Bilim Teknoloji
Bakan Kılıç'tan dijital oyunlarda İslamofobi uyarısı
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, dijital oyunlarda İslamiyet'e karşı olumsuz algı yönetimi yapılmasına izin vermeyeceklerini belirtti.
Genç Akademisyenler Forumu tarafından Bilkent Otel'de düzenlenen İslamofobi konulu çalıştaya katılan Bakan Kılıç, dijital oyunlarla yapılan propaganda ve algı yönetimine dikkati çekti.
Kılıç, insanların birbirleriyle olan yakınlıklarını ve iletişimini tehdit eden, ayrılıkçı fikirlerin farklı şekillerde ortaya çıktığı bir dünyada yaşandığına işaret ederek, "İslamofobi, bu tehditlerin belki de şu andaki en tehlikelisi." dedi.
Belli grupların, Müslümanlara karşı ayrımcı bir yaklaşım içerisinde olduğunu vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendisini İslam dünyasının dışında gören, İslama karşı nefret besleyen, insanlığa karşı sevgi eksikliği bulunan grupların, Müslümanlara karşı giriştikleri bir nefret sarmalı mevcut. Bunu, tırnak içerisinde, dışarıdan yapılan bir saldırı olarak değerlendiriyorum. İşin başka bir tarafı da var. Müslüman olduğunu iddia ederek, bu anlamda ortaya çıkıp, dini adına bir takım şiddete giriştiğini iddia edenler var. Örneğin, DAEŞ gibi. DAEŞ'in, İslamiyet'le hiçbir ilgisi yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmalarında dile getirdiği bir söz var; 'Öldüren de ölen de Allahu Ekber diye bağırıyor.' Burada bir hata var."
Kılıç, FETÖ'nün de İslamiyet'in arkasına sığındığının altını çizerek, "Dini kisvenin arkasına saklanarak, en ağır, en vahşi işleri yapabilecek duruma gelen bir terör örgütü. Bir şeyin arkasına gizlenmeye çalışıyorlar, buna aldanmayacağız. Başka terör örgütlerinin de kendisini saklamak için ortaya koydukları algılar, perdeler... Biz bunların hiçbirisine kanmayacağız." ifadelerini kullandı.
Avrupa'da yakın dönemde yapılan seçimlerde aşırı sağcı propagandanın öne çıktığına işaret eden Bakan Kılıç, "Hollanda'da Geert Wilders diye bir kişi var. Bütün siyasetini nefret, yabancı düşmanlığı üzerine kurmuş. İnsanlıktan nasibini fazla almamış, belki hiç almamış. Tanımadığı, anlamadığı, kendisinden olmadığını iddia ettiği insanlara karşı... İşin özü ırkçılık. Aşırı sağcılık, ötekileştirme... Bunlar çok tehlikeli işler. Çünkü döner dolaşır, gelir sizi bulur. Bu iş sonu 'onun saçı siyah, senin saçın sarı, gözün şu renk' diye nefret etmeye gider. Nefret sarmalı böyle bir şeydir. Bizim üzerimize düşen görev, gerçekler üzerinden işin temeline inmek." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıç, İslamofobik yaklaşımlarla istismar edilen terimlere değinerek, şöyle konuştu:
"En büyük istismar edilen terimlerden birisi cihat. Bazı televizyon kanallarının ortaya koymuş olduğu şeyleri sadece gerçek olarak görürseniz, bu işin içinden çıkamazsınız. Diğer bir kelime, şeriat. Birçok yabancı kanalda, maalesef Müslüman olduğunu dile getiren bazı basında da şeriat çok yanlış bir şekilde yansıtılıyor. Bu anlamda ortaya konan yanlış bilgilerin, algı operasyonlarıyla ortaya konan bilgilerin ışığında yapılan hareketler yanlış yere götürüyor."
"DÄ°JÄ°TAL OYUNLARA Ä°SLAMOFOBÄ°K UNSURLAR YERLEÅžTÄ°RÄ°YORLAR"
Bakan Kılıç, günümüzde en önemli propaganda araçlarından birisinin dijital oyunlar olduğunun altını çizdi.
Dijital oyun sektörü hakkında bilgi veren Kılıç, "Şu an dünyada 1,5 milyar dijital oyuncu var. Türkiye'de yaklaşık 25 milyon. Dijital oyunlar sektörünün iş hacmi, 110 milyar dolar civarında. Dolayısıyla ne kadar büyük bir maddi kaynağın bu iş için kullanıldığı ortada. Türkiye'de bunun maddi hacmi ise 400 ila 500 milyon dolar civarında. Türkiye'de günde 39 milyon saat oyun oynanıyor. Bu çok ciddi bir rakam." diye konuştu.
Kılıç, bilgisayar oyunlarının içerisine İslamofobik bir takım unsurların yerleştirildiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Hollywood, bir zamanlar en büyük propaganda aracıydı. Günümüzde ise dijital oyunlar, olumlu anlamda da olumsuz anlamda da propaganda aracı olarak kullanılmaya müsait ve yapılıyor.
Bilgisayar oyunlarının bazlarının içinde dinimizin sembolleri ve aynı zamanda mukaddes bildiklerimizle ilgili olarak çok ciddi yanlışlıklar ve hatalar var. Üretilen dijital oyunlara İslamofobik bir takım unsurların içerisine yerleştirilmesinin karşısında olacağız. Bunun farkındalığını ortaya koymak için üzerimizde sorumluluk var. Yapmaya çalıştığımız tek şey, algı yönetimini olumsuz anlamda yapmalarına izin vermemek."
Dijital dünyanın getirdiği dezavantajlara da dikkati çeken Kılıç, "Problem çözme, mantık yürütme, birden fazla işi bir arada yapabilme kabiliyetlerini dijital oyunlar geliştiriyor mu? Doğrudur, geliştiriyor ama bunun yanında bir de alıp götürdükleri var. Sosyalleşme, fiziksel anlamdaki aktiviteleri yerine getirme gibi. Ayrıca sizin o konsolda oynadığınız, ekranda yaşadığınız belli bir süre sonra zihninizde ve belleğinizde gerçeklik olarak ortaya çıkıyor. 'Dijital dünyadan çıkalım, 60 sene öncesine gidelim.' demiyorum. Tabii ki dijital dünyanın içerisinde olacağız. Belki en önde olacağız. Getirdiklerinden en iyi şekilde faydalanacağız. Ancak neler getirip, neler götürdüğünü iyi bileceğiz. Yani bilinçli olacağız." görüşünü dile getirdi.
Henüz yorum yapılmamış.