Alternatif gerçeklik Sanal siyaset-Kemal Öztürk

ALTERNATİF GERÇEK İLE GERÇEĞİN KENDİSİ SAVAŞIYOR

O gün herkes şaşırmış ama bu kavramın aslında siyasetin ve medyanın yeni ve büyük sorunu olduğunu kavramamıştı.


Alternatif gerçeklik, insanların inanmak istedikleri şeyin kendisidir aslında. Gazetecinin elinde tuttuğu fotoğraflar gerçek ama Spicer inanmak istediği gerçek alternatif olandı.


Kavga, gerçek ile sahtesi arasında büyüyor yani.


Siyaset ve medyada bazı insanlar, kendi zihnindeki gerçekliği, doğrunun kendisiymiş gibi kurgulayarak sunmak istiyor ve bunu da başarıyorlar.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde ve esnasında, medyada PYD ve FETÖ güzellemelerinin sebebi de budur.


Pentagon'daki askerler, kafalarında kurguladıkları gerçeğin, yani IŞİD ile gerçek anlamda savaşanların PYD olduğu iddiasını, her gün farklı şekilde piyasaya sürüyorlar.


Gazetelerdeki “cici PKK kızları” röportajlarının sebebi de budur.


'Ä°SLAMCI TOTALÄ°TER ERDOÄžAN', PKK'NIN 'CÄ°CÄ° KIZLARI'


Erdoğan'ın 'İslamcı bir totaliter' olduğu algısı, son 4 yıldan beri ilmek ilmek zihinlere işlenmiş durumda. Bu nedenle, 'seküler, cici, özgürlük savaşçısı kızların' olduğu PYD mi, 'İslamcı totaliter Erdoğan mı tercih edilmeli' sorununun cevabı otomatik olarak zihinlere önceden yerleştirilmiş oluyor. İnsanlar bu yalana inandırılıyor. Başkan da dahil.


Unutmayınız, “ErdoÄŸan Ä°slamcı totaliter bir diktatör” diye tivit atan kiÅŸi ÅŸu anda CIA BaÅŸkanı Pompeo'dur.


Buna alternatif gerçekliğin, asıl gerçeği öldürmesi denir.


Sosyal medya alternatif algı oluşturmanın ilk zemini olarak kullanılır. Sahte hesaplarla bile olsa, çok yaygın biçimde, aynı şeyin tekrarlanması, insanlar buna tam inanmasa da, zihinlerinde iz bırakmayı amaçlar.


Daha sonra ana akım medyada bu izi takip eden yazılar, makaleler ve haberler çıkınca, alternatif gerçek zihne yerleşmiş oluverir.


İlk izi bırakanlar genelde, ilk algıyı da oluşturmuş olurlar. Daha sonra oluşmuş bu algıyı değiştirmek sanılandan çok zordur.


İnternete bırakılmış bir iz, bir algı silinmeden onlarca yıl kalabilir. Allah affetse bile Google affetmez ve hep o algıyı arandığında ortaya çıkartır.


TWİTTER BİR MANÜPÜLASYON ARACINA DÖNÜŞTÜ


Bu nedenledir ki, sosyal medya bilgi paylaşımının ötesinde bir algı oluşturma aparatı olarak siyasetin önemli bir aracı oldu. Amerikan Başkanı Trump'ın tüm açıklamalarını Twitter hesabı üzerinden, bizzat kendisinin yapması, bu aparata verilen önemin en önemli göstergesidir.


ABD hükümeti, her yıl milyonlarca dolar zarar eden Twitter'ın batmasını, kapatılmasını ve satılmasını istemiyor. Zira tüm dünyada Twitter, bir manipülasyon ve algı oluşturma aracı olarak güçleniyor. ADB devleti, istediği gibi yönlendirdiği böyle bir aracı neden kapatsın?


Türkiye'de Gezi olaylarıyla birlikte bir manipülasyon ve yönlendirme aracına dönüşen Twitter, alternatif gerçekliğin ve sanal siyasetin merkezi konumuna geldi neredeyse.


AK Parti olaÄŸanüstü kongresi yaklaşırken, siyasetçiler, medya mensupları, bürokratlar aleyhine yayınlarda da tuhaf bir artış var. Kimi karalamak istiyorlarsa, troller, kiralık hesaplar ve karanlık kiÅŸiler üzerinden bir iftira ve karalama yapılıyor.


BAÅžKAN'IN ADAMLARI SORUNSA?


Reel siyasette her şey normalken, her şey yolunda gibi gözüküyorken, sanal dünyada siyaset tam bir savaş alanı gibi gözükmesinin sebebi, bir alan kapma ve hesaplaşma isteğidir. İşin tuhafı, herkes, hangi karanlık hesabın arkasında kim var biliyor. Ancak gerçek dünyada bir şey yapmıyor kimse. Çünkü oluşturduğu algının hasmını bitirmesini bekliyor.


ABD medyası, sosyal medyada artan alternatif gerçekliğin (yalanın) ve sanal siyasetin her geçen gün gerçek yaşama taşınmakta olduğunu gördükçe ürperiyor. Zira Trump ve ekibinin halüsinasyona varan alternatif gerçeklikleri (yalanları) artık televizyon ekranlarına, gazete köşelerine taşınır oldu.


Doğru bilgi, asıl gerçek nerede ve nasıl bulunacak? Panik halde bunu düşünüyorlar. Zira alternatif gerçeği (yani yalanı) iddia edenler, Beyaz Saray'da oturan, Başkan'ın etrafında bulunan yetkililerin ta kendisi.


Gelin işin içinde çıkın bakalım.