Gazze'deki Şati Mülteci Kampı'nda 'Nekbe' izleri

İsrail'in kuruluş sürecinde topraklarından zorla çıkarılan Filistinliler, sığındıkları mülteci kamplarında yıllardır zor şartlar altında hayat mücadelesi veriyor.

İsrail işgaliyle vatanlarından koparılan yüz binlerce Filistinli, bugün ülke içinde ve dışında oluşturulan 61 mülteci kampında hayatlarını sürdürüyor. İnsani şartların hiç de iyi olmadığı bu mülteci kampları arasında en yoksulları ise İsrail ablukasındaki Gazze Şeridi'nde yer alıyor.

Gazze'deki Şati Mülteci Kampı'nda yaşayan "Nekbe" (Büyük Felaket) tanığı Filistinliler, İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği 1948'den bu yana çektikleri acıların bitmediğini belirtti.

AA muhabirine konuşan 86 yaşındaki Filistinli Mahmud Ebu Şakfe, Nekbe sırasında Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yer alan Harabya köyündeki topraklarda çiftçilikle uğraştığını söyledi.

Yaşadıklarını asla unutmayacağını belirten Ebu Şakfe, "O gün tarlada çalışırken siyonist çetelere ait tanklarla askeri araçların geldiğini gördük, birkaç dakika sonra da patlama ve kurşun seslerini duymaya başladık." dedi.

Ebu Şakfe, İsrailli çetelerin katliam yapmasından korktukları için köyün işgalinin ardından 6 kişiden oluşan ailesiyle evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını ve yalın ayakla birkaç gün yürüdükten sonra Gazze kentine vardıklarını ifade etti.

Aradan geçen 69 yıla rağmen Şati Mülteci Kampı'ndaki birçok yaşlı Filistinli gibi olaylara ilişkin acı hatırlarını sürekli canlı tuttuğunu söyleyen Ebu Şakfe, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ailemle 3 yıl boyunca birçok kamp ve bölge değiştirdik. Ardından Akdeniz'e uzanan çalı ve otlarla dolu bu bölgeye yerleştik. Bu arada sürekli köyümüze dönüşün hayaliyle yaşıyorduk, ancak Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) görevlilerinin gelip burada bir kamp çalışmalarına başlamasıyla endişelendik. UNRWA, 1950 yılında buradaki çadırları kerpiçten evlere dönüştürerek Eş-Şati Mülteci Kampı'nın temelini atmış oldu. Aileme de o zaman 3,5 metrekarelik iki oda verildi."

ŞATİ MÜLTECİ KAMPI'NDA YOKSULLUK VE ÇARESİZLİK

Yaşlı Filistinli, kampta kerpiçten inşa edilen evlerde kış aylarında su sızmasının yanı sıra her türlü böcek ve haşarat nedeniyle son derece zor bir hayat geçirdiklerini vurguladı. Evlerin yapısının salgın hastalıklara da sebep olduğunu belirten Ebu Şakfe, 2 çocuğunu bu yüzden kaybettiğini söyledi.

Kamp sakinlerinden Nasr el-Belavi ise İsrail'in 1967 yılında Gazze Şeridi'ni işgal etmesinden sonra UNRWA'nın kamptaki evleri tuğlayla değiştirdiğini ve kampın altyapı hizmetlerinde bir nebze iyileşme olduğunu kaydetti.

"Kamp, daha önce kerpiç evler, halka açık tuvaletler ve kanalizasyon sularıyla kirli topraklardan oluşuyordu." diyen Belavi, gençlerin 1970'lerde çalışmaya yönelmesiyle kamptaki durumun biraz daha iyi hale geldiğini söyledi.

Akdeniz kıyısında yer alan, 80 bini aşkın Filistinlinin barındığı Şati Mülteci Kampı'nın şu anki hali ise içler acısı. İsrail ablukası nedeniyle yeterli yardımın ulaşmadığı kampta yoksulluk ve çaresizlik kol geziyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları Şati Mülteci Kampı'ndaki hayatı daha da zorlaştırmış. Kampın altyapısı saldırılardan büyük zarar görürken, birçok mülteci de evini veya iş yerini kaybetmiş.

Gözlemcilere göre, Şati Mülteci Kampı, Filistinli mültecilerin bulunduğu en yoksul kamplar arasında yer alıyor.

İsrail'in 1948'de işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi, Filistinliler tarafından "Büyük Felaket" anlamına gelen "Nekbe" olarak adlandırılıyor.

İsrail güçleri Nekbe sırasında yaklaşık bir milyon Filistinliyi zorla topraklarından çıkararak sürgün etti, Filistinlilere ait 675 köy ve kasaba yok edildi, binlerce Filistinli öldürüldü.

Nekbe'den bu yana, nüfus artışıyla birlikte Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 5,9 milyona ulaştı. Ülke içi ve dışında oluşturulan 61 mülteci kampında kalan yüz binlerce Filistinli, zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor.