt olarak 500 bin insanı istihdam etmektedir.
Antalya’daki otellerin profesyonel yöneticilerinin düzenlediÄŸi bir organizasyonda konuÅŸma yaptım. Kendilerine yeni dünya düzeni ve Türkiye’ye etkileri konusunda bilgi vermeye çalıştım. Açıkçası önümüzdeki dönemde neler yaÅŸanacağı konusunda bir beyin fırtınası yaptık. Onlara aktardığım bilgi kadar ben de onlardan sektörel anlamda birçok bilgi edindim. Son yaÅŸanan sorunların sektöre etkilerini yerinde gördüm. Uzun yıllardan beri risk yönetimi konusunda ÅŸirketlere ve kurumlara danışmanlık yapıyorum. Bu nedenlede sorunları çözümsüz olarak görmem, çoÄŸunlukla gördüğüm ÅŸeyi doÄŸru yönetilemeyen sorun olarak nitelendiririm.
***
Sektörün temel anlamdaki sorunu gelen turist sayısındaki düşüş olarak belirtilse de asıl sorun düşen kiÅŸi başı gelirler. YaÅŸananları sorun olarak algılarsak sizce bunun çözümü ne olmalıdır? Ben de katılımcılar ile bunu tartışmaya çalıştım. Sektörün temel sorununu güvenlik endiÅŸesi ile Türkiye’ye gelmekten vazgeçen turist olarak deÄŸerlendirdiÄŸimizde yanlış teÅŸhis koyabileceÄŸimizi belirttim. Evet sorunlardan bir tanesi güvenlik ve emniyet kaygıları ancak bu sorun bütün dünya için geçerli. Uluslararası kurumların genel sekreterleri yaptıkları önemli açıklamalarda özellikle cümlelerine ÅŸu ÅŸekilde baÅŸlıyorlar: ‘Dünya turizmi güvenlik ve emniyet kaygılarına raÄŸmen geçen sene yüzde üçün üzerinde büyüdü.’ O zaman güvenlik kaygıları her yerde aynı boyutta hissedilmiÅŸ. Hatta ABD veya Fransa ya da Türkiye’de DAEÅž’in eylem yapma potansiyelinin eÅŸit olduÄŸunu söyleyebiliriz. Peki yaÅŸanan süreçteki asıl problem neydi? Neden bu kadar büyük bir kayıp yaÅŸadık? Bu sorunun iki temel nedeni var:
Birincisi, Rusya ile yaÅŸanan kriz neticesinde charter uçaklarının Türkiye’ye uçması konusunda konulan kısıtlamaydı. Bu sıkıntı sistemi komple kilitlemiÅŸti. Bu nedenle de bir ülkeden turist akışı komple durmuÅŸtu. Bu çok ekstrem bir durumdu.
İkinci neden ise 15 temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmeler ile referandum sürecinde AB ülkeleri ile yaşanan krizdi.
Birincisini tam çözdük dediÄŸimiz tarihlerde bu sefer de AB’nin haksız tutumu neticesinde karşılıklı olarak iliÅŸkiler gerilmiÅŸti. Bizler gideceÄŸimiz ülkeler seçeneklerimiz de nasıl Almanya ve Hollanda’yı çıkardıysak, onlar da bizi çıkarmışlardı. Bu yaÅŸananlar komple bir turist kaybına yol açmasa da ortalamada yüzde otuzlara varan düşüşlere yol açmıştı. Bu süreçten çıkmak için de sorunları karşılıklı olarak yapıcı bir ÅŸekilde ele almak gerekiyor. Sorunları dış iÅŸleri vasıtasıyla çözmek ve halkları sorunların bir parçası yapmamak gerekiyor.
Maalesef yaşanan iki süreç yabancı tur operatörlerinin işine yaramış gözüküyor. Türkiye paketlerini oldukça düşük fiyatlardan satın almışlar. Kazanan onlar olmuş, bizi kaybeden yapmışlar.
Türkiye üç şeyin her zaman olabileceğini öngörerek turizm politikasını belirlemek zorundadır. Dünyada artan terör saldırılarını, yabancı tur operatörlerinin fırsatçılığını ve politik gerilimleri her daim hesaba katmalıdır. Bu yaşanacak sorunlar konusunda kendi senaryolarını şimdiden oluşturmak zorundadır. Şu anda yaşanan sıkıntıları turizm işletmecileri ile turistler arasında oluyor gibi algılamadan kalıcı çözümler bulunmalıdır. Turizm kendisi ile beraber 59 yan sektörü de ayakta tutmaktadır. Cari açığın kapatılmasındaki en önemli sektördür. Direkt ve endirekt olarak 500 bin insanı istihdam etmektedir.
Bugünkü sorunlar yalnızca Turizm Bakanlığı’nın çabaları ile çözülemeyecek gibi duruyor. Yapısal bir dönüşüm programına ihtiyaç varmış gibi gözüküyor . Bu sorunların içinde devletin hataları olduÄŸu gibi, ÅŸirketlerin de yaptıkları hatalar olduÄŸunu unutmayalım.
Sorunların çözümünde haddimi aşarak öneriler sunmak istemiyorum. Ancak işim gereği sorunu yalnızca güvenlik ve dış ilişkilerde yaşanan problemlere bağlamanın da doğru olmadığını ifade ediyorum. Aynı Gaziantep modelinde olduğu gibi her bölge kendi stratejisini belirlemeli ve sorunu çözmek için plan üretmelidir. Antalya da Gaziantep gibi model bir şehirdir. Buranın sorunları da buranın kendine özgün önerileriyle çözülmelidir. Gaziantep tek teşvik almayan şehirdir. Buna rağmen en çok ve hızlı büyüyen şehirlerimizden biridir. Antalya da bunu başaracak dinamizme sahiptir.
***
Yerel yönetimler ÅŸehir kalkınmasının önemli bir iÅŸ olduÄŸunu unutmamalı, sorun çözmeli ve kalıcı model oluÅŸturmak için çaba sarfetmelidir. Bu sorun çözme konusunda Erzurum BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı Mehmet Sekmen’i örnek gösterebilirim. Åžehrin yalnızca altyapısı ile uÄŸraÅŸmayıp ÅŸehre yeni yatırımcı çekmek için ülkeleri gezmekte, kış turizmini canlandırmak için Rusya’da ilgili kurumlarla görüşmektedir. Bu sayede ÅŸehri ayakta tutabilmekte, göç vermek yerine göç aldırmaktadır. Bu sorunlar benim deÄŸil demeden model ÅŸehir oluÅŸturmaktadır. Antalyadaydım. Bu ülke için çalışanları görmekten gurur duydum. YaÅŸanan sıkıntılar nedeniyle otel kapatanların olduÄŸu yerde bir kısmının da yeni otel aldığına ÅŸahit oldum. Her sektörde olduÄŸu gibi burada da hatırlamakta yarar var. Ä°ÅŸ bilenin kılıç kuÅŸananın. Ä°nÅŸallah devletimiz, STK’lar ve yerel yönetimler bir araya gelerek turizm için farklı master planlar oluÅŸturabilirler. Bunun sayesinde de dünya her hapşırdığında biz zatürre olmayız.
Henüz yorum yapılmamış.