Sosyal Medya

Güncel

5816 / Hakan Albayrak

Mustafa Kemal Paşa’yla 1923-1925 yıllarında evli olan Latife Hanım, Derin Tarih dergisinin son sayısında yayımlanan 1926 tarihli mektubunda, eski kocasının aldığı bazı önemli kararları “dişi Mussolini” diye andığı ve ismini vermediği bir kadının (belli ki kafatası ölçme furyasının fikir anası olan Afet İnan’ın) menfi tesirine bağlıyor.



Hakan Albayrak

Mektubun -“Atatürk Ä°lke ve Ä°nkılapları” diye bilinen ÅŸeylerden bazılarının aslında Afet Ä°nan Ä°lke ve Ä°nkılapları 

olduğu intibaını uyandıran- ilgili kısmı şöyle:

“Gazi, tam bir ÅŸovenizm timsali olan bu diÅŸi Mussolini’nin söylediklerini ciddiye almaya baÅŸladığı iÅŸte ondan itibaren iyi hesap edilmemiÅŸ … kararların altına imzasını atmaya baÅŸladı. Tekke ve zaviyelerin kapatılması, bazı kılık ve 
kıyafetlerin yasaklanması, bazılarını giymenin zorunlu kılınması gibi pek çok karar böyle alındı.”

***

Latife Hanım, bu hususlardaki 
itirazlarını Mustafa Kemal’e nasıl 
ilettiğini de anlatıyor:

“ÇeÅŸitli vesilelerle kendisine, bir ülkenin kanunlarının orada yaÅŸayan milletin tecrübelerinin toplamı olduÄŸunu, bazı ÅŸartlar altında reformların yukarıdan dayatılabileceÄŸini fakat insanların geleneklerini hedef alan bu tür deÄŸiÅŸikliklerin zorla hayata geçirilemeyeceÄŸini anlattım. Bu konudaki fikrim, kadınların çarÅŸaf giyip giymemesi, dinî törenlere bir erkeÄŸin nezaretinde veya tek baÅŸlarına katılmaları veya belli kıyafetleri giymelerinin yasak olması ve benzeri konuların -kamu ahlâkını tehdit etmediÄŸi müddetçe- yukarıdan dayatılan kurallarla ÅŸekillendirilecek konular olmadığı ve olmaması gerektiÄŸiydi.”

Mektubun devamında, Mustafa 
Kemal’in zaman zaman bu gibi 
itirazlarını haklı bulup “daha âkil ve insanî kararlar” almaya söz verdiÄŸini ileri sürüyor Latife Hanım.

***

Bence “Atatürk Ä°lke ve Ä°nkılapları”na kutsiyet atfeden çevreleri daha serinkanlı bir yaklaşıma davet etmesi bakımından önemli ve deÄŸerli bir tanıklık söz konusu.

Böyle bir belgeye ulaşan bir tarih dergisinin onu yayımladığı için yadırganması ve suçlanması akıl kârı değil.

Bu tanıklığa itibar etmemek de bir tercihtir tabii; istemeyen itibar etmesin, hatta ateÅŸ püskürsün, sorun yok, ama Derin Tarih dergisinin Latife Hanım’lı son sayısı toplatılıyor ve yayıncılarına soruÅŸturma açılıyor diye bayram etmek neyin nesi?

Böyle demokratik kültür mü olur?

Tamam; Latife Hanım, mektubunda Mustafa Kemal’le ilgili alaycı ifadeler de kullanıyor…

Kocası tarafından terk edilen 
bir kadının hıncı siniyor mektubun 
satır aralarına…

Ä°yi de, Mustafa Kemal’in hatırası buncağızla sarsılacak kadar gevÅŸek mi?

1926 senesinde Boston Adviser gazetesinde yayımlandığı halde Latife Hanım’ın başını derde sokmayan bir mektuptan bahsediyoruz.

Mustafa Kemal’in kendisi o nazı çekebilmiÅŸken “Atatürkçüler”in çekememesi kraldan fazla kralcılık deÄŸil midir?

“Yenge hanım fena kızmış” diye gülüp geçseler olmuyor mu?

***

Evet, Derin Tarih dergisinin son sayısı “Atatürk’e hakaret” gerekçesiyle toplatılıyor ve yayıncılarına soruÅŸturma açılıyor.

5816 sayılı “Atatürk’ü Koruma 
Kanunu” halen yürürlükte olduÄŸu -ve neyin hakaret teÅŸkil edip etmediÄŸine savcılar/hakimler karar verdiÄŸi- için bunda ÅŸaşılacak bir ÅŸey yok.

Åžaşırtıcı olan, mezkûr kanunun 2017’ye kadar gelebilmesi ve gerekliliÄŸinin bugün dahî doÄŸru dürüst tartışılmamasıdır.

Kaynak: Karar

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.